Tarkan'ın geçen yıl doğan kızı Liya'dan sonra babalık duygusu onu öyle mutlu etmiş olacak ki tüm dostlarına yeniden baba olmak istediğini anlatıyormuş. Tarkan'ın annesinin de bu durumu desteklemesi Tarkan'ın bu hissini yeniden harekete geçirmiş. İkinci kez yeniden baba olmak isteyen Tarkan'a yakın arkadaşları da geç kalmadan ikinci kez baba olması için ısrarda bulunuyormuş.
GONCA VUSLATERİ'NİN EMİR ERSOY'LA SAHNESi
Oyuncu Gonca Vuslateri'yi oynadığı dizilerde ki şarkıcılık performansını çok beğenmiştim. Emir Ersoy'un Rockuba proje albümün de Göksel'in Sabır şarkısını yeniden yorumlayınca da Gonca kesin şarkı söylemeli derken dediğim de çok geçmeden oldu. Başarılı müzisyen Emir Ersoy'la beraber Karaköy Vor klein da sahnesinde izlediğim Gonca birçok şarkıcıya taş çıkaracak cinstendi. Yaptığı espriler ve sahnede oyunculuğu ile harmanladığı şarkılar gerçekten güzeldi. Emir Ersoy'un başarılı müzisyen ekibi ile de bütünleşen Gonca Vuslateri kesinlikle bu yola devam edip bence konsept bir albüm yapmalı.
ORGANİK YAŞAMA MERAK SARANLAR
Her geçen gün doğal yaşama merak saranların sayısı artıyor. Etrafımda sağlıklı beslenmek adına hiçbir şey yapmayan arkadaşlarım bile "acaba hangi ürün daha doğal ve sağlıklı" diye araştırma yapıyor. Özellikle eğlence hayatında alkolü fazla tüketenler cemiyeti birbirlerine sağlık kürleri vermekten kendilerini alamıyorlar.
Bir kısım bu durumu hiç önemsemese de fast food beslenmeye devam ediyor organik yaşama merak saranların sipariş verdiği doğal ürünler siteleri de günden güne artıyor hatta bunu büyük bir pazar olarak gören bazı uyanıklar tescilli olmadan "organik" kelimesini bile kullanıyor.
"Vaktim yok nasıl yapacağım" gibi bahaneler üretmeyenler muhakkak doğal ürünlerin olduğu çiftlikleri araştırıp sebzeden et ve süt ürünlerine kadar her şeyini artık buralardan sipariş veriyor
14 Şubat telaşı ay başı itibarıyla başladı. Sevgilisi olsun olmasın bir kesim 14 Şubat Sevgililer Günü'nü çok önemli bir boyuta taşırken bir kesim de çok saçma bulup kale bile almıyor.
Öğretilmiş dayatılmış ve ticari bir gün olarak düşündüğüm bu güne Anneler Günü, Babalar Günü ve birçok belirlenmiş günü de ekleyebilirim. Ama insanın bilinçaltı o kadar baskın bir direnme haline giriyor ki psikolojik olarak görsel ve yazılı basın başta olmak üzere birçok reklam insanın belleğine yerleşip bugünü kutlatmak istiyor.
NİLÜFER'İN YENİ ŞARKISI
Nilüfer uzun bir aradan sonra yepyeni bir Şehrazat şarkısıyla çıkıyor. Geçen hafta sonu Nilüfer'i yeni şarkısı "Tik Tak"ın klip montajı sonrası Nihat Odabaşı ile yemek yerken yakaladım. Nihat klibi biraz izletti. Gerçekten Nilüfer'i bu kadar zaman sonra ilk kez keyifli, kendinden emin bir Nilüfer olarak gördüm.
AJDA'NIN STÜDYO FOBİSİ
Ajda'ın 1 yıldan fazla üzerinde çalıştığı yeni albüm projesinin aranjelerinin hepsi tamamlanmış. Ozan Çolakoğlu'nun prodüktörlüğünde hazırlanan albümde Şehrazat, Sinan Akçıl, Serdar Ortaç, Günay Çoban, Bülent Özdemir, Murat Yeter ve Gülden Mutlu'nun şarkıları yer alıyor.
Geçtiğimiz hafta sonu 5 yıldır gitmediğim Uludağ’a kondum. Bir nevi kar tatilini özlemiş biri olarak kardan nasibini almak istedi bünyem. Dağa varmamla gönlüm çocuklar gibi şen oldu; sömestr tatili daha henüz başlamamış olsa da gördüğüm kalabalık beni benden aldı.
Özellikle son yıllarda her yerde olduğu gibi Arapların istila ettiği Uludağ'ın eski günlerinden maalesef eser yok. Telesijej sırasından tutun kafelere kadar yer bulmakta zorlanılan dağda kitle de maalesef çok sevimli değildi. Osmangazi Köprüsü'nün açılmasıyla daha da çabuk ulaşılan Uludağ'ın bir gizemi kalmamış artık. Geceleri İstanbul'un gözde mekanlarından Sess ve PM olmasaydı bir gram mutlu dönmeyecektim sanırım.
YILDIZ TİLBE SAHNEDE NASIL DELİRDİ?
Yıldız'ın her yaptığı hâl ve tavır bana mübah gelir bu sektörde. Olduğu gibi; kendiliğinden karakterinden asla ödün vermez. Canı ne istiyorsa o an onu yapar ve hiç umurunda olmaz. Geçtiğimiz haftalarda verdiği konserlerin birinde davulcusunun, orkestranın dışında hızlı ritim tutmasına sinirlenen Yıldız, orkestra elemanına seyircisi önünde verdi veriştirdi. Görüntüleri izlediğimde Tilbe'yi tanıdığımdan o an nasıl delirdiğini hâl ve tavrından çok çabuk anlayabildim.
Sahnede sabır eşiği kaçan ve durumu yönetemeyen Yıldız'ın bu hâline bilenler çok alışıktır. Nereden geldiğini şaşıran davulcusu o an sahneden gitmek ile kalmak arasında bocaladı. Sık sık orkestra da değiştiren Yıldız'ın dilinden anlayan az müzisyen olduğundan genelde işi bu anlamda hep zordur.
CAN YAMAN'IN MÜTEVAZILIĞI
Okan Bayülgen televizyonculuk hayatına ara verdikten sonra kendi konseptine uygun ve hayalinde olan mekan projesini, iki yıl önce Bodrum'da açarak gerçekleştirmişti. "Dada" ismini verdiği mekanda akustik konsept geceler düzenledi; Nükhet Duru, Yeşim Salkım dahil olmak üzere birçok sanatçı da çıktı. İstanbul'da daha geniş ve istediği bir yer bulmakta zorlanan Bayülgen sezon başında Fairmont Hotel'in içinde Dada Salon Kabaret'i hayata geçirdi. Geçen akşam gittiğim Dada'nın ruhu tam bir tiyatro ve müzikal tadında. Okan'ın her şeyi ile kendi ilgilendiği mekanda kendi yönetip oynadığı "Eğlenceli Cinayetler Kumpanyası" da sahneleniyor.
Ayrıca Dada Kabaret'te Candan Erçetin, Suzan Kardeş gibi isimler de konsept gecelerle geçen günlerde sahneye çıktı. Okan'ın yüzünün güldüğü ve İstanbul'a farklı bir eğlence anlayışı getirdiği Dada Salon Kabaret şu sıralar herkesin ilgisini çekiyor.
BUTİK ŞARKICILARIN DÖNEMİ
90'ların ruhunu yaşadığımız şu zamanlarda birçok mekan işletmesi geçen yazımda belirttiğim gibi o yılların şarkıcılarına ağırlık veriyor. Canlı müziğin tırmanışa geçtiği o dönemlerde birçok işletme isim yapmış kişileri mekanlarında sahneye çıkarmayı tercih ediyorlardı. Ancak yüksek bütçelerle sahneye çıkan bu şarkıcılar mekana kâr yaptırmadan zarara bile uğratabiliyorlardı. Mekan sahipleri bu yüzden bu büyük isimleri sırf etiket olsun diye tercih ettiklerinden dolayı da iflas bayrağını çekiyorlardı.
Ancak son iki yıldır canlı müzik yapan mekanlar albümü olmayan ama İstanbul gece hayatında tanınan genç isimleri sahneye çıkarmaya başladı. Hem eğlendiren hem de bütçelerinde uçmayan bu butik şarkıcılar mekanları full dolduruyorlar.
Müjde Kızılkan, Zeynep Bastık, Özay Bakır gibi isimler bunlardan sadece birkaç tanesi.
GÜNAY'IN RUHU HEP BİR BAŞKA
Bir dönem büyük sıkıntılar atlatan ama BVS gruba geçmesiyle yeniden eski ruhunu yakalayan Günay Restoran, İstanbul gece hayatında bu anlamda kült olmuş tek mekan diyebilirim. Gazino ruhunu yaşatan ve Türkiye'de büyük isimleri sahneye çıkaran Günay'ın her zaman ruhu bambaşkadır. Bülent Ersoy'dan Muazzez Abacı'ya, Selami Şahin'den Emel Sayın'a kadar Türkiye'ye damga vurmuş isimleri sahnesinde ağırlayan Günay bir anlamda yeni jenerasyona da Maksim ruhunu yaşatıyor.
Son 5 yıldır hızla tırmanan 90'lar rüzgârı daha da yükseliyor. DJ müziği ile eğlendiren Türkçe mekânların hemen hemen hepsi 90'ların tüm şarkılarını eksiksiz çalıyor. İnsanların talepleri bu yönde hiç eksilmezken yeni jenerasyonun çoğu bu şarkılarla büyümeseler de bu şarkıların hayranları olabiliyorlar. Sahne de söylediğim ve çaldığım birçok akşamlar buna gözümle, kulağımla şahit olurken bu enerjinin daha da çoğalması bana güzel ama bir o kadar enteresan geliyor. 90'lar müziği rüzgârına DJ müziği yapan kulüplerin dışında canlı müzik mekanları da hızla eklendi ve çoğalmaya devam ediyor. Hatta bu mekanlar o yılların popüler olan şarkıcılarını sahneye çıkarıp programlar bile yapmaya başladı.
Geçen akşam Maslak PM'de Bendeniz'i canlı canlı şarkılarını söylerken izledim. Bendeniz'e insanların ilgisi ve talepleri çok fazla ki her cuma burada sahne alıyor. Cumartesi akşamları Maslak PM'de "Sevdik Sevdalandık" coşkusuyla Reyhan Karaca da sahneye çıkıyor.
Arnavutköy'e yeni açılan Rise n' Fall da 90'ların şarkıcılarını sahneye çıkarmaya başladı. Perşembe akşamları Hazal şarkılarını söylerken Çelik de pazar günleri burada sahne alıyor.
İstanbul'un en havalısı Frankie de 90'lar rüzgârından nasibini alıyor. Burada çarşamba akşamları Ümit Sayın sahne alırken cuma akşamları Metin Arolat, cumartesi akşamları da Nez canlı performans sergiliyor.
SEZEN'İN DEMO ALBÜMÜ
Sezen Aksu'nun başkalarına verdiği şarkıları yıllar içinde kendi yorumu ile hem konserlerinde hem de bazı albüm projelerinde dinliyorduk. Albümlerine almadığı başkalarına verdiği bazı şarkıların demo halleri de yıllar içinde internet ortamına sızmıştı.
Sezen Aksu ve ekibi geçen yaz başı YouTube ile iş birliğine giderek anlaşma imzaladı. Bu şarkıların bazılarını her hafta sürpriz bir şekilde yayınladı ve çok beğenildi. Sibel Can'a verdiği "Benim Yerime de Sev", Tarkan'a verdiği "Her Şey Fani" de çok çalınıp beğenildi. Tam 9 şarkının yayınlandığı bu projenin sadece internet ortamında kalmamasını en çok isteyenlerdendim.
Şeyma Subaşı ve Acun Ilıcalı iki gün evvel tek celsede boşandılar. Bu ani durum dakikasında tüm magazin dünyasında çalkalanmaya başladı çünkü Şeyma Subaşı'nın 1 Kasım'da Ayşe Arman'a verdiği röportajda Şeyma Subaşı çok mutlu olduklarından bahsedip durdu. Hatta her iki lafın arasında Acun'un kendisine çok âşık olduğunun altını çizdi de çizdi. Durum böyle olunca herkesin gıpta ile baktığı bir çift profili çizen Subaşı ve Ilıcalı'nın ani boşanması herkesi şaşırttı. Aslında benim görüşüme göre bu ilişkide çiftin ortak arkadaş gruplarının dışında sosyal yaşamları da çok farklıydı.
Şeyma daha çok dışarıda sosyalleşmeyi severken Acun daha çok iş yemekleri ve ev toplanmalarını seviyordu. Şeyma tüm davetlerin ve partilerin çoğuna başka arkadaş gruplarıyla katılırken Acun da iş dışında erkek arkadaş grupları ile daha çok Playstation partileri veriyordu. Şeyma daha trend ve günceli severken Acun daha gelenekçi ve klasik bir profil çiziyordu.
Tabii ki bunlar bir ilişki ve evliliğin sürmesi için sadece önemli unsurla ama aslında çiftin beraberliklerinden olan kızları bu ilişkiyi ayakta tutan en önemli sebeblerden biriydi. Diyeceğim şu ki çift uzun süredir "anlaşmazlık" demesek de içlerinde bir uyumsuzluk yaşıyorlardı. Tüm bu yaşananların içine Deren Talu, Çağatay Ulusoy senaryoları eklense de esas sebebin altında bunlar yatmıyor. Konu her ne olursa olsun Acun ve Şeyma'nın "Her ilişki ve evlilik medeni bir şekilde bitebilir" cümlesinin en iyi örneklerinden biri olduğunu düşünüyorum.
MURAT BOZ İLE ASLI ENVER EVLENİYOR MU?
Murat Boz ve Aslı Enver her zaman birbirine yakıştırdığım çiftler arasındaydılar. İki buçuk yıllık beraberliklerinin ardından nisan ayında ayrılık kararı alan çiftin durumuna yakın çevresi de çok üzülmüştü. Murat Boz'un ailesinin de çok sevdiği Aslı Enver, Murat Boz'a ayrılık sonrası çok üzüldüklerini dile getirererek kızmışlardı.
Uzun süredir kırgınlıkları devam eden çift için başta Acun Ilıcalı dahil olmak üzere yakın arkadaş çevresi araya girerek onları geçen hafta barıştırdılar. Çiftin bundan sonraki adımlarının evlilik yolunda ilerleyeceği konuşulurken 2019'un ilk aylarında da ilişkinin evlilikle noktalanacağı söyleniyor.
Mehmet Ali Erbil'in geçen hafta evinde düşerek kaburgalarını kırması ve ardından gelen terslikler sonrası yoğun bakıma alınması herkesi şaşırtmıştı. Hemen ardından Cem Özer'in de sette kaza geçirip oksijen tedavisi sırasında epilepsi nöbeti geçirmesi ve yoğun bakıma alınması Erbil ile aynı kaderi paylaştırdı. Mehmet Ali Erbil cephesinden iyi haberler duyarken Cem Özer'in beyinsel fonksiyonları ile ilgili maalesef çok iyi haberler duymuyorum.
Her iki şovmen de yoğun bakımda uyutulurken Mehmet Ali Erbil bugün uyandırılıp gelişmeleri izlenecek. Cem Özer'in de bir an evvel uyanıp tedaviye cevap verip her iki ismin de sağlıklarına kavuşmalarını diliyorum.
ŞEHRAZAT ŞARKILARI SAYGI ALBÜMÜNDE BULUŞUYOR
Türk pop müziğinin mihenk taşlarından olan Şehrazat, yaptığı bestelerle müzik tarihinde önemli şarkılara imza atarken bir yandan da misyonu ve tarzıyla tüm müzisyen arkadaşlarına her zaman yön vermiştir.
Yapılan birçok saygı albümünden çok farklı olacağına inandığım Şehrazat şarkılarını ve yorumcularını en çok merak edenlerdenim. Ajda Pekkan'dan Sezen Aksu'ya, Nilüfer'den daha bir çok isme kadar yakın dostlarının da olacağı albüm, 2019 yazında DMC etiketiyle raflarda olacak.
ESNAF'IN DARBUKASI İLE REHABİLİTASYON
Geçen hafta sonu pazar günümü tam pazar gibi keyifli yaşamak isterken başıma birçok insanın da başına gelen o kötü olay geldi. Mail hesabım dahil olmak üzere Instagram, Facebook ve Twitter sosyal medya hesaplarım hacklendi.
"Bunu kim yapar, neden yapar?" diye kendime sorarken "Benimle uğraşan birileri de olmadığına göre herhalde piyango bana vurdu" diye homurdanıp durdum.
İşimin bir parçası sosyal medya ile bağlantılı olmasa belki umurumda bile olmayacaktı. Ama gerçekten yaşadığım bu duruma kahroldum diyebilirim. Bu tarz hacklenmeler yaşayan bazı fenomen ve sanatçı arkadaşlarım durumu öğrenince hemen beni aradılar. Sağ olsun Eylül Öztürk duruma el atarak beni tam bir bilgisayar profesörü diyebileceğimiz işin uzmanı Özalp Bilişim'den Mustafa Özalp'a yönlendirdi. Tam 20 saat boyunca Mustafa'nın verdiği talimatlara uyarak bazı hesaplarımızı geri aldık.
Böyle durumlarda insan evine hırsız girmiş psikolojisini yaşayıp sudan çıkmış balığa dönüyor ve kendini kötü hissediyor.
İşini çok severek ve gönülden yapan Mustafa Özalp'e burdan da teşekkür etmek istedim. Eğer kendine ulaşmak isterseniz Instagram hesabı "mistikdiyebiri."
-Siz siz olun mail adresinize gelen kurumsal mail görünümlü dahil hiçbir mail'i emin olmadan açmayın.
-Sosyal medya hesaplarınızı birbirine bağlamayın.
Giriş