Şule ÖzdemirAşk-ı Memnu neden bu kadar seviliyor?

HABERİ PAYLAŞ

Aşk-ı Memnu neden bu kadar seviliyor?

Aşk-ı Memnu’nun tekrarı Perşembe günü prime time’da yayınlandı ve yine çok izlendi. Bugün açıklanan reytinglere baktım, totalde ilk 5’de, AB’de ilk 3’te yer almış. Enteresan değil mi? 12 sene önce çekilmiş ve reyting rekorları kırmış bir dizi bugün yine aynı ilgiyi görüyor. Gündüzleri yayınlanan tekrarları prime time’daki dizilerden daha çok izleniyor. Bir diziyi bu kadar ilgi çekici kılan şey ne? Tam bir inceleme konusu.

Aşk-ı Memnu’nun final bölümünün yayınlandığı günü hatırlıyorum, yazlıktaydım. Yazlık komşumuz Şebnem elinde kurabiye tabağı ile gelmiş, “Hemen dönmem lazım, Aşk-ı Memnu’ya yetişeceğim” deyip aceleyle gitmişti.

Haberin Devamı

Ben de erkenden eve dönmüş, denize girmeyi sevdiğim akşamüstü saatlerini Aşk-ı Memnu uğruna pas geçmiştim. Duş muş, yemek bütün işlerimi bitireyim, rahat rahat televizyon karşısına geçeyim istemiştim. Hatta oğlum o kadar emzirmeme rağmen uyumayınca ‘aman bugün de uyumayıversin’ demiş, onu da alıp, jenerik müziği başlarken elimde çay çoktan televizyon karşısına geçmiştim. Firdevs Hanım yine beni benden almıştı final bölümünde, felçli bir yüzü nasıl canlandırmış olduğuna şaşa kalmıştım. Sonradan Nebahat Çehre’ye her mikrofon tutuluşunda hatırlayacaktım ‘bu kadın bu rolü nasıl oynadı’ diye. Behlül’e pek tabii kızmıştım, ‘bir uçkuruna sahip çıkamadın, hem kendini, hem çevrendekileri mahvettin’ diye söylenmiştim. Bihter’in acısına, hayatından vazgeçecek kadar büyük gelen çaresizliğine üzülmüştüm. Adnan Bey’in aile tablosunda nihayet Matmazel’in de yer buluşuna o kadar badirenin içinde sevinememiştim. Ve dizi yasak aşkın geçtiği köşkün yalnız ve ıssız görüntüleriyle final yapmıştı.

Şu an düşünüyorum da, gerçekten iyi bir diziydi Aşk-ı Memnu. Romandan uyarlanmış sağlam bir işti. Oyuncular başarılıydı, oyuncu seçimleri cuk oturmuştu, diyaloglar iyiydi, yönetmen hikayeyi inanılmaz iyi aktarmıştı, kıyafet seçimleri, mekan seçimleri hepsi çok iyiydi. Dizinin seneler sonra bile bu kadar kült olması doğaldı. Hikaye, karakterler o kadar sahiciydi ki, hatta Firdevs Hanım’ın gerçekten yaşıyor olduğunu düşünür, sonra da kendi kendime bu yanılsamaya nasıl düşüyor olduğumu sorardım.

Haberin Devamı

Elbette hikayenin zamansız bir hikaye olmasının önemi de büyüktü. Düşünsenize Halit Ziya Uşaklıgil’in Aşk-ı Memnu’yu yazdığı yıl 1899. Hikaye o zamandan bugüne gelebiliyor, kuşaklar değişse de güncelliğini koruyabiliyor. 1975’de çekilen Müjde Ar’lı dizi de 2008’de çekilen Beren Saat’li dizi de oldukça seviliyor ve izleniyor.

Dizinin yayınlandığı zamanlar Instagram kullanılıyor olsaydı eminim dizi daha popüler olurdu. Zamanın ruhu işte! Yine de bazı işler zamansız kalmayı başarıyor. Aşk-ı Memnu gibi. Daha nice tekrarlarına diyelim.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder