Evet bu soruyu ben sormuştum. Şöyle ki;
Evliliğimizin ilk aylarıydı. Kocam market alışverişi yapmış, yeşiline hayran kaldığı ıspanaklardan 2 bağ almıştı. “Muhteşem bir ıspanak aldım. Baksana nasıl güzeller, pırıl pırıl” diye mutlu mesut eve gelmişti.
Evet güzellerdi de beraberinde aldığı bir o kadar sebze, yeşiline hayran kalınan ıspanaklar, bunları kim pişirecekti?
Yeni evli çift olarak ikimiz de çalışıyorduk. Bazen ailelerimizde, bazen dışarıda yemek yiyorduk. Bazen de hazırlaması kolay şeylerle evde geçiştiriyorduk.
Bir gün kocam buzdolabında yaprakları pörsümüş, yeşili sönmüş ıspanakları gördü. “Ama bu ıspanaklar bozulmuş, neden pişirmedin?” dedi.
İlginç? Ben değil, biz değil, sen diyor. Nerde bizim ortak yaşam? Ispanakları alırken, pişirmesi gereken üstünde mi yazıyor? Yıkaması sağlam zaman isteyen ıspanakları pişirme görevi gizli bir rol dağılımıyla bana mı uygun görülmüş? İkisi de aynı saatte eve girip çıkan bu iki insandan sadece biri mi sorumlu bu işten? Şu ıspanakları alayım da akşama pişiririm niyeti hiç mi geçmemiş er kişinin aklından? İşte o zaman geldi bu soru.
“Nasıl yani ıspanakların bozulmasının sorumlusu ben miyim?”
Şu an buna gülüyor olsak da o zaman ciddi bir konu olmuştu aramızda. İkimiz de başka kodlarla başlamıştık ortak yaşama. Ben evlenince her türlü işten bu alanı paylaşan iki kişinin sorumlu olacağını düşünmüştüm. Kocamsa yemek, temizlik, bulaşığı asli görev olarak bana vermiş, arada yardımcı olacak kişi olarak da kendini uygun görmüştü. Tabii bunlar gizli kodlardı, görünür olmayan görünürler. Deneyime geçtiğinde ise ayan beyan görünüverenler.
Velhasıl bir şekilde orta yol bulduk. Birbirimizi duymaya, anlamaya çalıştık. Yaşamın içinde evrildik, değiştik, rüzgara göre esnedik. ‘Bu böyle olmalı’ diyen kalıplarımızı, inançlarımızı sorgulamak zorunda kaldık. Ve evlilik denen şeyin ortak bir yaşam olduğunu, terazi denkse birlikte yaşamın mümkün olduğunu gördük.
Hele ki beraber olduğun insana sevgin, değerin varsa öğrenilmiş kalıplar boş balon. Öyle ki ilişkide kapladıkları yerle sevgiyi uzaklaştırmaktan başka bir işe yaramıyor. Sizin de varsa öyle balonlarınız patlatın gitsin. Hem zaten balonlar patlatmak için varlar.
Bu arada birileri sizin için ıspanak pişirmiş olursa elini öpün, zira ıspanağı yıkamak çoook zahmetli. Sorumlusu olmasam da biliyorum.