Sabah baktım kızımın okul gömleği ütüsüz. “Çıkar da ütüleyelim, böyle gitme” dedim. Sonra çocukluğumdan kalma bir cümle beliriverdi zihnimde.
“Ütüsüz gömlekle adamı nasıl yollamış işe? Ne kadınlar var!” Aynı cümlenin bir de çocuk versiyonu; “Çocukları pespaye pespaye nasıl gönderiyor okula? Temiz, ütülü giydirsene!”
Annemin ve arkadaşlarının ütüden, temizlikten kadını sorumlu tuttukları yıllar. Kafalarındaki ideal kadına uymayanları da kıyasıya eleştirdikleri.
Bugün ise bizde ütüyü eşim yapıyor, çoğu ailede de ütü işinin erkeklerde olduğunu görüyorum. Kadının çalışma hayatına aktif katılımıyla eskinin görev dağılımı değişti haliyle. Erkekler de önceleri ‘kadın işi’ diye görülen işleri üstlenmeye başladılar. Ütü de bunlardan biri. Çoğu erkeğin temizlik değil de ütüyü tercih etmesinde nasıl bir eğilim var bilmiyorum. Belki kulaklıkları takıp podcast dinlemek, youtube’dan video seyretmek gibi aynı anda iki iş yapmaya imkan verdiği içindir. Neyse ki bugünün dünyasında erkeklerin de ev işlerinde sorumluluk alması ve işleri paylaşması güzel.
Masterchef sayesinde ülkemiz kahvaltılıklarına bir kez daha hayran kaldım
Masterchef’te geçtiğimiz haftalarda kahvaltı tarifleri vardı. İki takım da ülkemiz yöresel kahvaltılarından oluşan tariflerle dokunulmazlık yarışı yaptı. Ama nasıl kahvaltılıklar! Beyran çorbası, kaygana, simit, menemen, katmer, Sarıyer böreği, pişi, peynirli poğaça. Hepsini bir arada görünce tekrar hayran kaldım bu çeşitliliğe.
Üstelik bu sadece kahvaltılık menüsü. Bir de bunun tencere yemekleri, fırın yemekleri, kebapları, şerbetleri, hoşafları, çeşit çeşit çorbaları var. Böylesine zengin ve çok kültürlü bir mutfağa sahip olmak gerçekten büyüleyici. Ve elbette iştah verici.