Giriş
Selda Bağcan, Barselona’da düzenlenen ve dünyanın en önemli müzik gruplarını ağırlayan Primavera Sound 2016’da sahne alınca, herkes pek şaşırmıştı... Çünkü bizim gerekli kıymeti vermediğimiz, unuttuğumuz bu özel ve protest ses; sessizce dünyaya açılmıştı. Neyse ki bu vesileyle Selda Bağcan’ın sesini tekrar duyduk, onu tekrar hatırladık. Ha bir de ‘Yüzüklerin Efendisi’ serisinin ‘Frodo’su, ünlü oyuncu Elijah Wood var. Onun hayranlığı da Selda Bağcan’ı bize tekrar hatırlatmıştır; sağolsun! Haliyle Barselona’daki müzik festivalinin ardından çok konuşuldu Selda Bağcan. ‘OT’ dergisi de temmuz sayısında onunla konuşmuş, ortaya şahane bir yazı çıkmış. Bilmediğim ne çok şey varmış meğer! “İyi ki bu alternatif dergiler var” dedirttiler bana. Size de birkaç satır başı aktarayım...
DENİZ GEZMİŞ’LE HİÇ TANIŞMADIK...
Selda Bağcan anlatıyor:
Menajerim Erkan Özerman “Seni Yahudi olarak meşhur edeceğim, adın Zelda olacak” diyordu. Amerikan plak dünyasının Yahudiler’in elinde olduğunu söylüyordu…
Yıl 1971. Deniz Gezmiş ve arkadaşları cezaevinde... Nasıl olduysa ‘Mahpushanelere Güneş Doğmuyor’ şarkım TRT denetiminden geçmiş, televizyondayım. Programın çalışanlarından biri beni tanıyor, “Onun adı Zelda değil Selda” diyerek çıkartıyor adımı. Telefonlar yağıyor kanala “Bu kız kim?” diye. İşte böyle popüler oldum...
Elijah Wood’un hayranlığını ben de gazeteden öğrendim. Ekşi Fest’te çıkageldi, tanıştık. Nasıl samimi, nasıl saygılı bir çocuk. İmza verirken fotoğrafımızı çekmişler, o nasıl güzel bir bakış öyle…
Barselona konserinden sonra devletten bir kişi bile beni aramadı. Hiçbir yere de çağırmazlar beni. Neden mi? Çağırdıklarında gitmeyeceğimi biliyorlar. Çünkü biz ezeli ve ebedi muhalefetiz.
Hakkımda doğru bilinen sayısız yanlış var. Deniz Gezmiş ile nişanlı olduğumuz söylentisi mesela. “Hiç tanışmadık onunla” dediğimde insanların suratı düşüyor.
Roma'yı sıra dışı yaşayın
Roma’da herhangi bir sokağı dön, binlerce yıllık binalar, her biri sanat eseri çeşme ve havuzlar, muazzam meydanlar çıkar karşınıza. Sürprizlerle dolu ve büyüleyicidir. O yüzden Roma dünyanın en sevdiğim şehirlerden biridir. Geçtiğimiz hafta ordaydım... Bu kez her zaman gördüklerimin dışında yerlerde dolaştım, sıra dışı mekanlar keşfettim. Bunu da MasterCard’ın ‘paha biçilemez şehirler’ konsepti sayesinde yaptım...
Mesela Palazzo Valentini’de bu kez sadece biz vardık. Ortaçağ’dan kalma tarihi şehrin cam üzerinden seyredildiği, dijital efektlerle anlatım yapılan bu müze; bugüne kadar gördüğüm en etkileyici tarihi mekanlardan biriydi.
Angelo Bucarelli, Pietro Ruffo ve Marco Tirelli gibi İtalya’nın en ünlü sanatçılarının ilginç stüdyolarını gezdim; çalışma ortamlarını gördüm, eserlerini nasıl yaptıklarını dinledim.
Sıradan bir turist olarak gitsem, asla gezmeyi akıl edemeyeceğim, Mussolini tarafından 1942’de inşa ettirilen Euro Bölgesi’yle tanıştım.
Dünyanın en eski alışveriş merkezi olduğu düşünülen, antik Roma yapılarından Trajan Pazarı’nda olmak eşsiz bir deneyimdi. ‘Paha biçilemez’ anlarla dolu, bambaşka yönlerini keşfettiğim bir Roma gezisiydi. En önemlisi de, bunlar bana özel değildi. MasterCard müşterilerine sunulan sıra dışı bir deneyimi yaşadım. Nasıl olduğu aşağıdaki yazıda…
'Paha biçilemez' şehirler
‘Paha Biçilemez Şehirler’ platformu dünyadaki 44 şehri kapsıyor. Bu şehirleri farklı bir gözle yaşamak isteyen MasterCard sahipleri, normal şartlarda tek başına yapamayacağı geziler yapabiliyor, hiç giremeyeceği mekanlara giriyor, sürpriz deneyimler yaşıyor...
Mesela New York’un ünlü şefleri ile lezzet keşfi...
Londra Harrods’da kişiye özel alışveriş deneyimi...
Paris’te ‘Opera Nationelle de Paris’ ile bale provalarına erişim...
UEFA Şampiyonlar Ligi’nde minik futbol severlerin oyuncularla el ele sahaya çıkma fırsatı…
Grammy ödül töreni ya da Cannes Film Festivali’ne katılım. Markanın global sponsorlukları ile, en önemli aktivitelere erken erişim, bulunmayan bileti bulmak, perde arkasını görmek mümkün olabiliyor.
Örneğin İstanbul’daki bir kullanıcı, Londra’ya seyahati öncesi, ‘Paha Biçilemez Londra’ platformundan sıradışı bir deneyim satın alıp, Londra seyahatinde kullanabiliyor. İstanbul da bu projeye dahil... Bilinmeyen yanlarıyla İstanbul’un tarihi semtleri, müze gezileri, ünlü tasarımcıların stüdyolarına ziyaretler, ünlü şeflerle buluşmalar mümkün. Liste için siteye göz atın ve paha biçilemez anlar yaşayın...
Çocuk filmi deme izle
Steven Spielberg imzalı ‘The BFG’ (The Big Friendly Giant) tam görsel bir şölen... Bir çocuk kitabından uyarlanan film; yetim bir kızla, diğer devlerin aksine çocuk yemeyi reddeden iyi devin dostluğunu anlatıyor.
Aslına bakarsanız, bir çocuk masalı olabilecek bu film, görselliği sayesinde büyükleri de çekebilecek düzeyde. Bilgisayar yardımıyla yaratılan sahneler çok etkileyici.
Devin Buckhingam Sarayı’nda Kraliçe’yi ziyareti de komik. Siz de sinema dahisi Spielberg gibi içinizdeki çocuğu çıkarın ve bu filmi izleyin. Biraz naiflik bu aralar herkese gerekli. Özellikle devi canlandıran Mark Rylance çok iyi.
Kadın siyasetçilerin yılı
Şaşırmayın... Tabii ki Türkiye’den bahsetmiyoruz!
Dünya çapındaki kadın siyasetçi sayısı hızla artıyor... Britanya’da, eski Londra Belediye Başkanı Boris Johnson yarıştan çekilince, İçişleri Bakanı Theresa May en kuvvetli başbakan adayı olarak öne çıktı. Bu gelişme de, kadınların siyasetteki topuk seslerini yükseltti. Bakınız...
ABD’de Demokrat Parti’den başkan adayı olan Hillary Clinton
En güçlü kadınlardan Almanya Şansölyesi Angela Merkel
2014’te, İskoçya’nın ilk başbakanı seçilen Nicola Sturgeon
Fransa’da aşırı sağcı Ulusal Cephe’nin lideri Marine Le Pen
Myanmar Dışişleri Bakanı Ang San Su Çi
IMF Başkanı Christine Lagarde ve ABD Merkez Başkanı Janet Yellen
Mafyöz yönetimlere karşı Roma’da ilk kadın belediye başkanı seçilen ve büyük sükse yapan Virginia Raggi. İşte bu isimler kadınlara umut veren, onları siyasete iten ve siyasetteki yerlerini sağlamlaştıran önemli figürler. Umalım ki dünyaya huzuru kadınlar getirsin. Ve bu değişim Türkiye’ye de örnek olsun ve bizi değiştirsin.
