Önceki akşam çok tatlı bir film izledim. Biraz ‘Vizontele’ tadı vardı; biraz ‘Hükümet Kadın’. Aynı toprakların hikayesiydi anlayacağınız; Doğu’nun havası, doğası, şivesi, esprisi, insanı vardı. Sıcacık ve samimiydi. Yarın (5 Ocak) vizyona girecek ‘Başkan’ filminden bahsediyorum...
Biri idealist, biri düzenbaz iki belediye başkan adayının, Tunceli’nin Ovacık ilçesinde giriştiği başkanlık yarışını anlatıyor film. Hiç bıktırmayan bir hikaye, evet. Farklı zamanlarda, farklı sinemacılar durup durup aynı konuyu anlatıyor, doğru. Peki neden? Çünkü gideri var! Gerçeklerimiz değişmediği için hikayeler de değişmiyor. ‘Başkan’ da aynı yoldan ilerliyor işte. ‘Bu topraklarda hiçbir iyilik/güzellik cezasız kalmaz’ tezinin altını bir kez daha çizerek. Malum hikayenin güncel versiyonu diyebiliriz.
Bisikletle işe giden, üreten, çalışan, paylaşan, çocuklara sinema kuran, dürüst belediye başkanını Necip Memilli canlandırıyor. Olay yeri de Ovacık olunca; Tunceli’nin fenomen belediye başkanından ilham alınmış gibi duruyor. Ekip, ısrarla politik bir film çekmediklerini söylese de esinlenme var bence bir parça. Neyse, düzenbaz rakibi ise, ‘Yalı Çapkını’ dizisinde kızlarına yaptığı kötülüklerle fenomen olan başarılı oyuncu Diren Polatoğulları canlandırıyor. İkisi de şiir gibi oynuyor, bunun altını çizmem şart.
Çocuk oyuncular da çok şeker ve çok iyi. Filmin mizahına katkıları çok büyük. Ulaş Bahadır’ın senaryosunu yazıp yönettiği ‘Başkan’ tam da belediye seçimleri bu kadar yakınken; izlenesi bir film olmuş. Tavsiye ederim.
NOT: Bu arada; hiçbir galada bu kadar eğlenen, her şarkıya alkışlarla eşlik eden, her espriye alkışlarla destek sunan bir seyirci görmemiştim! Filme Tunceli’den büyük destek var, orası belli. Yolu açık olsun, bol bol izlensin.
Altın dişli Nursel Köse!
‘Başkan’ filmindeki Nursel Köse’ye de minik bir paragraf açmam lazım...
Dalavereci başkan ‘Fikri Donsuz’un karısı rolünde ve şu ana kadar görülmemiş bir Nursel Köse izleyeceksiniz. Bakın Köse galada rolünü nasıl anlattı: “Biz Donsuz Ailesi olarak Ovacık’ın sosyetesi oluyoruz. Tek başıma bir sosyeteyim filmde. Altınlarım, altın dişlerim var, gücümüz, kuvvetimiz var. Kazanacağız.” Gerçekten efsane bir Nursel Köse diyorum, noktayı koyuyorum!
‘Resmi nikah yoksa sadakat aranmaz’ derken?
Buyrun, dün okuduğum haberin başlığına bakın:
“Resmi nikah yoksa sadakat aranmaz!” Bir kadın cinayetinde mahkemeden çıkan karar bu. Olay ne? Hakan Asilkan isimli şahıs, iki yıl önce birlikte yaşadığı Elif Mihriban Arduç’u 14 kurşunla öldürdü. Mahkeme sanığa, ağırlaştırılmış müebbet verdi. Katil bu cezayı hak etti mi? Hem de sonuna kadar. Ancak o bu karara itiraz etti; ‘aldatıldığı gerekçesiyle’ kendisine verilen cezada haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasını istedi. Yani indirim talebinde bulundu. Peki mahkeme ne cevap verdi? “Resmi nikah olmaksızın birlikte yaşayanların birbirine sadakat yükümlülüğü yoktur” diyerek talebi reddetti. Böyle okuduğunuzda tuhaf gelmiyor mu? Ne yani, bu çift evli olsaydı, bir resmi nikahları olsaydı; adam tahrik indirimini alacak mıydı?
Hukukçu değilim ama insan olarak soruyorum: Hukuk kitaplarında yazılanların gerçek hayatla ilişkisini iyi kurmak gerekmez mi? Şu denilemez mi mesela: Resmi nikahlı ol ya da olma, birini öldürüp indirim isteyemezsin! Evet, birini aldatmak aşağılık bir şey. Keşke olmasa. Evet, aldatılmak da büyük hayal kırıklığı, büyük acı. Kimse kimseye yapmamalı. Bunun affı da yok ama bu kimseyi öldürmeye gerekçe olamaz. Resmi nikahlı da olsan, nikahsız da olsan yapamazsın kardeşim! Bunu demek bu kadar zor mu yahu? Kırk yılın başında bir mahkeme, bir kadın cinayeti söz konusu olduğunda doğru kararı vermiş ama yapılan açıklamayla olayı tuhaf bir yere taşımayı da başarmış.
Gerçek hayvanlarla anatomi
Bilim ve sanat meraklıları için eşsiz bir sergiden bahsedeyim size...
Dünyanın en kapsamlı hayvan anatomi sergisi olarak tanımlanan ‘Gerçek Hayvanların Anatomi Sergisi’ (Body Worlds: Animal Inside Out) Ataşehir Metropol İstanbul’daki HUPALUPA Expo’da açıldı ve büyük ilgi görüyor. 100’den fazla hayvanın kemik yapısını, kaslarını, sinir sistemini ve organlarını yakından inceleme fırsatı sunan sergi kapsamında; hayvanların iç dünyası, çürümeyi durduran plastinasyon tekniği sayesinde detaylı şekilde gösteriliyor. - Bu çalışmaya imza atan bilim insanı Prof. Dr. Gunter von Hagens, sergi için hiçbir hayvanın öldürülmediğini; asla zarar görmediğini özellikle vurguluyor. Yoğun ilgi nedeniyle 4 Şubat’a kadar uzatılan sergiyi ziyaret edenler, evlerine öğrendikleri ilginç bilgilerle dönüyor. İşte o bilgilerden bazıları:
Bir boğanın kalbi insanın kalbinden 5 kat daha ağırdır.
Tavuklar saatte 14 kilometre yol kat edebilir.
En uzun hamilelik sürecini filler yaşar. Bu süre yaklaşık 22 aydır.
Kurbağalar su içme ihtiyacı hissetmez. Geçirgen derileri sayesinde suyu emerler.
Uskumru balıkları, kendilerine insan eli değdiğinde ölebilirler. Bunun nedeni insan derisindeki yağların, onların derilerine zarar vermesidir. Ve daha neler neler...