Ve tam kapanma bugün itibariyle başlıyor. 1 yılı geçkindir pandemi sürecinin içindeyiz. Şimdi tekrar 3 hafta evlere kapanıyoruz. Ve bütün bunlar sadece bireysel hayatlarımızda değil, kolektif dünyada yaşanıyor. Dengeleri değiştiriyor, belirsizlik kaygısına sokuyor. Ne olacak, nasıl olacak, bu süreç ne zaman bitecek soruları sorduruyor. İnsan dengesi de zorlanıyor haliyle. Peki ruh sağlığımızı, sinir sistemimizi korumak, dengede kalmak için neler yapabiliriz?
Yoga: Yogayı günlük rutinimize koyabiliriz. Youtube’da sayısız video var. Aktif hareketi seven, kardiyo da yapmış olayım diyen vinyasa yogayı tercih edebilir. Daha sakin, yavaş akışları seven her pozda 3-5 dakika kalınan yin yogayı seçebilir.
Meditasyon: ‘Ne o öyle hiçbir şey yapmadan oturacağım da ne olacak’ demeyin. Deneyin. Sürekli konuşan bir zihnimiz var. ‘Akşama ne pişirsem, çocuğun ödevi var, market siparişi verilecek, annemi arayacağım, manavın kızı boşanmış, Sadakatsiz’in Asya’sı da ne güzel kadın, ay bu göbeği ne ara eriteceğim ben?’ İşte zihin böyle daldan dala konuyor. Peki bir süre sessiz kalması iyi olmaz mı? İster 5 dakika, ister 10 dakika her gün meditasyon yapın, alın rutininize. Hem bilimsel araştırmalar meditasyonun sinir sistemi üzerinde olumlu etkisi olduğunu, beynin yapısını değiştirdiğini kanıtlamış. (Bakınız Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Bölümü Dr.Sara Lazar’ın araştırması)
Tibet’in Gençlik Pınarı: 5 temel hareketten oluşuyor. Her biri çok pratik, çok kolay hareketler. Bu hareketleri yapanların daha genç göründüğü söyleniyor. Saçlarındaki beyazların azaldığı, gözlük kullanmayı bıraktıkları gibi. İnternetten hareketlerin yapılış videolarına ulaşabilirsiniz.
Mucizeler Kursu: 365 güne yayılan bir kurs, her güne bir ders. Zihin dönüşümünü hedefliyor. Bugüne kadar doğru sandığımız tüm düşünce ve inanç kalıplarının yerine saf bilinci koymayı amaçlıyor. Bu kursu eğitmenler aracılığıyla online alabileceğiniz gibi, internet üzerinden dersleri indirip kendiniz de yapabilirsiniz.
Resim Yapmak: Öyle bir şekle benzetmek için değil içinizden nasıl geliyorsa karalayın, çiziktirin. Bir çocuk gibi. Alın boya kalemlerini yanınıza, hangi rengi gönlünüz çekiyorsa içinizden nasıl geliyorsa öyle boyayın. İnanın çok iyi gelecek.
Dans Etmek: Kimse sizi seyretmiyor. Hadi dans edin. İçinizden geldiği gibi, canınız nasıl istiyorsa. “Ay çok saçma, ne komik görünüyorumdur şimdi” demeyin. Zihni devre dışı bırakıp dans edin. Dans etmek fasya denilen derin bağ dokularını da canlandırıyor. Bunu bilen yoga hocaları derslerinde dansa da yer vermeye başladı.
Çiçek beslemek: Tam bahar zamanı. Bitkiler çiçekleniyor. Bir sardunya veya ortanca ekin saksınıza veya bahçenize. Her sabah sulayın, seyredin. Yaprakları nasıl? Çiçek açmaya durması nasıl? Toprağı nasıl? Bir sanat eseri gibi bakın ona. Bazen bir bitki bile ruhunuza aydınlık, aklınıza canlılık verir.
Yemek yapmak: Muhteşem bir ülkede yaşadığımız için çeşit çeşit, renk renk sebze, meyve var. Alın birkaç tane, her bir malzemenin rengini, kokusunu, dokusunu hissedin. Soğanı, havucu, bezelyeyi, patatesi tencereye koyduğunuzda görüntüdeki renk çeşnisine bakın. O güzel renk cümbüşünün hücrelerinize enerji, canınıza can olacağını hatırlayın. Bu bilinçle yaptığınız her yemek lezzetli olacaktır unutmayın.
Ve şükredin. Ne olursa olsun şükredin. Belirsizlik hayatımızın her döneminde vardı ve var olmaya devam edecek. Olanı kontrol etmeyi bırakıp, olana teslim olduğumuzda huzuru da bulmuş olacağız. Ne dersiniz hayatı bir de bu gözle yaşamayı deneyelim mi?