‘Sosyal medya hiçbir şey değil’ diyenlere hiçbir zaman katılmadım... Evet sosyal medya her şey değil ama çoğu zaman da çok şey! Bakın 110 TL’lik kurabiyeye tepkiler, işi nasıl bir boyuta taşıdı? Türkiye bu hafta sonu fahiş fiyat boykotuna gidiyor. Yani insanlar küçülmüş porsiyon, kalitesi düşmüş yemek sunan fahiş fiyatlı restoran ve kafeleri boykot etmek için sözleşti, sosyal medyadan da herkesi bu boykota katılmaya çağırıyor. Durum ne, kim nereye tepkisini koyuyor an itibarıyla bilmiyorum ama bu boykot çağrısını destekleyen de var, yanlış bulan da. Bir kesim çağrıya karşılık ‘varım’ diyor... Bir kesim de ‘bir tek kafe ve restoranlar mı sorumlu bu fiyatlardan?’ diyerek bu boykotu doğru bulmuyor. Onlara göre, her sektörün üç kağıtçıları var; işini dürüst şekilde yapanlar neden cezalandırılıyor? Hem doğru, hem değil aslına bakarsanız... Evet doğru; markette aldığımız ürünlerin fiyatlarından bile yaka silkiyoruz, bir de onu alıp, işleyen, pişiren, sunan, kira ödeyen, eleman çalıştıran bir işyeri elbette maliyetine satış yapmayacak. Buraya kadar tamam, enflasyon oranında zammını yapana kim ne diyecek? Ancak enflasyonun üzerinde zam yapan fırsatçılar da çok. Belki kurunun yanında yaş da yanacak ama en azından dükkanı boş kalanlar, yanlışını görecek/ anlayacak, kimbilir... Bir hukukçunun dediği gibi; “Ekonominin yönetilmeyişine tepki göstermek yerine fiyat etiketine yahut menüye kızarak dükkan sahibine tepki göstermek ilkeldir.” Olabilir ama o dükkan sahibinden başlayabiliriz!
Protesto işte böyle olur!
Dünyanın en tatlı protestosu olabilir, net! Bolu Gölcük’te tartışmalı şekilde yapılan 25 bungalovun kiralanması belediye ile halkı karşı karşıya getirmiş. Olayı protesto etmek için belediye meclisinin toplantısını basanlar arasında Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın öğretmen eşi Meral Hanım da varmış. Başkan eşini görünce, “Ben de seni protesto ediyorum, akşam eve geç geleceğim” demiş. Ya şahane değil mi, bayıldım ben. Meral Hanım eşiyle aynı fikirde olmadığı için, bunu da çekinmeden ortaya koyduğu için şahane bir insan. Başkan Özcan ise bu eli görüp artırdığı için şahane. Siyaset dünyası böyle tatlılıklarla çekilebilir hale geliyor işte, az biraz uyum, hoşgörü ve mizah lütfen!
Nasıl bir hayal gücü bu?
Sosyal medyada sürekli şu oluyor: Bir deli bir kuyuya bir taş atıyor, sonra hoop herkes o taşı çıkarmaya çalışıyor. O yazılana itibar etmemek, oralı olmamak, umursamamak, gülüp geçmek falan diye bir şey yok. Yangına körükle koşuyorlar üstelik. İnanılmaz gerçekten. Cem Yılmaz bir fotoğraf paylaştı geçenlerde... Rahatsızlığı nedeniyle ayrık gözlere sahip olan oyuncu Marty Feldman’ın bir karesiydi paylaştığı. Bazı takipçileri de anında, bu paylaşımın eski sevgilisi Serenay Sarıkaya’ya gönderme olduğunu söyledi. Neden? Çünkü Serenay’ın bir davette giydiği kıyafet ve dekoltesi nedeniyle! Göğüsler ayrık diye, ona gönderme yapmış Cem! Yani nasıl bir takiptir, anlam aramaktır, sezme yeteneğidir bu, şapka çıkarıyorum. Sormuş da cevap almışlar kadar net herkes. E haliyle gazeteler, magazin siteleri bu haberle coştukça coştu. Tepkiler çoğalınca da Cem Yılmaz gösterisinde açıklama yaptı; bir gözü az görüyormuş, onu ima etmiş falan... E kapat mevzuyu değil mi? Yok kapanmaz! Hemen ardından Serenay başka fotoğraf paylaştı, ona da ‘şaşı poz verdi, Cem’e gönderme yaptı’ yazdılar bu kez. Bakıyorum bakıyorum şaşılık yok, normal bakıyor kız! Nasıl bir uydurmasyon, nasıl bir hayal dünyası yahu! Vallahi bu işi gücü olmayanlar, hangi karenin altına ne yazsam diye aportta bekleyenler bizi de aptal eder. Uzak durun, oralı olmayın.
Coachella’nın anlamı yok!
Dünyanın en büyük müzik ve sanat festivallerinden Coachella 12 Nisan’da California’da başladı. Peki kimsenin umrunda mı? Hayır. Çünkü Şeyma Subaşı artık bu festivale katılmıyor!! Koca bir millet onun sayesinde festival ruhuna bürünüyorduk; neler giyilir, neler yapılır, festivalin anlam ve önemi nedir her birimiz LGS’ye çalışır gibi çalışıyorduk. Her yıl onun paylaştıklarıyla festivale gitmiş kadar oluyorduk ama artık umrumuzda değil. Zira Şeyma yoksa Coachella’nın da bir anlamı yok! Ya dalga falan geçiyoruz ama Şeyma büyük trendsetter, kabul edelim.
Sizi de delirtmiyor mu?
* Sosyal medya giderek manyaklaşıyor, herkes kendini aşmaya yemin etmiş gibi. Mesela, çeşitli milletlerden yakışıklı erkekler ya yemek yapıyor ya giyim tüyoları veriyor ya da caddede karşıdan karşıya geçiyor ya... O sırada, yani o işleri yaparken neden uzun uzun, seksi seksi ekrana bakıp poz kesiyorlar, klark çekiyorlar bilen var mı? Yani tamam yakışıklısınız da, o haller ne yaa? Onlara en iyi cevabı kel, koca göbeği kıllarla kaplı bir Türk abi veriyor bence. Göbeğini açıp kapılara yaslanarak saçma pozlar kesiyor. Adını unuttum ama siz bildiniz onu! Bence on numara bir insan kendisi.
* Instagram’da kazara bir yemek tarifine baktın diyelim; bittin! Anında ona benzer onlarca tarif akıyor önünden! İşin yoksa ‘aa bu güzelmiş’, ‘bu da güzelmiş’ diyerek dene her birini! Bununla başa çıkılmaz ki, yıldım resmen. Bir de her gün başka bir akım; bugün ‘yararlı’ olana yarın ‘zararlı’ diyorlar, bugün ‘yenmez’ denilen şey yarın ‘harika besin’ oluyor. Kim her gün buna karar veriyor vallahi delireceğim. Ne yiyeceğimizi şaşırdık, salın bizi artık!