Şirin SeverTon balıklı çiğköfteye hazır mıyız peki?!!

HABERİ PAYLAŞ

Ton balıklı çiğköfteye hazır mıyız peki?!!

Son günlerin çiğköfte tartışmasını atlamak istemem... Belki de canım en iyisinden bir çiğköfte istediğindendir, bilemem! Malum; usta yazar Vedat Milor ateşledi fitili yine. Bu kez öyle basit bir ‘menemen soğanlı mı olur, soğansız mı’ tartışması gibi de değil bu. Yani beğeniye bağlı bir durum söz konusu değil. Geleneksel bir yiyeceğin değişmesi ve yok olma meselesi. Sosyal medya hesabında dedi ki; “Çiğköfte etli olur, etsiz olan kısırdır!” Tabii çiğköfteciler ayağa kalktı. Malum, AB uyum yasaları kapsamında etli çiğköfte satışı yasaklandı. Gerekçe de çiğ etin beklemesi durumunda zararlı hale gelmesi. Bakteri, parazit vs. Hürriyet’ten Fulya Soybaş da çiğköftecileri konuşturdu, hem bu çıkışı destekleyenleri, hem de şiddetle karşı çıkanları. Çekirdek alıp okudum, tam o şekil!

Haberin Devamı

Urfalılar “Orijinali etli olur” diyerek Milor’a destek verdi, Adıyamanlılar ise kızdı: “Etsiz daha lezzetli, hem de sağlıklı. Lezzetini içindeki baharatlar veriyor. Kısırla bir olabilir mi hiç?” Keşke önce ‘bu adam ne diyor’ diye bir durup düşünselerdi ama nerdeee? Adam diyor ki; “Bana kızmayı bırakın, Güneydoğu Anadolu mutfağının en önemli yemeklerinden biri yok oluyor. Bu konuda bir şey yapmayacak mısınız?” Adam haklı mı? Haklı! Kendi adıma… Elbette etsiz çiğköfte de yiyorum ama Köşebaşı, Develi gibi güvendiğim/ bildiğim yerlerde etli çiğköfte yemeye de devam ediyorum. Ancak bu tartışma daha soğumadan ton balıklı çiğköfte tartışmasını kaldırabilir miyiz, işte onu pek bilemiyorum.

Cuma günü Oksijen’de Maromi by Divan restoranlarının Japon şefi Kenji Kume’nin ton balıklı çiğköfte yaptığını okudum da, ondan panik oldum. 20 yıldır çoğunlukla Türkiye’de yaşayan şef, Türk kültürüne ve yemeklerine gayet hakim. O yüzden Türkiye’ye has bir yemeğe kendi yorumunu katmak istemiş ve ton balıklı çiğköfte yapmış! Bence gerek yoktu ama kendisi daha iyi bilir tabii… Her şeyle bu kadar oynanmamalı. Bazı tatlar olduğu gibi, geleneksel haliyle kalmalı. Bir de, Vedat Milor duymadan, çiğköfte adını kaldırsın o yemekten, başka isim bulsun benden söylemesi!

Haberin Devamı

Dünya Suşi Günü varmış!

Yemekten girdik konuya madem, devam… Bugün Dünya Suşi Günü imiş! Kahvenin, donutun, makarnanın, çayın, çikolatanın her yiyecek ve içeceğin bir günü var da suşinin günü neden olmasın?! Günün anlam ve önemine uygun olarak kendinize bir suşi ısmarlarsınız artık! Peki niye girdim bu mevzuya? Türkiye’de de suşi çılgınlığı yaşanıyor malum... Bizim yemek kültürümüze oldukça uzak olmasına rağmen, suşinin Türkiye’de bu kadar ilgi görmesinin nedenini farklı bir lezzet olmasına bağlıyordum ben.

Yani farklılık arayanların merakı diye bakıyordum. Ama bu kadar basit değilmiş. Geçen gün okudum... Bu suşi çılgınlığının nedeni, artan suşi restoranları! Bu restoranların pıtırak gibi artmasının nedeni de suşi şeflerinin Türk şeflere göre daha az maliyetli olması, suşinin de ete göre daha ucuz olması. Menüde suşi olması restoranların algısını da değiştiriyormuş çünkü daha prestijli bir seçenekmiş. Dolayısıyla bol bol suşi restoranı açılıyor ya da menülere suşi konuluyor, biz de bol bol yiyoruz. Şimdi alın bu bilgiyle ne yaparsanız yapın.

Haberin Devamı

Anayım ben ana!!

Ünlü annesi olmak zor. Hele sınırlarını bilmeyen, fazla müdahaleci biriyseniz! Çocuğu için en hayırlı olanı onlar biliyor, onlar adına iş seçiyor, aşklarına karışıyor, hatta çocuklarının menajerleri oluyorlar. İyi, güzel tabii ama çoğu zaman da iş hayatlarını olumsuz etkiliyorlar. Fenerbahçe’nin yıldız futbolcusu Arda Güler’in annesi konuşuldu geçen gün masada. Avrupa’nın pek çok önemli kulübünün istediği genç yıldız ‘kalacak mı gidecek mi’ diye merakla beklenirken, annesi Serap Güler bir tweet atmış ‘Her seçim bir vazgeçiştir’ diye. Taraftar da coşmuş tabii, ‘Bizi bırakma Arda’ diye yazan yazana. ‘Abla inşallah enişteden ayrılıyorsundur’ ise en komik yorum olmuş, çok güldüm.

Bence ünlü ebeveynlerinde dikkat çekme sendromu var! O hikayenin içinde önemli olmak ve anılmak istiyorlar. Zaten menajerliğini yapan babasının da kulüpleri canından bezdirdiğini, isteklerinin bitmediğini okuyorum. Bazen en yakınların sana en zarar veren oluyor çünkü bu işler profesyonellik gerektirir, duygusallık değil. Keşke bunu görebilse anne babalar. Egoları yüzünden yazık etmeseler çocuklarına.

Ortaya karışık sayıklamalar

  • Yazar Nermin Bezmen, eşi oyuncu Tolga Savacı için “O benim kurdelesi eksik hediyem” demiş. Ne kadar naif, ne kadar güzel bir iltifat. Uzun zamandır sevgisini bu kadar güzel ifade eden birini görmemiştim.
  • Nurgül Yeşilçay, 16 kilo vermiş, bunu soran gazetecilere de “Resmen aç kaldım” demiş. Tecrübeyle sabit, yediğinde kilo veremiyorsun. Fitliğin tek sırrı var, yememek! Bu işin bu kadar acıklı olması, çok acıklı değil mi ya?
  • 59 yaşındaki ABD’li milyarder Jeff Bezos’un gösterişli yaşam tarzı, “Orta yaş krizinde mi?” sorusuna yol açmış. Neden? Çünkü özel yatında sevgilisine, 5 milyon dolarlık yüzük takıp evlenme teklif etmiş, vücudunu saran kıyafetler giyiyormuş. Değişim niye kriz olarak yorumlanıyor hemen? Adam, aşkı bulunca bugüne dek ne kadar boş yaşadığını anlamış olamaz mı? Aşk insanı değiştiremez mi?
Sıradaki haber yükleniyor...
holder