Utangaçlık, pek çok kişinin karşılaştığı karakteristik özellikler arasında bulunuyor. Kim diyebilir ki ben hayatımın hiçbir döneminde utanmadım? Bence aksini kimse iddia edemez. Fakat bu konuda öyle bir ayar var ki eğer ayar kaçarsa ve dozunu ayarlayamazsan utangaçlık hayatının dört bir yanını sarıyor. Günden güne küçülmeni sağlıyor. Bir bakıyorsun ki insanın iç dünyasında sessizce yankılanan bir hisse dönüşüyor.
Aslında temelden ele almak gerekirse utangaçlık bir kişilik özelliğidir ve herkesin içinde biraz utangaçlık vardır. Hatta bazen, o his bizi korur ve içsel dünyamızla bağ kurmamıza yardımcı olur. Ancak bu his bazen hayatımızı kısıtlayabiliyor ve fırsatları kaçırmamıza neden olabiliyor. Peki, bundan nasıl kurtulabiliriz?
Öncelikle, utangaçlık bir süreçtir ve bizim bunu kabul etmemiz gerekir. Öyle bir günde değişmesini beklemek yapılabilecek en büyük yanlışlardan biri olur. Ama bu yolculuğa adım adım, küçük bir güvenle başlayabilirsiniz. Kendinizi zorlamadan, rahat hissettiğiniz alanlarda iletişim kurarak ilk adımları atabilirsiniz. Bir gün, küçük bir konuşma, bir gülümseme, hatta bir selamla, utangaçlık yavaşça eriyebilir.
Unutmayın, kimse mükemmel değil ve herkesin bir parça korkusu var. Önemli olan, o korkuya karşı cesur adımlar atabilmek.