Şirin SeverŞu linç bitsin artık!

HABERİ PAYLAŞ

Şu linç bitsin artık!

Bu yazıyı, tepki çekeceğini bilerek yazıyorum. Çünkü fikirlerinin esiri olan insanlar bunu yapacak biliyorum! Onlara göre sadece kendileri haklı. Karşı taraf ne düşünüyor, ne hissediyor diye düşünmek fuzuli bir çaba. Konumuz, sokaktaki başıboş köpekler. Annemle konuşuyoruz geçen gün; bir köpeğin Tuğba Altıntop’un yüzünü parçalaması haberini görmüş, içini döküyor bana. Ankara’da bir sitede oturuyor bizimkiler…

Mevsimlerden kış. Sahipsiz bir köpek sitenin içine yerleşmiş ve doğum yapmış. 6-7 tane yavru köpek ve anne; Ankara’nın o kuru soğuğunda, karda kışta yaşam savaşı veriyor, tir tir titriyor sürekli. Tabii sitedekiler yemek veriyor, besliyor Allah’tan ama ortalık çöpten, yemek artığından geçilmiyor. Keşke yemeklerin artıklarını, ortalıktaki çöpleri, hayvan dışkılarını da toplasalar. Madem bakmak istiyorsun, hayvanseverlik bunu gerektirir değil mi? Neyse, anne köpek yavrularını koruma dürtüsüyle her önünden geçene havlıyor.

Haberin Devamı

Saldıracak mı diye önlerinden geçip markete bile gidemiyor annem. Yaşlı kadın neticede, korkularının üzerine mi gitsin o yaşta, ne yapsın yani?!! “Bir şekilde çıksam eve giremiyorum, kaç kere soğukta bekledim, biri geçsin de onunla apartmana gireyim” diye anlatıyor ama o anlattıkça benim içim gidiyor. En sonunda bizimkiler ve onlar gibi korkan komşuları ‘olacak gibi değil’ diyorlar ve belediyeyi arıyorlar. Bir sabah belediye geliyor köpekleri ve yavruları alıyor, barınağa götürüyor. Tabii sitede kıyamet kopuyor, ‘kim haber verdi’ diye herkes ayakta.

Sanki hayvanları giyotine yolladılar! Neyse, bu müthiş hayvanseverler belediyeyi arıyorlar, gidip köpekler güvende mi görüyorlar da rahatlıyorlar sonunda. Bu kadın o karda kışta donsa, köpeklerden kaçayım derken düşse bir tarafını kırsa, asla oralı olmazlar ama! Ayrıca küçücük bebeleri soğukta tir tir titretmek midir hayvan sevmek anlamıyorum ben!! Şunu anlasalar artık; köpeklere dokunmak, yaklaşmak herkes için mümkün olmayabilir. ‘Korkma’ deyince değiştirebileceğiniz bir şey de değil bu! Bunu da geçtim; bir hayvan ısırsa, insanı suçlayacak kadar şuursuz bazıları! Tuğba Altıntop’un başına geldi mesela…

Haberin Devamı

Bir köpeğin saldırısına uğradı, üstelik arkadaşının köpeğiydi. Yüzüne 50’den fazla dikiş atıldı. Yine de “Köpeğin suçu yoktu, onun alanına girdim” diyecek kadar hayvansever, onları tanıyan biri. Ama Sevda Demirel denilen ünlümsü çıkıp diyor ki, “Köpekler yüze saldırmaz, o izleri bir hemcinsi yapmıştır!” Hadi ya! Şu dünyadaki bütün köpeklerin huyunu suyunu biliyorsun, hepsini tanıyorsun öyle mi? Bu artık direkt kışkırtmaktır, terbiyesizliktir. Köpekten korkanları linç etme teröründen vazgeçin artık! Her korkan da, hayvanların kötülüğünü istiyor sanmayın. Şuurunuzu bi toparlayın mümkünse yahu!

INSTAGRAM’A BİR SÜRE ARA…

Geçen gün bir arkadaşım şu sözlerle dert yanıyordu: “Instagram’da bütün hafta okul bebeleri vardı, kimin çocuğu okula başladı, kiminki kaça geçti hepsine hakimim çok şükür!” Sonra da ekledi: “Instagram bu hafta da çekilmez, her yer Contemporary İstanbul fotolarıyla dolup taşacak, yine kusacak kıvama geleceğiz!” Kendine göre haklı tabii. Contemporary’e (CI) gitmesen de gitmiş kadar oluyorsun sosyal medya sayesinde.

Haberin Devamı

Giden çoğu kişi eserlerle ilgilenmek yerine, onları sosyal medyaya koymakla meşgul olacak koca bir hafta. Ama dedim ki o arkadaşıma… “Canım benim, CI’dan önce de eylül güzellemeleriyle dolup taşıyordu sosyal medya. Ondan daha önce ‘karpuz kabuğu denize düştü, yaz geldi, buyrun ayağımın fotosu’ paylaşımları… Ondan haftalar önce ‘poff yaz ne zaman gelecek sorgu sualleri’.. Hayat dediğin böyle bir şey işte. Hep bir şeylerin peşinde koşturup duruyorsun. Çok da şaapma ama sen biraz sosyal medya detoksu yap bence.”

YİNE KÜLTÜR SANAT COŞMALARI

Mayıs ve haziran aylarında İstanbul’da nasıl bir etkinlik patlaması vardı, hatırlarsınız. Yaz gelince biraz güney sahillerine taşındı o açılışlar, buluşmalar ama şehre dönüşle birlikte yeniden çılgınlık hali başladı. Bu şehrin trafiğinde her şeye nasıl yetişeceğiz bilmiyorum ama resmen maraton koşucusu gibiyiz.

  • 17 İstanbul Bienali ön izlemeyle başladı mesela... 20 Eylül’e kadar ücretsiz gezilebilecek Bienal; 12 sergi mekânının yanı sıra şehrin dört bir yanındaki 50’yi aşan mekanda izleyiciyle buluşuyor.
  • 19-22 Eylül tarihleri arasında, Tersane İstanbul’un tarihi atmosferinde Contemporary İstanbul başlayacak, dünyanın dört bir yanından 66 çağdaş sanat galerisi resmen şov yapacak.
  • 24 Eylül’de ise 32. Akbank Caz Festivali start alacak. 9 Ekim’e kadar sürecek festival, bu yıl 22 farklı mekanda, 120’nin üzerinde sanatçıyla buluşturacak bizleri.
  • Ekim ayında İstanbul Tiyatro Festivali ile başlayan etkinlikler, sanırım durmadan devam edecek gibi.

Şu linç bitsin artık

SİNEMA ÜZERİNE SAYIKLAMALAR

  • Türkiye’yi Oscar’da temsil edecek film seçildi. Gönlüm ‘Bergen’den yana olsa da; Sinema Meslek Birlikleri’nin değerlendirmesi sonucu, Tayfun Pirselimoğlu imzalı ‘Kerr’ filmi ipi göğüsledi. Peki biz bu filmi Oscar’dan önce izler miyiz acaba?
  • Zendaya, önceki gece düzenlenen Emmy Ödül Töreni’nde ‘Euphoria’ dizisindeki rölüyle ‘En İyi Kadın Oyuncu’ ödülünü kazandı. 26 yaşındaki oyuncu 2 kez Emmy kazanan en genç oyuncu oldu. Şimdi gel de merak etme şu diziyi?
  • Venedik’te ‘En İyi Kadın Oyuncu’ ödülü ise Cate Blanchett’in oldu. Kadın yine şaşırtmadı yani! Berlin Filarmoni Orketstrası’nın ünlü şefi Lydia Tar’ın hayatını anlatan ‘Tar’ filmi ayakta alkışlandı malum ve Oscar’ın da en güçlü filmi olarak gösteriliyor. Cate Blanchett ve ödül deyince iyice meraklandım, takriben ne zaman vizyona girer bu film?
  • 2007 yılında trafik kazasında hayatını kaybeden Barış Akarsu’nun hayatı film oluyor ve şarkıcıyı İsmail Ege Şaşmaz oynuyor. Geçen gün İsmail Ege’nın fotoğraflarını görünce, ‘Bravo, ne kadar benzemiş’ dedim ve şaşırdım. 18 Kasım’da vizyona girecek filmi merakla bekliyorum.

Şu linç bitsin artık

Sıradaki haber yükleniyor...
holder