Şirin SeverYılın oyunu: 'Afife'

HABERİ PAYLAŞ

Yılın oyunu: 'Afife'

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim: ‘Afife’ yılın oyunudur; kesin bilgi yayalım! Cumartesi akşamı Zorlu PSM’deki prömiyerinde izledim ve hayran kaldım. Hikaye zaten şahane... Afife, sahneye çıkan ilk Müslüman Türk kadını. Ama onun mücadelesi sadece tiyatro sahnesinde olmak için değil. Kadının toplum içinde var olması için de mücadele eden bir kimlik Afife Jale. Kadınların bu kadar değersiz sayıldığı bir ülkede, böyle bir hikayenin anlatılmasını çok değerli buluyorum, o ayrı… Ancak hikaye kadar etkileyici olan bir başka şey de sahnede kurulan müthiş dünya. İşte hayran olacağınız şey tam da bu! Kostümler, reji, sahne tasarımı, multimedya kullanımı... Klasik bir biyografi sahnelemek yerine, sürreal bir anlatım seçilmiş. Bu sayede de sıra dışı ve büyüleyici bir oyun çıkmış ortaya. Bunda başroldeki Demet Evgar ve Necip Memilli’nin eşsiz oyunculuğunun da çok büyük payı var elbette. Peki ne anlatıyor bu oyun? 1920’lerin başı. Türk ve Müslüman kadınlara tiyatronun yasak olduğu yıllar. ‘On İkinci Gece’ isimli bir oyun sahneleniyor İstanbul’da. Bir gece başroldeki Eliza Binemeciyan temsile çıkamayınca, çok hevesli bir tiyatro öğrencisi olan Afife onun yerini alıyor. Polis tarafından fark edilince de tutuklanma emrinin çıkması uzun sürmüyor. Ailesi siliyor, evden kovuyor, yalnız başına kalıyor. Tüm hayatı boyunca baskılar ve yasaklarla uğraşan Afife’nin hayatı, 39 yaşında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde son buluyor. Bu acılarla dolu hayat, hiç sıkılmadan izlenebilir mi peki? Demet Evgar ve yönetmen Serdar Biliş’in proje tasarımı ile evet! Bu hayat hikayesi bir tiyatro kumpanyasının içinde anlatılmış ve müthiş eğlenceli bir hayal dünyası kurulmuş. Dönemin Maksim gazinosuna girmek bile sizi bu acıklı hikayeden, ajitasyondan uzaklaştırıyor. Afife Tiyatro ve Zorlu PSM yapımı oyun; büyük bir prodüksiyon. Biraz uzun; bence en az 20 dakika kısaltılmalı ama her anına da değiyor. Müthiş oyunculuklar, müthiş bir sahne şovu. Selin Cankı Ceylan’ın kaleme aldığı oyun, aynı zamanda Türk tiyatrosuna bir saygı duruşu. Mutlaka izlemelisiniz.

Haberin Devamı

Yılın oyunu: Afife

Haberin Devamı

HAYALDİ GERÇEK OLDU

Demet Evgar ve Necip Memilli, müthiş iki oyuncu. İkisini de sahnede izlemek büyük keyifti. Oyundan sonra onları uzun uzun alkışladık, sonra Demet Evgar, “Hayaldi, gerçek oldu” diyerek, oyunun nasıl hayata geçtiğini anlattı: “12 yaşında bir çocuk, bir gün bir dergide Afife Jale’nin ölüm haberini okuyor ve onun varlığından o zaman haberdar oluyor. Ve o çocuk, o gün ‘ben bu kadın için bir şey yapmalıyım’ diyerek kendine bir söz veriyor. İşte biz o çocuk sayesinde Afife Jale’nin varlığından haberdar oluyoruz. O çocuk Haldun Dormen’di...” Elbette alkışlar, salondaki Haldun Dormen için başlıyor bu kez. Düşünsenize, Haldun Dormen o haberi görmemiş olsa ya da görüp de etkilenmemiş olsa, böyle bir kadının varlığını belki de çok az kişi bilecekti. Demet Evgar da bu hikayeyi duyunca “Bir şeyler yapmalıyım” diyerek harekete geçiyor ve 20 yıl boyunca bu hayali kuruyor. İşte ‘hayaldi, gerçek oldu’ dediği hikaye aslında bu. İyi ki bazı insanlar, bazı hikayelerin peşinde koşuyor.

Haberin Devamı

Yılın oyunu: Afife

İki kıtayı ip üzerinde geçmek...

Bu haftanın etkileyici şovlarından biri de, ip üstünde Boğaz’ı geçen bir çılgına aitti! Pazar günü, Ortaköy’de bir otelin terasında yerimizi aldık ve Estonyalı Red Bull sporcusu Jaan Roose’un 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nün iki ayağına gerilmiş bir ipin üzerinde Asya’dan Avrupa’ya geçişini izledik. 47 dakikalık geçişin ardından Roose; ‘ip üstünde kıtalar arası geçiş yapan ilk kişi’ olarak tarih yazdı. 165 metre yükseklikte, 1074 metre uzunluğunda bir ipin üzerinde yürüyen Roose’un üzerinde sadece bir tişört, ayağında da sıradan spor ayakkabılar vardı. Ben izlerken dondum ama o donmadan ve düşmeden yürüyüşü tamamladı; inanılmazdı. Tarih yazdığı yürüyüşten sonra aramıza katıldığında takılmadan edemedim. “Biz köprüden geçerken 33 TL ödüyoruz, ücret ödemeyi düşünüyor musun?” dedim. Gülerek cevap verdi; “Hızlı bir geçiş oldu, yarın öderim.” Sonra da merak ettiklerimi sıraladım:

Biz balkonda bile üşüdük, sen donmadın mı?

Başlangıçta üşüdüm ama ortalara geldiğimde ısındım.

Kaç yıldır ip üzerinde yürüyorsun?

15 yıldır.

Peki neden böyle bir delilik yapıyorsun; sorunun ne?!

Güzel soru! Kendimi zorlamak, acı çekmek için. Aslında bir şeyi yaparken zorlanarak yapmak ama başardığımda mutlu olmak; bana iyi geliyor.

Böyle bir aktiviteden sonra fiziksel olarak nasıl hissediyorsun?

Duygusal olarak rahatlamış ama sonrasında kollarımda ve bacaklarımda ağrılar oluyor. Tüm vücut kasılıyor.

Minyon olmak bu iş için bir artı mı?

Hem evet hem hayır. Daha hızlı olmam açısından fiziğim bana avantaj sağlıyor ama uzun boylu ve ağır birisi, ipin ağırlığını daha rahat dengeler. Ayrıca rüzgar da daha fazla savuruyor.

 Yılın oyunu: Afife

Jaan Roose’un yaptığı sporun adı, slackline.

Üç kez dünya şampiyonluğu unvanı kazanmış bir sporcu Roose ve slackline üzerinde çift ters takla atan ilk ve tek sporcu. Daha önce Estonya’nın en yüksek çağlayanı Valaste Şelalesi’ni kışın ortasında, yerden 50 metre yükseklikte bir ipin üzerinde geçti. Geçen yıl da Katar’da dünyanın en uzun tek bina slackline yürüyüşünü tamamladı.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder