Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. İsmail Hakkı Özerhan, meme kanseri hakkında bilinmesi gerekenleri tüm ayrıntılarıyla sizler için anlattı.
Meme kanseri, dünya genelinde kadınlarda en sık görülen kanser türlerinden biridir. Ancak erken teşhis ve doğru tedavi yöntemleriyle tamamen tedavi edilebilen bir hastalık haline gelmiştir. Meme kanserine karşı alınacak önlemler, sağlıklı yaşam alışkanlıkları ve erken tanı ile bu hastalıkla mücadelede büyük adımlar atılabilir.
Meme kanseri riskini en aza indirmek için hastalığa neden olan değiştirilebilir risk faktörlerinin ortadan kaldırılması gerekir.
- Hormonlu gıdalardan ve endüstriyel rafine, ambalajlı ürünlerden uzak durmak,
- Özellikle yağlı yiyeceklerden uzak durmak,
- İlk doğumu 25 yaşından önce yapmak,
- Emzirmeye özen göstermek,
- Alkol kullanmamak,
- Sigara kullanmamak,
Meme kanseri riskini azaltan önemli faktörlerdir.
Sağlıklı beslenme ve egzersizle meme kanseri riskini azaltır
Güçlü bir bağışıklık sistemi tüm hastalıklarda olduğu gibi meme kanserinden korunmada da etkili bir faktördür.
Her gün düzenli olarak lif ve probiyotik maya içeren gıdaların yanı sıra süt, yoğurt gibi gıdaların da alınması hem sağlığın korunması hem de bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi ile kanser riskini azaltan önemli faktörlerdir.
Son yıllarda bazı merkezlerde yapılan çalışmalar, B vitamininin meme kanseri riskini belirli oranda azalttığını göstermektedir. Bir başka çalışmada B vitamini eksikliği olan ve meme kanseri teşhisi konulan hastalarda, metastaz riskinin B vitamini düzeyi normal olanlara göre daha yüksek olduğu anlaşılmıştır. Balık, yumurta sarısı, süt ve süt ürünleri, tereyağı B vitamininden zengin olan besinlerdir.
Ayrıca düzenli yaşam ve sağlıklı beslenmeye ek olarak günde 1 saat yapılan egzersizin meme kanseri riskini azalttığı görülmüştür.
Son dönemlerde soya izoflavanlarının östrojene benzer etkileri meme kanseri ile ilişkili olabileceği deneysel çalışmalarda ortaya koyulmuştur.
Ayrıca A, C, E vitaminleri ile beta karotenin, likopenin ve antioksidanların yetersiz olması meme kanseri riskini artırabilir. Özellikle 50 yaş üstü kadınlar bu vitamin ve besinlere karşı dikkatli olmalıdır.
Karoten, havuç ve çoğu başka sebze ve meyvelerin turuncu renginden sorumludur. Beta karoten daha yaygın olan biçimidir; havuç, ıspanak, marul, domates, tatlı patates, brokoli, kavun, portakal ve kabak gibi sarı, turuncu ve yeşil yapraklı meyve ve sebzelerde bulunur.
Likopen, parlak kırmızı bir karotenoid pigmenttir, domates ve diğer kırmızı meyvelerde bulunur. Likopen insan vücudunda bulunan en yaygın karotenoiddir ve en güçlü karotenoid antioksidanlardan biridir. Likopeni yüksek meyve ve sebzeler arasında domates, karpuz, pembe greyfurt, pembe guava, ve kuşburnu bulunur. Domatesin pişirilmesi sonucu kullanılabilir likopen oranı artar.
Genetik yatkınlık çok önemli bir faktördür
Bu kanser türünde genetik yatkınlık da çok önemli bir faktördür. Özellikle annesi, teyzesi ve kız kardeşi meme kanserine yakalanmış olan kadınlar risk grubunda olduklarını bilmeli, düzenli şekilde doktor kontrolünde olmalı ve bu kontrolleri ihmal etmemeli, meme kanseri belirtilerini de bilmelidir.
Meme kanserine işaret eden şikayetler:
- Memede veya koltukaltında ele gelen kitle,
- Meme başında kanlı veya şeffaf renkli akıntı,
- Meme başında içe doğru çekilme, çökme veya şekil bozukluğu,
- Meme başı derisinde soyulma, kabuklanma,
- Meme cildinde yara veya kızarıklık,
- Meme cildinde ödem, şişlik ve içe doğru çekintiler olması,
- Memede büyüme, şekil bozukluğu veya asimetri ya da renginde değişiklik.
Tedavi sürecine hasta da dahil edilmeli
Günümüzde meme kanseri vakaları artmakla birlikte tedavideki önemli gelişmeler de yaşam oranlarını artırmaktadır. Erken dönemde teşhis edilen meme kanseri vakaları, günümüzde tamamen tedavi edilebilmekte ve hasta kanserden kurtulmaktadır. Kanser tanısı konulan hastalar; sosyal yaşamdan kopmamaları, morallerini yüksek tutmaları ve tedavi sürecinde yaşanabilecek sıkıntıları en aza indirecek önlemler açısından bilgilendirilmelidir. Hastaların günlük yaşamlarına devam etmelerini sağlamak, tedavi sürecinin olumlu sonuçlanması için oldukça önemlidir.
Ameliyatta sadece tümörlü bölge alınarak meme korunuyor
Meme kanseri tanısı konulan hastalarda bir takım tarama testleri yapılarak, hastalığın başka organlara da sıçrama veya yayılma yapıp yapmadığı araştırılır. Böyle bir durum yoksa ve kanser memede sınırlıysa onkoplastik meme koruyucu cerrahi tedavi planlanabilir.
Tümörün çapı büyük veya koltuk altı lenf nodlarında da hastalık var ise cerrahi öncesinde kemoterapi dediğimiz ilaç tedavisi yapılır. İlaç tedavisi kemoterapi alındığında cerrahi tedavi yapılamamakta ve çok ileri hastalık var demek; yanlış olan bir algıdır.
Halbuki böylece hem tümör küçülmekte meme koruyucu cerrahiye imkan tanımakta hem de yakın veya uzak organlardaki sınırlı hastalıkta kontrol altına alınmaktadır.
Her meme kanserinde memenin tümünü almaya gerek yoktur. Tümörün bulunduğu bölgeye, yerleşim şekline ve türüne göre meme koruyucu cerrahiler ön plana çıkmaktadır. Bu tedavide memenin tümü değil sadece tümörlü alan alınmaktadır. Multidisipliner yaklaşım ile cerrahi sonrası ilaç tedavisi kemoterapi - ışın tedavisi radyoterapi hastalığın tekrarlama oranını oldukça azaltmaktadır.
Tüm memenin alınması (mastektomi) yapılsa bile düzeltici rekonstrüktif cerrahi ile hastaya yeni bir meme yapılması mümkündür.