Ebru Gündeş, Reza Zarrab ve Hadise ile ilgili iki gündür yazıp yazıp siliyorum... Her gelen yeni bilgi, bir önceki duyduğum şeyleri çürütüyor. Hadise iki gözü iki çeşme, evine kapanmış durumda. Ebru Gündeş ise ölüm sessizliğini koruyor... Bunca zaman jüri üyeliği yaparken aralarından su sızmıyordu. Birlikte yemeklere gidip yakın arkadaş imajı çiziyorlardı. Ebru Gündeş eşinin arkasından ekranda ağlarken Hadise teselli ediyordu. Gündeş’in, şimdi Hadise'nin düştüğü duruma sessiz kalması manidar. Ya üç maymunu oynuyor, ya da haberi onaylıyor. Yok eğer bu iddia yalansa ve bunu bildiği halde Ebru Gündeş susuyorsa, Hadise'ye ayıp ediyor.
ESKİ EŞLERİ SAĞOLSUN
Mehmet Ali Erbil geçenlerde katıldığı programda maddi açıdan zor durumda olduğunu anlattı. Yatırımlarını gayrimenkule yaptığını ama salgından dolayı kira alamadığından yakındı. Dostu Serdar Ortaç için de “Allah’tan hiçbir şeyimi satmadım. Yoksa Serdar Ortaç gibi olurdum” dedi. Serdar Ortaç ve Mehmet Ali Erbil’in kumar tutkuları yüzünden büyük maddi kayıplar verdiğini bilmeyen yok.
Türkiye’nin en çok kazanan iki isminin bu duruma gelmesi üzücü. Mehmet Ali’nin söylediklerini Serdar Ortaç’a sordum. Aynen şu yanıtı verdi: “Mehmet çok haklı. Paranın kıymetini bilemedim. Şimdi sağlığın kıymetini biliyorum.” Mehmet Ali Erbil’in en büyük şansı, onu toparlayan gayrimenkul sahibi yapan eski eşleri oldu. Özellikle büyük kızı Sezin Erbil’in annesi Muhsine Hanım’ın tutumlu olduğu hep söylenir.
Keza Tuğba Coşkun da öyledir. Bir dönem emlak işine girdiğinde Mehmet Ali Erbil’e de yatırım yaptırmıştı. Mehmet Ali Erbil’i toparlayan eski eşleri olmasa Serdar Ortaç’tan farklı olmazdı. Serdar Ortaç bu anlamda fazla geç kalmış sayılmaz. Sevgilisi Seçil Gür’ün onu ne kadar çok sevdiğini, tutkuyla bağlı olduğunu biliyorum. Serdar da bunun farkında ve kısa zamanda evlenip bebek müjdesi verirlerse şaşırmayın derim.
SİZE NE?
Oyuncu Pelin Akil’in sosyal medya hesabından çocuklarına yaptığı kurabiyeyi paylaşıp “Kahvaltı yapıyorum” yazması kıyametleri koparttı. Ramazan ayı hoşgörü ayı derler ama belli bir kesim için maalesef linç ayı hâlâ. Aldığı tepkilerden dolayı Pelin Akil “İlaç kullanıyorum, oruç tutamıyorum” açıklamasını yapmak zorunda kaldı.
Bir insanı oruç tutmadığı için yargılamak, sorgulamak kimsenin haddine değil. Kaldı ki herkesin tuttuğu oruç, kıldığı namaz kendine... Madem Allah ile kul arasına kimse giremiyor, kimin oruç tutup tutmadığından size ne? Pelin Akil'i yargılayan zihniyetin tuttuğu oruç, kıldığı namaz ne kadar makbuldür bilmem. Onu da Allah bilir.
DELİKANLI SADİ
Erkan Petekkaya haftalardır rol aldığı 'Kırmızı Oda' dizisindeki 'Delikanlı Sadi' rolüyle hepimizi ekrana kilitledi. Oynamıyor, rolü yaşıyor ve izleyenlere de o duyguyu yaşatıyor. Sokakta yaşayan, çocukların hikâyelerini izlemek beni ve benim gibi bir çok insanı derinden sarstı. Daha fazla ne yapılabilir diye eminim birçoğunuz düşündünüz.
Keşke bir yapımcı çıksa, 'Delikanlı Sadi'yi tek başına bir dizi yapsa. O sokaklarda görmeye alıştığımız, yanlarından uzaklaştığımız çocukların hikayelerini daha da derinlere inip tüm gerçekliğiyle anlatsa. Belki insanlık adına, o çocuklar adına yapacağımız bir şeyler çıkar. Belki de çok daha fazlasını hayata tekrar kazandırabiliriz.
RALPH’E MESAJ!
Ralph isimli bir tavşanın kobay olarak laboratuvarda çalışmasının anlatıldığı kısa film şu sıralar sosyal medyanın gündeminde. Özellikle kozmetik markalarının tercih ettiği hayvanlar üzerinde test yapma zorbalığının anlatıldığı filmden etkilenip paylaşmayan neredeyse kalmadı. Hayvanların kobay olarak kullanıldığı ne kadar ürün varsa ortaya saçıldı, sakın almayın kampanyaları başlatıldı.
Sevgili Ralph, mücadeleni hepimiz çok sevdik. Bir günlüğüne seni paylaşıp ağlaşsalar da indirimler başladığında alışveriş sitelerini patlatıp kozmetik firmalarının önünde kuyruklar olacağını bilmeni isterim. Vicdanlarından yüzlerine yansıyan samimiyetsizliklerini yeni alacakları ürünlerle kapatacaklar. Güzellik uğruna vicdansızlaşan, 'bilim' adına zalimleşenler adına, ben kendi adıma senden ve arkadaşlarından özür dilerim.