Şirin SeverFerdi Tayfur’un ardından...

HABERİ PAYLAŞ

Ferdi Tayfur’un ardından...

Yine aynı şey oldu... Bir sanatçı ölünce, tekrar hatırlayıp dinlemeye başladık şarkılarını. Ben de Özledim, Hatıran Yeter, Yıldızlar da Kayar, Akşam Güneşi, daha neler neler... Çok iyi bildiğimiz ama zamanın ruhuna yenilip bir kenara ittiğimiz o kült şarkıların sahibi Ferdi Tayfur’u 79 yaşında kaybettik; Allah rahmet eylesin. Günlerdir sosyal medyada, televizyonlarda şarkıları çalıyor. Her birini dinledikçe de ‘Aa bu da vardı’, ‘Evet yaa, bu şarkı da onundu’ ya da ‘Sahi ya, ne güzel şarkıdır’ gibi sözler dökülüyor ağzımızdan. Biz ne çok sevdiğimizi, ne çok dinlediğimizi hatırlarken... Sevmeyenler de varmış bu şarkıları meğer, onu öğrendik. Herkes sevmeyebilir normal. Ama işte, birileri ölüye saygıyı unutuyor maalesef, tam tersine kin kusuyor. İsmi lazım değil (çünkü burada kişiye değil zihniyete bakalım isterim) bir sunucu çıktı TV programında dedi ki; “İnsani açıdan nasıl biriydi bizi ilgilendirmez ama sanatsal açıdan baktığımızda berbattı. Ağır, ağlak bir arabesk yapıyordu. Müziği berbattı.” Ölünün arkasından denilene bakın! En fazla “Ben müziğini beğenmezdim” dersin, buna da hakkın var. Ama söz konusu görüntüyü izledim, o kadar küçümseyerek, üst perdeden söylüyor ki, gerçekten ayıp. Bu kadar yıldır eskimeyen ve dinlenen şarkılara ‘berbat’ diyemezsin. Müziği ağlaktı, yok lümpendi belki tamam ama bu topraklar bu müzikleri sevdi ki onca yıldır bu isimlerin şöhreti azalmadan sürdü. Hiç değilse buna saygı duyacaksın. Herkes arabesk müzik sevmek zorunda değil, herkes Ferdi Tayfur’a bayılmak zorunda da değil ama gelin görün ki bir cenazenin ardından bu yapılan terbiyesizliktir. Öte yandan bu sözlerin üzerine, söz konusu sunucu hakkında RTÜK inceleme başlatacakmış. Kanal da programda düzenlemeye gidecekmiş. Ölünün arkasından sarf edilen cümleler ne kadar gereksizse, bu inceleme de o kadar gereksiz! Bir sunucu, bir sanatçının müziğini beğenmediği için niçin incelesin ki? Burada bir üslup sorunu var, incelenecek bir sorun yok beyler bayanlar. Şu linç kültüründen bi’ kurtulamadık gitti.

Haberin Devamı

Ferdi Tayfur’un ardından...

Haberin Devamı

‘Hayatım film olmasın, istemem’

Ferdi Tayfur’un ölümüyle birlikte “Filmi yapılsın” geyikleri de başladı. Hatta çok yakında “Kim oynasın?” haberleri de yapılmaya başlar! Müslüm Gürses’in ölümünden sonra yapılan ‘Müslüm’ filminin çok izlenmesinin de payı büyük elbette. Bir kere garanti gişe demek bir Ferdi Tayfur filmi. Dolmuşlara doluşup hastane önünde hep bir ağızdan şarkılarını söyleyenler bile bunun göstergesi. Ama ellerini ovuşturanlara kötü haber var! Zamanında verdiği röportajlarda “Hayatımın film olmasını istemiyorum” demiş sanatçı. Şimdi bakalım aile üyeleri bu vasiyeti dinleyecek mi? Bu vasiyete rağmen yapımcılar aileyi ikna etmeye çabalayacak mı? Farklı evlilikler, farklı annelerden çocuklar, aile içi kavgalar derken o film de Cem Karaca’nın filmine döner, çok yazık olur aksi olursa. Ferdi Tayfur, şarkıları için de aynı açıklamaları yapmış üstelik: “Ben hayattayken de, öldüğüm zaman da herkes benim şarkılarımı ödeme yapmadan söyleyip dinleyebilir. Çünkü o şarkıları ben yaptım, çocuklarım ya da mirasçılarım yapmadı.” İşte tam bir halk adamı. Ama en çok da olacakları öngörerek vasiyetini röportajlarında açıklamış bir sanatçı! Herkes duysun bilsin istemiş belli ki.

Haberin Devamı

Ferdi Tayfur’un ardından...

Hadise ve yanlış yaptığını kabul etmeyenler kulübü!

Hadise’nin yılbaşı gecesi Narin’i anmak için söylediği ‘Sıfır Tolerans’ şarkısı benim de tüylerimi diken diken etti. Sevgiliye ayar vermek için söylenen şarkıyla öldürülen Narin ne alaka? Duyar kasmanın başka yolunu bulsaymış keşke. Hoş, yılbaşı gecesi buna mecbur da değildi ama akıl tutulması işte, olmuş. Koca kanal, o program için çalışan onlarca kişi de ‘Bu olmuş mu abla?’ dememiş belli ki. Çok garip. Aslında garip de değil. O kadar çok şeyin içi boşaltıldı ki, buralara kadar geldik işte. Hatta nerelere geldik biliyor musunuz? Kimse yanlış yaptığını düşünmüyor, kimse yanlışını kabul etmiyor! Bakın işte, bu ayıba rağmen “Yanlış yaptığımı düşünmüyorum” demiş Hadise de. Üzerine ekliyor: “Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bile kadına şiddetle mücadeleyi ‘sıfır tolerans’ ifadesiyle anlatıyor.” Savunmasını da böyle yapıyor maalesef. Sıfır tolerans lafı şarkıda geçti diye her yere uydurabiliyor muyuz yani? Bu mudur? Şarkının sözlerine bir baksana yahu, ‘bir anlık gaflet, herkes hata yapar’ deyip geçsen daha şık olacaktı ama neyse... Nerden baksan tutarsızlık, nerden baksan ahmakça.

Ferdi Tayfur’un ardından...

Yaşasın kalıpları kıran erkekler

* İstanbul Teknik Üniversitesi’nde (İTÜ) bir örgü kulübü varmış ve bunu kuran da bir erkekmiş. Hürriyet’ten Beyazıt Şenbük’ün haberini okuyunca şaşırdım ama çok da hoşuma gitti. İTÜ öğrencisi Okay Dereoğlu pandemi döneminde kurmuş kulübü, sonra da bu merakı kampüse taşımış. Erkek arkadaşları önce alay etmiş ama şimdi kulübün kızlı erkekli tam 880 üyesi var. Geleceğin mühendisleri örgü öğreniyor, ördükleri ürünlerin bir kısmını da dezavantajlı köy okullarına ve deprem bölgesine gönderiyor. İşte budur beyler bayanlar, bravo!

* Özcan Deniz ise, bir bulaşık makinesi deterjan markasının reklamında oynamaya başladı. Yani mutfakta görmeye alıştığımız kadınların yerine geçmiş! “Bulaşık yıkamak sadece kadınların görevi değildir” diyen Deniz, erkekleri de mutfağa davet ediyor ve kadın erkek eşitliğine dikkat çekiyor. İşte bize bunlarla gelin, emek verenlere bravo!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder