İşte bu olmadı

Galatasaray için şampiyonluk maçıydı ama Galatasaray’ın aksine Fenerbahçe daha etkili başladı. Sağdan soldan getirdiği toplarla Muslera’nın kalesinde etkili olmaya çalıştı. Golü de bulabilirdi ama maç öncesi dikkat çektiğim kart hadisesi meydana geldi ve Djiku ikinci sarıdan takımını 10 kişi bıraktı. Ki bence ağır bir karardı.

İlginçtir, bu kartla beraber maçta dengeler bozulmadı. Hatta net golü 10 kişilik Fenerbahçe Fred’le kaçırdı. İkinci yarıda Galatasaray’ın tempoyu yükseltmediği her dakika Fenerbahçe’nin ekmeğine yağ sürmüş oldu. Orta alan direnci de rakibine göre düşük kalınca Fener bir duran topta cezayı kesti. ‘Nasıl olsa kazanırız’ diye bir şey yok! 10 kişiyle, üstelik deplasmanda Galatasaray’ı yenen Fenerbahçe’yi tebrik ediyorum. Galatasaray büyük ihtimalle şampiyon olacak ama bu mağlubiyet hiç olmadı.

Arda Kardeşler maçın başından itibaren bu maçın kendisine ‘bir gömlek fazla’ geldiğini gösterdi. İki takım için de kötü sayılabilecek bir müsabaka yönetti. Bu maç özelinde değil, bir futbolsever olarak artık geri zekalı, cahil, cühela, karaktersiz futbolcular izlemek istemiyorum. Yeteneksiz, öz güvensiz, kafası tilki dolu hakem izlemek istemiyorum. Mafya dizisinden çıkmış gibi ucuz hamaset, paçoz racon bozması konuşan yönetici bozuntusu dinlemek istemiyorum.

Kıraathane ölçüsünün bile çok altında, ağzından çıkanı kulağı duymayan, ne idüğü belirsiz yorumcu bozmalarını duymak istemiyorum. Spor bayramında bayram tadında bir asırlık rekabet izlemek istiyorduk. Gerilim dolu bir itiş kakış izledik. Galatasaray’ın rakip kaleyi bulan şutu yokmuş. İşte bu da olmadı.