Gastroenteroloji ve Hepatoloji Uzmanı Prof. Dr. Salih Boğa, karaciğer yağlanması ve NASH olarak da bilinen iltihaplı karaciğer yağlanması hakkında merak edilenleri tüm detaylarıyla sizler için cevapladı.
Karaciğerin temel yapı birimi olan hepatositlerde anormal olarak yağ birikmesi durumuna "karaciğer yağlanması" adı verilir. Yağlı karaciğer hastalığı durumunda, yağ damlacıkları, hepatositlerin (karaciğer hücrelerinin) sitoplazmasında birikir. Karaciğerde az miktarda yağ bulunması normal bir durumdur, ancak fazlası çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir. Yağlı karaciğer hücrelerinin oranı bütün karaciğer hücrelerinin yüzde 5’ini aştığında biz hekimler buna “steatoz” (yağ artışı) diyoruz. Karaciğerde yağlanma oranı yüzde 30'un üzerine çıktığında ise laboratuvar ve/veya klinik belirtiler daha sık gözlenebilir.
Aşırı kalori alımı, dengesiz ve sağlıksız beslenme alışkanlıkları, yağ ve karbonhidrat tüketimindeki artış, rafine edilmiş ürünler ve doğal olmayan besinlerin tercih edilmesi, ayrıca fiziksel aktivitenin azalması ve hareketsiz bir yaşam tarzı, şişmanlığa neden olmaktadır. Şişmanlıkla birlikte, vücutta cilt altı yağ dokusu ve daha tehlikeli olan organ içi yağ dokusunun gelişimi ve artışı meydana gelir. Bu süreçler gerçekleşirken, metabolizma fabrikası olarak kabul edilen karaciğerin de yağ birikimine maruz kalması kaçınılmaz olur.
Karaciğer yağlanmasının belirtileri nelerdir?
Karaciğer yağlanması (steatozis), özel bir klinik belirti içermeyen bir durumdur ve genellikle normal bir hayat sürdürülür. Ancak kronik karaciğer hastalığı ya da siroz gelişen ciddi durumlarda, çeşitli belirtiler ortaya çıkabilir. Bu belirtiler arasında karın bölgesinde şişkinlik veya ağrı, halsizlik hissi, kilo kaybı veya iştahsızlık, ciltte sararma (sarılık), kolay morarma veya kanama, karaciğerin büyümesi (hepatomegali), hormon düzeylerinde değişiklikler (özellikle kadınlarda adet döngüsünde düzensizlikler) sayılabilir. Çoğu zaman karaciğer yağlanması belirtileri hafiftir ve neredeyse hiç hissedilmez. Bu nedenle, genellikle rutin kan testleri ve karaciğer ultrasonu sırasında tesadüfen tespit edilir.
Fibrozisin belirlenmesi ve derecesinin tespitinde ideal yöntem karaciğer biyopsisidir, ancak biyokimyasal testlerle yapılan değerlendirmeler ve karaciğerin doku sertliğini ölçen Fibroscan, son derece yararlı bilgiler sağlar ve çoğu hastayı biyopsiden kurtarır.
Karaciğer yağlanmasının türleri nelerdir?
Karaciğer yağlanması, sebebine göre iki ana türe ayrılır; alkole bağlı karaciğer yağlanması (AFLD) ve alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanması (NAFLD). NASH olarak da bilinen iltihaplı karaciğer yağlanması, NAFLD'nin daha ciddi bir şeklidir.
Karaciğer yağlanması nasıl tedavi edilir?
Karaciğer yağlanması tedavisinin ilk adımı, hastanın kilo vermesidir. Kilonun yüzde 5'i verildiğinde dahi olumlu iyileşme gözlenir. Eğer hastada eşzamanlı olarak diyabet bulunuyorsa, şeker düzeyi belirli sınırlarda tutulmalı ve diyetle birlikte ilaçlar kullanılmalıdır. Kolesterol seviyesi yüksek olan hastalarda, diyet ve ilaçlarla karaciğer yağlanması sorunu azaltılabilir ve karaciğer sağlığı düzeltilebilir. Bu hastalarda çoğu kez kolesterol ve trigliserid yüksekliği için de ilaçlar kullanılması gerekmektedir.
Kilo vermek için uygun yöntem diyet ve egzersizdir, özellikle Akdeniz diyeti son derece yararlı olabilir. Haftada üç ya da dört gün düzenli yürüyüş, yüzme veya spor salonunda yapılan aktiviteler de kilo verme sürecine yardımcı olur ve hastanın karaciğer sağlığı düzelebilir.
Karaciğer sağlığı nasıl korunur?
Hepatit aşıları ihmal edilmemelidir, aşı sayesinde bazı hepatit virüslerinin bulaşma riski önlenebilir. Hepatit B ve C virüsleri kuaförlerde tıraş, diş tedavisi ve diğer tedaviler sırasında hijyenik olmayan aletler aracılığıyla bulaşabilir ve süreç siroza kadar ilerleyebilir.
Alkolden uzak durulmalıdır, aşırı alkol tüketimi karaciğer sağlığını olumsuz etkiler ve siroz ile karaciğer yetmezliğine yol açar.
Kilo almamaya özen gösterilmelidir, sağlıklı beslenme ve kilo kontrolü karaciğer yağlanmasını önlemeye yardımcı olabilir ve ilerleyen dönemlerde karaciğer yetmezliği riskini azaltır.
Doğuştan gelen hastalıklar ihmal edilmemelidir, genç yaşta ortaya çıkan karaciğer yetmezlikleri genetik nedenlere bağlı olabilir. Erken teşhis hayati önem taşıdığı için genetik hastalığı olanların düzenli takip ve tedavi alması gereklidir.
Karaciğer yağlanması siroza neden olur mu? Hangi komplikasyonlara yol açabilir?
Karaciğer yağlanması bazı durumlarda şiddetlenerek karaciğer yetmezliği veya siroza yol açabilir. Karaciğer belirti verdiğinde, hasta genellikle siroz evresine gelmiştir. Tedavi süreci çeşitli ilaçlarla yapılabilir, ancak yağlanmada en etkili tedavi biçimi sağlıklı ve düzenli beslenme ile fiziksel aktivitedir. Obezite ve şeker hastalığı olan ilk tanı konulduğunda karaciğer dokusunda aşırı yağlanma (steatoz), karaciğer iltihabı (hepatit) ve bağ dokusu gelişimi (fibrozis) olan hastalarda siroz riski yüksektir. Bu tür hastalar yakından takip edilmeli ve yağlanmaya neden olan bozukluklar düzeltilmeye çalışılmalıdır. Sağlıklı yaşam tarzı değişiklikleri, uygun beslenme ve düzenli egzersiz, hastalığın ilerlemesini engellemeye yardımcı olabilir ve siroz gelişme riskini azaltabilir.
Karaciğer yağlanması ne zaman sağlığı tehdit eder?
Karaciğerdeki yağlanma, zamanla iltihaplanmaya neden olabilir. Özellikle iltihaplı karaciğer yağlanması (nonalkolik steatohepatit – NASH), tehlikeli bir durumdur. Her türlü karaciğer yağlanmasının tedavi edilmesi önemlidir ve hastaların diyet ve egzersiz önerilerine uymalarıyla yağlanmanın azaldığının gözlemlenmesi gereklidir. Ancak, eğer karaciğer yağlanması iltihaplıysa, yani karaciğer enzimleri yağlanmayla birlikte artmışsa, uzun vadede karaciğer hastalıklarına, karaciğer sirozu ve hatta karaciğer kanserine yol açabilecek olan NASH adı verilen klinik tablodan söz edilebilir.
NASH hastalığı belirti gösterir mi?
NASH hastalığındaki hastalar, genellikle tesadüfen yapılan kan tahlillerinde veya check-up amacıyla yapılan testlerde karaciğer enzimlerinde artış nedeniyle başvurmaktadırlar. Ultrason ile yapılan taramada, tipik olarak karaciğerdeki yağlanma görülebilmektedir. Bu artışlar ve görüntülemeler, hastaların NASH hastalığı şüphesiyle değerlendirilmesini sağlar. Erken teşhis ve uygun tedavi ile hastalığın ilerlemesi önlenebilir veya yavaşlatılabilir. Bu nedenle, hastaların düzenli sağlık kontrollerini yaptırmaları önemlidir.
NASH hastalığının tedavisi nasıl yapılır?
Son on yılda, hastalığın şiddetini anlamak ve tedavisini yönlendirmek için detaylı çalışmalar yapılmış ve ilerleme kaydedilmiştir. Ancak şu an için, hastalığa özgü bir ilaç yoktur. Bu nedenle, hastalara yönelik tedavi stratejileri, beslenme ve egzersiz önerileri üzerine odaklanmaktadır. Hastalara, 1 yıl içinde yüzde 7 ile 10 arasında kilo kaybını hedeflemeyi ve böylece karaciğerdeki hasarı azaltmayı öneriyoruz. Hastaların bilinçlenmesi ve diyetleri ile egzersize önem vermesi bu açıdan büyük önem taşır. Karaciğer sağlığını korumak için hastaların düzenli olarak beslenme ve egzersiz konusunda önerilere uyması önemlidir.