Daha önceki Sivas deplasmanları ile ilgili yazdığım yorumlara göz gezdirdim. Aynı cümleyle başlamışım; zor deplasman diye. Hele takım daha 13. dakikada 10 kişi kalırsa! Metehan’ın kırmızı kartına kadar kaçan iki pozisyonda Galatasaray taraftarı ‘Aaah Icardi ah’ demiştir. Kadro dengesi bozulunca Sivas, 5’li savunmayı bırakıp rakip kaleyi daha çok düşünmeye başladı. Berkan ayağındaki topu Koita’ya kaptırınca eski dost Rodrigues cezayı kesti. Bu koşullarda maçı çevirecek olan atraksiyon bireysel yeteneklerin sahne almasıydı. Önce Yunus’un şutunu Nikolic sektirdi, ardından 75 milyon euroluk Osimhen devre biterken ‘ekmeğini taştan çıkardı.’ Yoktan aldığı penaltından devrenin sonunda Galatasaray’ı öne geçirdi.
***
İkinci yarı Sivas kalecisi mecburiyetten değişti. Ali Şaşal Vural oyuna ısınmadan, Barış’ın üzerine gelen şutunu çıkartamadı. Korkulan maç bir anda 1-3’e geldi. Kenarda 10 kişiyle bu skoru tutmak gibi haklı bir refleks oluştu. Kontrataklardan gol fırsatı da buldu Galatasaray ama son tercihler çok başarısızdı. Osimhen sakatlanınca topu ileride tutma şansı neredeyse kalmadı. Son dakikalarda Sivas ikinci golü bulunca üç puan sıkıntıya girdi. Çok zor maçta 10 kişiyle alınan galibiyet kıymetli tamam. Benim taktığım konu şu; son saniye Manaj’ın Barış’a hareketi direkt sakatlamaya yönelikti. Barış sezonu kapatsa memnun mu olacaksın Manaj? VAR’ın çağırmasına karşın kırmızıyı vermedi hakem. Futbol bir temas oyunu, buna eyvallah. Siz Avrupalı hakemlere de öykünebilirsiniz. Buna da kabulüm. Bariz ve art niyetli faullerdeki toleransınız oyunu oynatmaya yönelik olmuyor.