Doygunuyum mu demeliyim. Hepsi olur, yorgun, doygun. O kadar online eğitime katıldım ki, artık lafını duyunca beziyorum. Sonbaharla birlikte yine çok güzel eğitimler var, çok iyi hocalar, saatler uyuyor, fiyatlar anlaşılır. Hani bakkal amca un var, şeker var, süt var, helva yapsana durumu. Her şey tamam. Ama gel gelelim öğrenci yorgun.
Pandemi sonrası hayatımıza giren en iyi şeylerden biri online eğitimler. Yer değiştirmeden bir bilgisayarla bağlandığın, Avustralya’dan, Kanada’dan, Diyarbakır’dan, Muğla’dan birçok insanla aynı sınıfta buluştuğun, daha önce o çok istediğin hocanın eğitimine katılmak için Londra’ya gitmen gerekirken bir anda hocanın online sınıfında kendini bulduğun, ilgi duyduğun, sevdiğin konuyla seni buluşturan platformlar. Artısı gerçekten çok fazla, fazla da bir süre sonra insan yoruluyor, en azından benim için öyleydi. Etkileşimde olamamak, sınıf arkadaşlarımla tanışamamak, hocamla yan yana gelememek, sürekli ekrana bakıp ders dinlemek bir zaman sonra şevkimi kaçırdı. Arada çocukların kapıyı açıp, dersin ne zaman bitecek, biraz senle kalayım mı, dijital bir platformdan film bulduk beraber izleyelim mi sorularıyla onlarla beraber zaman geçirme isteğim ve özlemim… Yani her şey birbirine karıştı. O yüzden en son bir arkadaşımın hararetle tavsiye ettiği yoga eğitimine katılmaktan son anda vazgeçtim. Zihnimle kendimi ikna etmeye çalışıp, eğitimin son kayıt tarihine kadar bekledim ama ikna olamadım. Anladım ki online eğitimlerden yorulmuşum ben.
Online eğitimler ne denli büyük bir kolaylık olsa da yüz yüze eğitimlerin yeri bambaşka. Sınıf arkadaşlarınla sohbet etmek, öğretmenlerinle yan yana gelebilmek, temas kurabilmek ayrı bir lezzet. İnsan dediğin temas istiyor. Göz göze bakmak, yan yana gelmek istiyor. Bu yüzden bir müddet online eğitimlere dur demeye karar verdim. Bir dur sonra tekrar bakarsın.
21 Ekim 2022, Cuma 11:19
Haberin Devamı