Daha son yazımda yapay zekadan bahsettim… ‘Yapay zeka bir tek beni mi korkutuyor?’ diye sordum. Üzerinden iki gün geçmedi, yine bir dolu ‘tuhaf’ haber okudum bu konuya dair. Mesela bir türlü bitmeyen bir çocuk kitabının yapay zeka tarafından 6 saatte yazılıp bitirildiğini öğrendim! Kimsenin düşünmesine gerek kalmayacak mı artık, anlamadım!! Öte yandan moda dünyasına da sızdı bu yapay zeka…
Gerçek katalog mankenlerinin yerini almışlar şimdi de. Calvin Klein, Levis gibi markalar; farklı kilo, boy, renk ve vücut tipinde yapay zeka ürünü modeller kullanacakmış artık. Zihin emekçisi pek çok insan için tehlike sayılan yapay zeka, gerçek modelleri de işinden edecek belli ki! Tek başına varlığı bile zarar yapay zekanın bir tek intihara teşvik etmesi eksikti, o da olmuş!
Belçika’da bir kadın, kocasının intiharından yapay zeka sohbet robotunu sorumlu tutmuş. İklim değişikliği yüzünden endişeli olan kocasının, Eliza isimli yapay zeka uygulamasına başvurduğunu, sabah akşam onunla sohbet ettiğini, çevreden izole olduğunu belirterek, bu robotun onu intihara teşvik ettiğini ileri sürmüş. Eliza’nın şirketi Chai Research’ün kurucu ortağı ise; “Çok güçlü ilişkiler kurduğu için yapay zeka ile evlenmek isteyen kullanıcılarımız bile var” demiş.
Sanırım, ‘sorun bizde değil, zayıf kişiliği olan insanlarda’ demek istemiş. Ben öyle anladım en azından! Şimdi siz söyleyin, bütün bunları okuyup rahatsız olmamak mümkün mü? Tamam teknoloji iyi hoş da; hayatımıza bir Terminatör olarak girmeleri eksik! Bu arada bazı uzmanlar, yapay zekayı kodlayan kimse; yapay zekanın onun ön yargılarına sahip olduğunu söylüyor. Bazı uzmanlar da, ‘yapay zekayı kimin kodladığından çok, kimin kullandığına bakmak lazım’ diyor.
Yani ortada bilinmeyeni bol bir denklem var, dolayısıyla korkmak için neden çok. Yalnız olmadığımı da biliyorum ayrıca… Mesela İtalya geçtiğimiz hafta yapay zeka sohbet robotu ChatGPT’nin sistemini engelledi. Sebep veri güvenliği. Şirketin, çocukları korumak için yeterince çaba göstermemesi de başka bir neden. Avrupa’nın pek çok ülkesinde de yasaklar gündemde. Biz ise biz her zamanki gibi olanları seyrediyoruz.
Çay var içersen…
Siyasetteki tartışmalar çok sıkıcı. Yeni hiçbir şey yok. Cesaret yok, ezber bozmak yok, vizyon yok, gelecek umudu yok. Hiç değilse azıcık gülümseme, azıcık insani diyalog olsun diyorsun, o da yok. Geçenlerde tansiyon yükselince, bir çay atışması yaşandı ya, ‘hah şöyle yaaa’ dedim, o bile iyi geldi düşünün. Meral Akşener, Tayyip Erdoğan’a “Papatya çayı iç, sakinleş” dedi. Erdoğan da ona rezene çayı önerdi ya, onu diyorum. Tatlı tatlı atışmalı, zeka yarıştırmalı, merak uyandırmalı, topluma fayda sağlamalı atışma olsun yeter ki. ‘Faydası nerede?’ derseniz, gergin bir topluma faydalı çayları hatırlattılar, fena mı? İçelim sakinleşelim! Tam da bu vesileyle, hangi çay neye iyi gelir hatırlayalım:
G G G
Melisa: Sinirleri gevşetir.
Adaçayı: Stresi azaltır.
Kuşburnu: Bağışıklık sistemini güçlendirir.
Rezene: Baş ağrısına iyi gelir.
Papatya: Uykusuzluğa iyi gelir.
Yeşil çay: Kilo vermeye yardımcı olur.
Yasemin: Kolestrolü dengede tutar.
Nane: Mide bulantısına iyi gelir.
Zencefil: Öksürüğü giderir.
Sizce de öyle değil mi?
- Yüksek Seçim Kurulu, haklarında koruma kararı bulunan kadınların deşifre olmaması için, askıdaki seçmen listelerinde yalnızca ad ve soyadının iki harfine yer vermiş, seçmen sorgulama ekranını da kapatmış. Çok ince bir düşünce değil mi?
- Küresel ısınma sayesinde çok ilginç doğa olayları ile karşı karşıyayız tamam da… Yaz gelsin diye gün sayarken, Ilıca Plajı’nın dolu ile kaplanması, beyaza bürünmesi biraz fazla olmadı mı?
- Alışveriş platformlarında artık herşey satılıyor malum, kitap satışı da dahil. Trendyol da bu adreslerden biri. 27 Mart- 2 Nisan haftasında satılan kitaplar arasında en çok roman satıldığı tespit edilmiş; en çok satan kitap da Orhan Pamuk imzalı Masumiyet Müzesi olmuş. Bir moda platformunda Masumiyet Müzesi gibi edebi ve ağır bir kitabın çok satması bir tek bana mı ilginç geldi?
- Papa Françesko, Hıristiyan din adamları için ‘yasak’ olan cinsel ilişki hakkında görüşlerini açıklamış ve seksi ‘Tanrı’nın insana verdiği en güzel şeylerden biri’ olarak tanımlamış. “Kendini cinsel olarak ifade etmek bir zenginliktir” ifadesini kullanan Papa, LGBT bireylerin de Katolik Kilisesi tarafından hoş karşılanması gerektiğini istemiş. Ne kadar da sıradışı bir Papa değil mi?
Siyah ‘deprem özel sayısı’
Aylık coğrafya ve keşif dergisi Atlas, 30 yıla yaklaşan tarihinde ilk kez siyah çerçeveyle çıktı. Yani dergi mavi rengini ilk kez siyaha çevirdi. Deprem Özel Sayısı olarak yayınlanan dergi; depremde hayatını kaybeden, sevdiklerini, evlerini yitiren on binlerce kişiye ithaf edildi. Deprem bölgesinden dönen Atlas yazarı ve İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Jeoloji Mühendisliği bölümü öğretim üyesi Dr.Yıldırım Güngör’ün bilimsel danışmanlığında hazırlanan özel sayının satışından elde edilecek gelirinin tümü, depremden etkilenen çocuk ve gençlerin yararına Türk Eğitim Vakfı’na bağışlanacak. Dergide; ‘deprem çantası nasıl hazırlanır’dan ‘afet eğitimi nasıl alınır?’a kadar her türlü bilgi, yazı, makale yer alıyor. Tarihe kayıt düşen bu dergi bu ay da piyasada, elinizin altında bulunmalı.