Güzellik algısı değişiyor sanki. Botokslu, dolgulu yüzler artık daha çok. Sosyetik açılışlarda, televizyon ekranlarında, ofis ortamlarında, sosyal medyada. Karşımıza çıkan belli tipte bir kadın var. Botoks ve dolguyla garipleşen bir yüzün gerisinden bakan bu kadınların sayısı epey fazla.
Bu tercihlerin arkasındaki etken herkese göre değişiyor, ancak genel güzellik algısının bu olmaya başlaması estetik müdahaleleri sıklaştırıyor. Bu uygulamalara başlama yaşının 18’lere düştüğü de düşünülünce…
Geçtiğimiz günlerde Georgia O’keeffe’in fotoğraflarını görünce şimdinin güzellik algısını düşündüm. Georgia O’keeffe 1887-1986 yılları arasında yaşamış Amerikalı bir ressam. Amerikan modernizminin öncülerinden sayılıyor. Resimlerindeki o çarpıcılık O’keeffe’in yüzünde de var. Eşi ünlü fotoğrafçı Alfred Stieglitz’in çektiği fotoğraflarda Georgia O’keeffe’in ‘o sadece kendi haliyle olduğu hali’ günümüzün yeni güzellik algısıyla oldukça çelişiyor. İyi görünme çabasının gerisinde tüm doğallığıyla karşımıza çıkıyor O’keeffe. Hatta Wikipedia’daki fotoğrafı erkek mi acaba yanılgısı bile yaratıyor. Buna rağmen bugünün kusurlu saydığı tüm halleriyle kendini göstermekten geri durmuyor.
Onun bu fotoğraflarını görünce kendinden memnun olma meselesini düşündüm. Çünkü en önemli sorun bu sanırım. Kendinden memnun olma hali. Kendinden memnunsan, kendini değiştirme uğraşına girmiyorsun, değilsen giriyorsun ve girdiğin o uğraşın ucu bucağı gelmiyor. Biz bugünün insanın en büyük tuzaklarından biri sanırım. Etrafımızda o kadar çok uyaran var ki. Görselin üzerine kurulu bir yaşam sürüyoruz. Dünyamız ekranlar üzerinden akıyor. Bir like çok şey ifade ediyor. Like’ın görselin baştacı olduğu bu dünyada O’keeffe gibi sadece kendi gibi varolan ve kendinden memnun olanların sayısı azalıyor. Ve insan denilen varlık kendine yabancı bir yüzün ardından kendini var etmeye çalışırken, gün geliyor maskenin ardına sakladığı gerçeğini hiç bulamayasıya kaybediyor.