Şirin SeverGülücük işaretinden bile rahatsız insanlarla yaşamak...

HABERİ PAYLAŞ

Gülücük işaretinden bile rahatsız insanlarla yaşamak...

Sosyal medyada mutlaka rastlamışsınızdır... Bir sosyal deney yapıyorlar; yer de Amerika sanırım. Deneyi yapan kişi arabasıyla ilerlerken, yolda gördüğü insanlara ‘ne kadar güzelsiniz, ne kadar hoşsunuz, ne kadar şıksınız’ gibi iltifatlar ediyor. O insanlar da bir anlık şaşkınlığın ardından önce utanıyor, sonra yüzlerinde kocaman bir gülümsemeyle teşekkür edip yürümeye devam ediyorlar. Kimse de ‘hayırdır sen ya’ diye çıkışmıyor, arabaya tekmeler atmıyor, iltifat edeni yumruklamıyor. Amaç zaten bir iltifatın, pozitif bir sözcüğün insanın gününü bir anda güzelleştirebileceğini, iyi hissettirebileceğini göstermek. Bu videoyu her izlediğimde, ‘şu deneyi bizde yapsalar ne olurdu acaba?’ diye düşünmeden duramıyordum. Neyse ki çok beklemedim, gördüm bir benzerini! Geçen gün Bakırköy’deki bir kahvecide, barista kahve bardağının üzerine gülücük sembolü çizdiği için dayak yedi! Çünkü bardağın sahibi bir kadındı ve kadının erkek arkadaşı bu gülücükten rahatsız oldu! İyilik ve güzellikten nasibini almamış şahıs, tezgahın arkasına geçti ve baristayı yumrukladı. Görüntüleri izlerken şaşakaldım. Şimdi, olayın kahramanlarına bir çift lafım var izninizle...

Haberin Devamı

* Kıskanç sevgiliye... Bırak gülücük işaretine, bir gülümsemeye bile hasretiz şu ülkede be! Herkes asık suratlı, herkes hayatından bıkmış, mutsuz. Ve sen naif bir baristaya denk gelmişsin, çocukcağız hoşluk yapmış bir gülücük işareti kondurmuş bardağa, neyi hazmedemedin be az gelişmiş! Baristalar kahve bardaklarının üzerine her zaman notlar düşer, hoşluk yapar; hayatında ilk kez mi denk geldin? Hayatında kimse sana güzel cümle sarf etmedi mi be adam! Ayrıca kız arkadaşını bu kadar kıskanıyorsan, evde kahve yap, içsin! ÊÊ Baristaya... Diyeceğim tek şey var; kimsenin neşeni elinden almasına izin verme. Gülümsemekten, bardaklara gülücük işareti çizmekten asla vazgeçme!

* O kız arkadaşa... Şunu yapan bir adamla çıkmaya devam ediyor musun hâlâ? Bir gülücük işaretine dayanamayan adamla hayat mı geçer be? Ayrıca, şiddete meyilli biri ileride sana neler yapmaz ki? Yol yakınken kurtar kendini kızım. İmza: Bir dost!

Haberin Devamı

Gülücük işaretinden bile rahatsız insanlarla yaşamak...

Fatma Girik’ten bugüne...

Yine yeniden bir seçim ve her seçimde sanatçılarla renklenen siyaset arenası... Evet, sanatçılar sayesinde siyaset renkleniyor ama sanatçıların adaylığı da her seferinde başarı getirmiyor. Tarihte örnekleri çok... Halil Ergün, Arif Sağ, Menderes Samancılar, Levent Kırca gibi pek çok isim başkanlığa heves etti ama şöhretleri seçilmelerine yetmedi. Kimi rakiplerine yenildi, kimine parti oyları yetmedi, kimi de parti içi çekişmelere kurban gitti. Geçen seçimde de Emre Kınay, Mehmet Aslantuğ gibi isimler Meclis’e girmek istedi ama o da olmadı. Bu seçimde ise Erdal Beşikçioğlu sürpriz yaptı; Ankara Etimesgut belediye başkanlığı için yarışıyor. Hayırlı olsun, vatandaş için iyi olacaksa seçilsin. Çünkü vatandaşın hizmete, iyi projelere, hayatı iyileştiren, güzelleştiren ve kolaylaştıran isimlere ihtiyacı var. Peki bunun için bir sanatçıya güvenecek mi; izleyip göreceğiz. Zira ‘sanatçı duyarlılığı’ her derde deva sanılsa da, vatandaşta karşılığı pek yok! Vatandaş, sanatçı kimliğiyle belediye başkanlığını ayrı tutuyor belli ki. Bunda sanat ve spor dünyasından ünlülerin siyaset arenasında önemli bir varlık göstermemesinin de etkisi var. Bugüne kadar kimler geldi kimler geçti ama iz bırakan çok kişi olmadı. Tek istisna Fatma Girik olabilir. 1989 yerel seçimlerinde SHP’den Şişli Belediye Başkanı seçilen Girik, hem bir sanatçı hem de bir kadın olarak yumruğunu masaya vuran, dişli bir politikacıydı ama ne kadar başarılı oldu, geçmiş zaman olduğu için pek hatırlamıyorum. Özetle, bu konu ucu açık bir konu... Elbette, İyi Parti’den Safranbolu belediye başkan adayı olan şarkıcı Hakan Peker’in de dediği gibi ‘avukatı, mimarı, doktoru nasıl aday oluyorsa sanatçı da aday olabilir’. Buna kimsenin itirazı yok zaten. Ama Peker’in Hürriyet’ten Fulya Soybaş’a dediği şu cümleye itiraz gelebilir pekala: “Doktor, avukat, mimar nasıl yapıyorsa biz de yaparız. Çünkü bugün artık belediyecilik sadece asfalt dökmek, çöp toplamaktan ibaret değil, farklı bir vizyon ile konforlu şehirler yaratmak lazım...” Valla vatandaşın belediyecilikten beklediği tam da bunlar; yani hizmet! Hizmet vermeyen belediyeyi kaybediyor. O yüzden iyi olan kazansın.

Haberin Devamı

Gülücük işaretinden bile rahatsız insanlarla yaşamak...

Niye hep çıplak?!

Emre Altuğ yeni şarkı yapmış; adı ‘Ne Ala’. Geçen gün Instagram’da önüme düştü. Sevdim, güzel parça olmuş, bence iş yapar. Anlamadığım şey ise şu; neden şarkının klibinde çıplak?! Elbette şarkısını istediği gibi söyler; kime ne? Ama Emre Altuğ neden kliplerinde hep üstsüz? (Bakınız ‘Sıcak’ şarkısının klibi) Bunun üç açıklaması olabilir;

* Birincisi, alışkanlık olmuş olabilir! Klip mi çekilecek, hoop otomatik olarak soyunuyor olabilir.

* İkincisi, klipler ancak böyle izleniyordur, o da kendini feda ediyor!

* Üçüncüsü, kendini çok seksi buluyor ve soyunuyordur! Google’a baktım; Emre Altuğ 54 yaşında. Bu yaşta soyunacak kadar seksi buluyorsa kendini, ‘ne ala’ diyorum ve çekiliyorum. Ama şunu da not düşerek: Madem kadın şarkıcıların dekoltesini dilinize doluyorsunuz, bunu da es geçmeyin!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder