Şirin Severİnsanı zorla köpek düşmanı yaparsınız siz!

HABERİ PAYLAŞ

İnsanı zorla köpek düşmanı yaparsınız siz!

Yine bir köpek dehşeti, yine suçunu kabul etmeyen sahipler! Senaryo hiç değişmiyor maalesef. Bu kez İstanbul Beylikdüzü’nde yaşanıyor olay. Sosyal medya fenomeni Banu Parlak’a ait Alabay cinsi ‘Drago’ adlı tasmasız köpek, komşusuna ait ‘Leo’ isimli Maltipoo Terrier cinsi köpeğe saldırıp ölümüne yol açtı.

Görüntüleri izlerken bile dehşete düştüm, ölen köpeğin sahipleri kim bilir ne hissetmiştir? 3 kişi iri köpeği durduramıyor, geri çekemiyor, küçücük köpeği ağzından alamıyor. Küçük köpek yerde kanlar içinde. Sahipleri feryat figan ağlıyor. Ama fenomen denilen Banu Parlak isimli şahıs, (neyin fenomenidir bunlar, onu da hiç anlamıyorum ya neyse!) şöyle bir açıklama yapıyor:

Haberin Devamı

“Köpeğim başka bir köpeği koklamak ve oynamak için yanına gittiğinde diğer köpeğin sahipleri tarafından şiddete maruz kalmıştır. Şiddet neticesinde saldırgan bir tavır sergilemiştir. Bu kötü hadisenin sebebi Drago değildir.” Kısmen doğru! Bu kötü hadisenin sebebi, sen ve senin gibi köpek sahiplerinin rahatlığı, pişkinliği ve sadece kendinizi haklı görmenizdir. Tasmasız, ağızlıksız bir köpeğin küçük bir köpeğin yanına sokulmasına nasıl izin verirsiniz ya? Kafayı mı yediniz? Bir de pişkin pişkin karşı tarafı suçluyorlar ya, en çok da buna kızıyorum işte! Biraz izan, biraz utanma yahu! Ölen köpeğin sahibi Yasemin Kılıç, “Banu Parlak katildir, yargılanmasını en ağır cezayı almasını istiyorum” diyor ama maalesef öyle olmayacak.

İnsanı zorla köpek düşmanı yaparsınız siz

Bakın, Banu Parlak’a ‘5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun 5. maddesi gereği 4 bin 800 lira para cezası kesildi sadece. Leo ise yaşadığı evin ön bahçesindeki en sevdiği yerde gözyaşları içinde toprağa verildi. Bu kadar işte. İşin başka bir yanı daha var; köpek sahipleri aşırı bilinçsiz. “Köpeğine tasma tak, ağızlık tak” dediğinde, bunu hakaret olarak algılıyor. Kardeşim, bu hakaret değil, gereklilik. Evinde istediğin gibi yap ama ortak yaşam alanlarında kural bu. İnsanları zorla köpek düşmanı yapmayın yahu!

Beyin yıkama yağlama yeri

Geçen gün Gonca Vuslateri’nin YouTube sohbetinde modacı Hakan Akkaya’yı izledim. O kadar hislerime tercüman oldu ki, hemen paylaşmak istedim. Diyor ki Hakan Akkaya; “Tek istediğim şey Instagram’ın kapatılması...”

Haberin Devamı

Niye istiyor peki bunu? Anlatıyor: “Fazla feminen insanları görmek istemiyorum artık, komik değil bu! İkincisi abuk subuk insanların komik olma çabalarını görmek istemiyorum. İğrenç bir şey... Sosyal medya ile alakalı her şey iğrenç bence. İnfluencer’lardan da nefret ediyorum. Sen hayatta ne yapıyorsun? ‘Kahve içiyorum ve çekiyorum...’ Bu ne? Ben bu insana nasıl saygı duyayım?”

İnsanı zorla köpek düşmanı yaparsınız siz

Aynen öyle. Leş bir yer halini aldı sosyal medya. Gay’liğini abartıp, karikatürize edip bundan nemalanmaya çalışanlar mı ararsın, komik olmadığı halde son derece komik olduğunu zanneden mi istersin, soyunup dökünüp garip danslar ve garip hallerle para kazanan mı ararsın... Gerçek bir çöplük. Hele kendini influencer zannedenler... 3-5 arkadaşına, konu komşuya yayın yapınca kendini influencer zannediyor. Hakan’a acayip katılıyorum, sana niye saygı duyalım ya? İşini hakkıyla yapanları, bir şeyler öğretenleri ayıralım ama gerçekten tahammül fersah insanlar var. E takip etme diyeceksiniz...

Haberin Devamı

Ben etmiyorum; Instagram’ın nasıl bir algoritması varsa artık, ne kadar saçmalık var önüme çıkarıyor. Mesela bir süredir banyosundaki tuvalet kağıdının öylece durmasından rahatsız olan insanlar çıkıyor karşıma. Evinde hiçbir işi olmayan tipler, tuvalet kağıtlarının uçlarını çeşitli şekillerde katlamayı öğretiyor çünkü misafir geldiğinde çok havalı görünüyormuş! Neden böyle bir şey yapayım? İşim mi yok? Başka derdim mi yok? Gerçekten de Instagram’dan çıkasım var, büyük beyin yıkıyor.

Mars’a bırakılmış yalnız insanlar!

Beyin yıkama bir yana... Sosyal medyanın bir diğer sonucu da, çok fazla sorunlu kişilikler görmemiz! New York Üniversitesi’nde çalışan sosyal psikolog ve yazar Prof. Jonathan Haidt, 1996- 2015 yılları arasında doğanları tanımlayan Z kuşağının akıllı telefonlar ve sosyal medya nedeniyle farklı bir dünyaya doğduğunu hatırlatarak şöyle bir tespitte bulunuyor: “Z kuşağı, ceplerinde alternatif evrene açılan bir kapıyla ergenliğe giren ilk insanlar. Bu yıkıcı durum, onlarda farklı kişilikler yaratırken verilere göre ruh sağlıklarını intihar etmeye kadar bozabiliyor. Z kuşağı bir nevi Mars’a bırakılmış yalnız insanlar!” Farkındalığınız biraz yüksekse, etrafınızda ne kadar çok ‘sorunlu insan’ olduğunu fark edebilirsiniz kolaylıkla.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder