Maç önü gazetemiz ‘Bir derbiden fazlası’ diye güzel bir başlık atmıştı. Öyle de oldu. Enteresan bir ilk yarı izledik. Galatasaray devreye 2-1 önde girdi ama Barış biraz dikkatli olabilseydi fark daha fazla olurdu. Son maçlardan farklı olarak Galatasaray ilk yarı topu iyi kullandı. İleride Osimhen denen bir tank Fenerbahçe defansını neredeyse tek başına dağıttı. Sara’nın kendini bulmuş olması da takımı adına fark yaratan bir etkendi. Devrenin uzatma dakikalarında Fenerbahçe’nin golü gerçek bir piyangoydu. Görüntüye göre pozisyon 3 santim ile ofsayt değil. Sisteme itiraz edecek halimiz yok ama biraz tuhaf bir pozisyondu. Bu gol soyunma odasına Fenerbahçe’nin moralli gitmesine sebep oldu. Bu golün ikinci yarıya olan etkisi merak konusuydu. Bir merak konusu da şuydu; Galatasaray mı iyiydi yoksa Fenerbahçe mi kötüydü?
Lemina’nın sakatlanıp çıkması defans ile orta alan bağlantısını olumsuz etkiledi. Orta alan direnci bozulunca Fenerbahçe’nin ataklarını izledik. Galatasaray adına bu kadar kornerden bir sonuç alınamaması enteresandı. Barış’ın direkten dönen topu ise büyük şanssızlık. Son üç dakika kenarda olan kargaşa bu maça hiç yakışmadı. Oynamayan oyuncuların kırmızı kartlarına söyleyecek bir söz bulamıyorum. Esasında maç ilk yarı bitti. İkinci yarı ilk yarının çok altında kaldı. Son dakika maç uzatmaya gidiyordu, Sanchez kaleye giden topa inanılmaz bir röveşata ile müdahale etti. Pozisyonlar anlamında olmasa da mücadele olarak her anı heyecan dolu, olaylar nedeniyle bitmek bilmeyen maçı Galatasaray kazanıp yarı finale çıktı. Bu maç ligi etkilemez diye düşünüyorum. Sonuçta lig ayrı kupa ayrı. Galatasaray bay geçeceği haftayı büyük moralle geçirecektir. İki kulvarda neler yapabileceğini ise bekleyip göreceğiz.