Bu ülke, gerçekten yaşlandırır insanı. Gencecik yaşınızda umutlarınızı soldurur. Niye mi? Hemen söyleyeyim… Dün Twitter’da gördüm. Hatayspor’un teknik direktörü Volkan Demirel, depremde hayatını kaybeden Hatayspor sportif direktörü Taner Savut’un kızının mezuniyet törenine katılmış ve onunla birlikte poz vermiş. Hiç üzerine vazife olmayan biri de, klavye başına oturup şu yorumu yazmış: “Bana düşmez ama birkaç ay önce ölmüş babanız varken bu kadar mutlu olunmaz, böyle pozlar verilmez..” Bu vatandaşın cümlede tek haklı olduğu yer var; evet ona düşmez! Ne boş bir duyar kasmaktır bu gerçekten.
Bir genç kızın hayatında en mutlu olduğu anlardan biridir mezuniyet ama bunu bile çok görüyorlar! Ayrıca bir babanın da en gurur duyacağı, mutlu olacağı şeyi başarmış o kız, size mi kaldı gülüp gülmemesi? Kaldı ki gülmüyor bile kız. Dert ne belli değil. Herhalde kıyafeti. E ona da cevap belli; sana ne! İnsanlara acılarını nasıl yaşayacaklarını söyleme haddini nerden buluyorsunuz?
İnsanlar hep acı çeksin, hep mutsuz olsun, etrafına nefret saçsın istiyorsunuz biliyorum ama bazı insanlar size inat gülecek, gülümseyecek, hayata umutla bakacak, canı ne istiyorsa onu giyecek. Babaları ölse bile bunu yapacaklar çünkü hayatları devam ediyor. Acılarını nasıl yaşayacaklarına da kendileri karar verecek. Şimdi biraz açılın da nefes alalım!
Bocce’yi nasıl bilmezsin!
Hayatımda ilk kez bocce oynadım! ‘O da nedir?’ diyebilirsiniz çünkü ben de oynayana kadar bilmiyordum ne olduğunu. Food and Travel dergisinin düzenlediği bir organizasyonda, hocasından dinledik ve oynadık bu oyunu. Bilye oynamak gibi ama büyük demir bilyeler sözkonusu bocce’de. Balkanlar, Fransa, İtalya, Almanya ve Britanya gibi pek çok Avrupa ülkesinde oynanan bu oyunun kökeni, Antik Roma İmparatorluğu’na dayanıyormuş.
O kadar eski yani. Oyunun amacı; misket diye adlandırılan küçük hedef topa oyuncunun kendi topunu daha yakın atabilmesi. Diğer oyuncu ise sıra kendisine geldiğinde kendi topunu miskete daha çok yaklaştırmaya çalışıyor ya da daha yakın olmasını engelleyen rakibin topunu uzaklaştırıyor. Özeti bu. Bu oyunu mahallede çocukların oynadığını da sanmayın…
Oyuncuları, hocası, hatta olimpiyatları var. Üstelik yakında Berlin’de gerçekleşecek Özel Olimpiyat’larda bocce sporcuları da yarışacak. Dünyanın dört bir yanından özel çocukların katılacağı etkinlikte, 4 farklı dal var: Bocce, atletizm, yüzme ve basketbol. Özel Olimpiyatlar Türkiye’nin Ana Sponsoru olan Toyota, 17-25 Haziran arası Berlin’de yapılacak Dünya Yaz Oyunları’nda Türkiye’den yarışa katılan çocukları destekliyor. Toyota’ya hem özel çocukları desteklediği için, hem de bize bu oyunu öğrettiği için teşekkürü borç biliriz.
Bize yeniden şarkılar söyleten adam Kenan!
Yaz geldi mi İstanbul bir konser şehrine dönüşüyor… Çok da güzel oluyor, müziğe doyuyoruz, sosyalleşiyoruz, enerjimiz değişiyor. Malum, çoktan başladı Kuruçeşme’de, Harbiye’de, Maximum Uniq’te yaz konserleri…
Ben açılışı genelde Kenan Doğulu ile yapıyorum. Geçen gün de geleneği bozmadım, Maximum Uniq’teki Kenan Doğulu ile startı verdim. Yıllardır hayranı olanlar kadar genç bir kitle de vardı konserde. Üstelik, 14-20 yaş arası bu gençler bütün eski şarkıları ezbere biliyor ve söylüyordu. Mesela en sevdikleri Kenan şarkısı ‘Kandırdım’ imiş, bunu da konserde öğrenmiş oldum. Şarkı başlarken bağrışları, selfie’sel çıldırmaları izlerken de şunu düşündüm: Her yaşa seslenmek ve eskimemek müthiş başarı!
Adam yaş almış, hafif ve tatliş bir göbek yapmış ama hâlâ zıplatıyor, oynatıyor ve en iyisinden eğlendiriyor hayranlarını. Maximum Uniq’te artık oturma düzeni de yok, bütün konserler ayakta. Bunun da etkisiyle Kenan Doğulu herkesi avucunun içine aldı ve gece boyu hep bir ağızdan şarkılar söyletti. ‘Bize yeniden şarkılar söyleten adam’ ilan ettik kendisini! Maximum konserleri tam gaz devam ediyor, kendinize bir iyilik yapın, biraz eğlenin.
‘Art Blues’ bu otele çok yakıştı
Tatil merkezlerinin sanatla buluşması yeni değil. Uzun zamandır ünlü galeriler ve sanatçılar, sanatı tatilcinin ayağına götürüyor. Pandemiden sonra tatil yörelerinde bütün yıla yayılan hareketlilik, artan nüfus bu durumu kaçınılmaz kıldı. Akımı ilk başlatan Bodrum oldu. Ünlü galerilerin şube açması, değerli koleksiyonların bölgedeki otellerde sergilenmesi, Bodrum Loft gibi önemli otellerin açık havada denize nazır eserler sergilemesi..
Sonra akımın Alaçatı’ya sıçraması derken… Şimdi de Marmaris’in en romantik otellerinden Sabrinas Hous, büyüleyici ortamını eşsiz heykellere açtı. Bize de onları müthiş bir doğa olayı gibi izlemek kaldı! Artopol Gallery ve Oasis Art Project iş birliği ile gerçekleşen ‘Art Blues’ heykel sergisi; yaz boyunca Sabrinas Hous sahilinde olacak.
Altı heykel sanatçısının otel kamusal alanına özel ürettikleri seçki; Aşan Akın, Ebru Çakmak, Nilay Özenbay, Şafak Yükseler, Turgut Türker ve Zeynep Koçan’ın çalışmalarından oluşuyor. Hem denizle mükemmel şekilde buluşan, hem ortama çok yakışan bu eserleri görmek için uğrayın, bir kahve eşliğinde tadını çıkarın.