İlk maçla ilgili bence en güzel sözü Muslera söyledi: ‘Tam unutmalık maç.’ Yanlış anlaşılmasın, ilk maçı yok saymaktan ziyade, rövanşta ‘yeniden başlıyoruz beyler’ maçı bekledi Galatasaray taraftarı. Vakti zamanında Neuchatel ile oynanan rövanş maçındaki gibi. Osimhen ‘Alkmaar’ı bana bırakın’ demişti ama onu topla bir türlü buluşturamadılar. Maça da baskılı başlamasını bekledik Galatasaray’ın ama golleri kaçıran Alkmaar oldu. Orta sahada başlayan top kayıpları ilk yarı boyunca çok can sıkıcıydı. Bir türlü rakip sahaya organize tek bir atak izleyemedik. Üç golü önleyen Günay’ın yediği golde yapacak bir şeyi yoktu. Pisi pisine dandik bir gol yedi Galatasaray. Takım yorgun gibi. Mertens yok gibi bir şeydi. Sara’daki büyük düşüş devam ediyor. Lemina’nın yerine Avrupa listesine yazılan 8 milyon euroluk Cuesta benzeri o kadar topçu var ki ligimizde.
* * *
Devreyi yenik kapatınca ikinci yarı bir futbol mucizesi bekledi taraftar. Hadi dedik... İkinci yarı bir dönüş olur derken saçma sapan bir gol daha. Osimhen’in golüyle ‘bari maçı kurtaralım’ dedi takım. Sallai beraberliği sağladı ama Günay ve direk farkı önledi. Sonrası; Okan Buruk haklı ve doğal olarak pazartesi gününü düşünerek as oyuncularını kenara aldı. Sözümona teknik(!) bir takımın, fizik gücü yüksek, enerjisi bitmeyen bir takım karşısında pek varlık gösteremediği bir maçtı dün akşam oynanan. Bir de; Avrupa deyince akla ilk gelen takımlardan olan Galatasaray’ın kaybolmuş Neuchatel ruhunu aradı taraftar. O ruh yoktu. Umarım kaybolmamıştır. Bunu öğrenmek için önümüzdeki sezonu beklemekten başka bir seçenek yok. Buraya kadarmış.