Başka birinin vücudunda olmak ister miydiniz? Yani sizin zihninizin kopyalandığı minnak bir mikroçip, başka birinin vücuduna yerleştirilse ve sizin duygularınız, düşünceleriniz, zihninizden geçen her şey başka birinin vücudunda dolaşsa diyorum, nasıl olurdu? Mesea 90-60- 90 bir mankenin vücudunda dolaşsanız?
Bir değişiklik yapıp, karşı cinsten birinin vücudunda olsanız? Ya da çok ünlü birinin vücuduna girip, bütün bakışları üzerinize çekerek dolaşsanız bir süre? Çok mu absürd? Valla yapay zeka uygulamalarının günümüzde geldiği noktayı görünce, bu da pekala olur gibi geliyor bana. Hem de pek yakında! Ama şimdilik, bir filmde oluyor bütün bu başka bedene girme hikayesi... Allah’tan! Demans teşhisi konulan Bruce Willis’in son fimi ‘Hayalet Suikastçı’yı izledim geçen gün. Bu yazı da oradan çıktı işte.
Bir mikroçip teknolojisi icat edilmiş; bu sayede bir ajanın zihni, başka birinin vücudunda gizleniyor ve onun ölümcül görevler gerçekleştirmesini sağlıyor; hikayenin özeti bu. Bu tür fütüristik teknolojileri filmlerde izlerken iyi de, biraz korkutucu geldiğini de söylemem lazım. Sonuçta, hiçbiri ‘gerçek bir hikayeden uyarlanmış’ Türk dizisi olmasa da, gerçekleşmesi de çok uzak değil. Bakın mesela yapay zeka uygulaması ‘deep fake’ ile yapılan Trump’ın tutuklanma fotoğrafları...
Pofuduk beyaz montuyla Papa kareleri... Bunları gerçek sanmadık mı ilk başta? Şimdi de ChatGPT furyası sardı ortalığı. Çıktığı ikinci ayda 100 milyonu aşarak tarihte en hızlı yayılan uygulama olmuş. Epeydir merakla okuyorum bu konuda yazılanları ama en son akademisyen Selçuk Şirin’in tane tane ve gayet anlaşılır yazısıyla birleştirdim tüm okuduklarımı.
Özetle, Open AI isimli şirketin çıkardığı uygulama ile eğitimden adli işlemlere, yazılımdan grafik dizayna, muhasebeden finansa kadar zihin emekçilerinin yaptığı her şeyi yapay zeka yapıyor. Mesela isteyen herkes birkaç dakika içinde istediği görsel tasarımı yapabilir, pazar araştırması raporu çıkarabilir, birkaç dakika içinde dava dilekçesi yazabilir. Ki bunların somut örnekleri de var; o da aşağıda…
İnsandan hızlı ve hatasız!
Daha geçen gün, ChatGPT’de yazılmış bir dava dilekçesi ile İngiltere’de bir mahkeme, bir genç kızı haklı buldu. Millie Houlton isimli 22 yaşındaki öğrenci, hatalı parktan ceza yedi ve cezaya itiraz etmek için ChatGPT’ye dilekçe yazdırdı. Kendisine sorulan soruları karşınızda bir insan varmış gibi yanıtlayan uygulama, hatasız bir dilekçe yazdı.
Mahkeme bu dilekçe sayesinde genç kızı haklı buldu. Selçuk Şirin de, geçenlerde bir dergide yayınlanan makalesini ChatGPT’ye yazdırmış, yazının sonunda gerçeği okurlarına açıklayarak tabii. Bu konuda yapılan araştırmalar ve deneyler de gösteriyor ki; yapay zeka, insanlardan daha hızlı ve hatasız. Dolayısıyla beyaz yakalılar çok da güvende değil. Hatta bu uygulamanın en çok da eğitim hayatını tahrip etmesi bekleniyormuş.
Selçuk Şirin, “Bir dönüşüm olacak ama korkmayın” derken, bir yandan da aralarında Elon Musk’ın da olduğu teknoloji dünyasını yöneten 1000’i aşkın isim; insanlığın gerçekleştirdiği en büyük teknoloji olarak tanımlanan bu yapay zeka çalışmalarının durdurulmasını talep etti. En azından 6 ay için! Gerekçeleri de yapay zeka teknolojisinin çok hızlı gelişmesi ve ileride bu yarışın insanoğluna zarar verebileceği endişesi.
Çünkü yapay zeka insanla yarışabilir noktaya gelmiş. “Bizim yerimizi alabilecek, insan olmayan zihinler geliştirmeli miyiz?” sorusunu soruyorlar. Özetle… ‘Niye izlediklerinden korkuyorsun’ demeyin bana! Kısır tartışmaların içinden biraz olsun çıkabilirsek, üzerine düşünecek çok daha ciddi şeyler olduğunu göreceğiz.
Bruce Willis’in emeklilik filmi
Konu, Bruce Willis’in son filminden nerelere geldi! Hoop başa dönüyorum… Benim ve pek çokları için ‘Mavi Ay’ dizisi eşittir Bruce Willis. Hayrandık. Genç kuşaklar bilmez ama biz dizi izlemeye ‘Mavi Ay’la başladık gibi bir şey. Ve Willis, 42 yıllık meslek hayatında tam 145 yapımda rol aldı. Filmlerinin toplam hasılatı 3 milyar dolar.
Emmy, Altın Küre ödülleri de var. ‘Hayalet Suikastçı’ ise Willis’in seyircinin karşısına son çıktığı film olarak tarihe geçti ama hastalığı yüzünden çok az sahnesi var, kısa diyaloglar kuruyor ve neredeyse hiçbir hikayesi yok. Afişte fotoğrafının en önde olmasına da bakmayın, bu bir Bruce Willis’e saygı filmi. 7 Nisan’da da tüm sinemalarda vizyonda!
Kafamda tatlı bazı sorular
- Kemal Kılıçdaroğlu’nun 5 renk seçenekli tripot alıp TikTok’a girmesi, üstüne bir de “Kemal Dede neredesin?’ dediniz geldim. Merak ettiğiniz ne varsa sorun, yorumlarda buluşalım” diyerek sosyal medya diliye çağrıda bulunması çok tatlı değil mi?
- Diyarbakırlı Gül Karen Aça’nın dünyanın en parlak 100 öğrencisinden biri seçilmesi, Harvard ve Stanford dahil 9 üniversiteden tam burslu kabul almış olması büyük gurur değil mi?
- Ünlü opera sanatçısı Murat Karahan’ın konserlerinden paylaştığı videoların; yapay zeka tarafından ünlü İtalyan tenor Pavarotti’ye benzetildiği için ve telif hakkı doğması sebebiyle Instagram tarafından kadırılması çok komik değil mi?
- Ayasofya’daki ahşap kapıların geçen sene ‘kutsal’ diye kemirilmesi üzerine; bu sene tahribatı önlemek adına cam bölme ile koruma altına alınması, gülüyoruz falan ama çok trajikomik değil mi?