Araba kullanırken motosikletlilerden çok korkuyorum çünkü nereden çıkacakları belli olmuyor. Şimdi onlara scooter’lar da eklendi! Scooter kullanan 23 yaşındaki Dilara Gül’e otomobilin çarpması ve hayatını kaybetmesi beni mahvetti. Görüntüler feciydi. Aniden önüme fırlarlarsa travması yaşıyorum resmen, Allahım sen koru.
Gerçekten tehlike büyük çünkü scooter kullanımı her geçen gün artıyor. İstanbul’da 10 farklı firmanın 36 bin 16 adet e-scooter’ı varmış. İstanbul’daki taksi sayısından fazla! En güzel yanı şu; sahip olman gerekmiyor. Paylaşımlı kullanıyorsun yani kiralıyorsun. Dakikası ortalama 1.50 TL, saati 100 TL. (Markaya göre değişiyor) Dolayısıyla bir-iki kez kullanan yollara atıyor kendini.
Kullananlara sorsan; bisiklet yolu yok, kaldırımda hiç yer yok, nerede kullansınlar? E onlar da haklı; devenin dediği gibi, neremiz doğru ki? Alt yapı dahil dört bir yanı gelişmemiş bir ülkede, neyimize bizim bu havalı aletler desem şimdi…
O da olmaz! Ne yapalım peki? Kaldırımda yürürken üstüne üstüne süren mi istersin, araç yolunda otomobillerin önüne geçen mi istersin, öyle bir rahatlık ve genişlik içinde kullanıyorlar ki, maşallah. Üstelik birçok ülkede kask ve dizlik zorunluyken, Türkiye’de sadece ‘öneriliyor’! Kayda değer bir cezası da yok. Peki daha kaç tane can kaybetmek gerekiyor bu işe düzenleme gelmesi için? Dış güçlere mi soralım, ne yapalım acaba?
YASAK LİSTESİNDE NELER VAR?
Peki scooter kullanırken ne yapmak yasak? Oksijen’den Esen Dolma derlemiş;
- Bisiklet şeridi ya da yolu varsa, taşıt yolunda kullanmak,
- Otoyol, şehirlerarası kara yolları ve azami hız sınırı 50 km üzerinde olan karayollarında sürmek,
- Taşıt yolunda, iki scooter yanyana kullanmak,
- Yaya yolunda sürmek,
- Tek elle sürmek,
- Sırtta taşınabilen kişisel eşya harici yük ve yolcu taşımak yasak. Peki bu kurallara uyan var mı? Sahil hattında sık sık yürüdüğüm ve gözlemlediğim için söylüyorum, yok!
- Scooter trafiğinden kaldırımda yürümek imkansız,
- Bir kız arkadaşı arkaya almak suretiyle iki kişilik romans bol,
- Akrobatik hareketlerle hünerlerini sergileyenler gırla,
- Geri kalanı da araçların önünde, trafikte zaten! Yaya ve araç trafiğini engelleyecek şekilde park etmek de yasak güya ama çoğunu yol ortasına savurup atıyorlar resmen.
CELİL NALÇAKAN’IN İSYANI!
Oyuncu Celil Nalçakan sevgilisinden ayrılmış. Daha doğrusu sevgilisinin doğum gününde teyzesini kaybetmiş, sevgilisinden ayrılık notu gelince, o da sosyal medyada en ‘usturuplu’ şekilde saydırmış kendisine… “Kusura bakma canım ciğerim, benim sonsuz yasım senin yeni yaşına denk geldi. Olur öyle. Olur mu? Olmaz olur mu? 21 Temmuz için çok planım vardı, lakin bir evvelsi gün hayatta en çok sevdiğim 4 kişiden biri öldü.
İlaçlar sakinleşsin diye beni vermişler ilaçlara. Haklısın yazdığın son veda mesajının her kelimesinde. Benden sevdalı adam olmaz Dilara. Hatta benden bi bok olmaz. Benim gibi serserinin güneşi, senin gibi muhteşem bir sabaha zaten doğmaz. Madem ki isyanımı sordun… Teyzemin niye ki öldüğü gün, sen neden iyi ki doğdun?” G G G Anlaşılan o ki, doğum günü ve yas günü çakışmış, ayarsız bir durum yaşanmış.
Nalçakan da, öfkesini içinde tutamamış. Adamın anne yarısı gitmiş, yasına laf edilmiş, hem de sevgilisi! Delirmesin mi? Yas günü ayrılık notu nedir ayrıca? Afedersin ama bütün insanlığını komple mi aldırdın? Uluorta yazıp malzeme vermeseymiş iyiymiş ama insan bazen tutamıyor kendini işte böyle. Neyse, Allah rahmet eylesin her iki kayıp için de.
OLDU MU BU CEVAP ŞİMDİ?
Seyirci bu; terbiyelisi de var, terbiyesizi de. Karpuz değil ki, seçemiyorsun! Sahneye çakmak, ruj, hatta telefon bile fırlatıyorlar. Rapçi Murda’ya para atmışlar. O da haklı olarak çok sinirlenmiş. “Fakir mi görünüyoruz sana? Dansöz müyüz? O paranın 200 katını suratına fırlatırım” demiş. Olmuş mu şimdi bu?
Haklıyken haksız duruma düşmüş. Neresinden tutsan elinde kalır. Soruyorum şimdi; k Nice baba sanatçının başından aşağı dolarlar dökülüyor sahnede, fakir oldukları için mi? k Fakirlik travması mı yaşıyorsun? k ‘Dansöz müyüz?’ lafı biraz küçümseyici olmadı mı? k En önemlisi, bu sözlerle asıl olayı unutturmadın mı? Mesela o izleyicinin terbiyesizliği silinip gitmedi mi?
Reynmen de benzer olay yaşadı; “Sahneye sert cisimler atmaya devam ederseniz şarkı söylemem” dedi. Al sana misss gibi cevap. Dinlemeyi bilmeyene müzik de yok! Konser izleme adabı olmayan izleyiciye, çok tatlı dille haddini bildirebilirdin. Ama bu durumda kompleksler girmiş devreye sanki.
GEÇEN HAFTA OLAN BİTEN…
- Merve Boluğur, bir barda sahne aldı… Ama DJ çaldı, o da üzerine söyledi. İşte bu çığır açmaktır arkadaşlar! Mevzuya dair duyduğum en iyi cümle de şuydu: “Ulan biz de delirdik ama paraya çeviremedik şu sıyırmaları, helal olsun kraliçe…”
- Tarkan yaptı bi güzellik, tam bir yaz şarkısı çıkardı... O ne yapsa severiz tamam ama yeni şarkı bir ‘Kuzu Kuzu’, bir ‘Şıkıdım’, bir ‘Şımarık’ değil sanki. Ya da durun, birkaç kez daha dinleyeyim, belki taşlar yerine oturur. (Not: Lütfen Tarkan’ın klibine özenip de giden sevgiliye videolar çekip atmayın, siz Tarkan değilsiniz, o kadar tatlı olamazsınız!!)
- Brad Pitt etek giydi, gündem oldu… ‘Erkek adama yakıştı mı?’ diyen de oldu, ‘ona ne giyse yakışır’ diyen de. Ben beğenmedim açıkçası. Kırış kırış o keten olmuş mu hiç? Madem açılışa gitmişsin, giy şık bir tuvalet de, millet şıklık görsün di mi ama?!!
- Selen Görgüzel, sünnet derisiyle gençlik aşısı yaptırdı… Ebru Akel’in yüzüne hemoroid kremi sürdüğünü açıklamasından yıllar yıllar sonra, ikinci şok dalgası!!
- Teoman, konserinde kitap okudu… Harbiye Açıkhava sahnesinde, ‘Çavdar Tarlasında Çocuklar’ isimli kitabın 96. sayfasını okuyup gitar çaldı ve ‘Gönülçelen’i söyledi. Bu da tarihte ilktir, en tatlı konser anıdır herhalde!