Apartman sakinlerimizden biri, binamızın depreme dayanıklılığının incelenmesi için ilgili belediyeye başvurmuş. Belediyeden gelen raporda da ‘dayanıksız’ ifadesi varmış. Ancak rapor bizlere tebliğ olunmadı. Sadece başvuran kişideymiş, bize WhatsApp kanalı ile bildirildi. 60 gün içinde evden çıkmamız mı gerekiyor? N.Y.
Sorun sadece okuyucumun sorunu değil. Şubat depreminden sonra hepimizde bir endişe kaynağı oldu. Pek çok kimse bir yerlere başvurup ‘binamızı test ettirdik’ diyor. Ancak her test yapan kuruluşların sonunda binayı terk etmek söz konusu değil. Zira olur olmaz kimselerin ‘binanız depreme dayanıksız, biz yıkıp yapalım’ diye kendilerine gelir kapısı açtığına da tanık oluyoruz. Bu ifadeyi kullanan her kimsenin de binayı altmış gün içinde yıkması diye bir hukuki durum da yok. Sadece Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş kuruluşlar tarafından yapılan inceleme sonucu yine bakanlığa bildirilen durumlarda tahliye için 60 gün süre verilir. Bu sürenin sonunda binanın elektriği, suyu, gazı kesilir, sonra yıkılması prosedürü başlatılır.
Başından beri aklımı kurcalayan bir hususu hatırlatmak isterim. 1999’dan önce yapılmış her binanın depremde yıkılacağının kabulü mantık dışıdır. Bu halde şehirdeki tüm tarihi binaların yıkılması lazım. Ülkemiz, sınırsız tarihi yapılar, saraylar, camiler, kervansaraylar ülkesidir. ‘99 öncesi yapıldı, deprem olur’ diye bunları yıkacak mıyız? O halde binalara da o gözle bakılmalı, depremin büyüklüğüne göre düşünülmelidir. Yani bir bina dayanıksızsa 4.5 büyüklüğüne mi yoksa 7’nin üzerine mi dayanıksızdır? Okuyucumun durumunda ise yapılan inceleme ilgili bakanlıkça yetkilendirilmiş kuruluşlar olmadığı için bugün için 60 günlük süreye tabi değiller. Ancak yine de ciddi bir araştırma yapmaları için bir uyarıdır, önlem almaları hayatidir.