Bir bankadan 100.000 TL kredi kullandım, buna karşılık teminat olarak 200.000 TL’lik gayrimenkul ipoteği verdim. Süreç içinde kefilim olan amcaoğlu bankaya 100.000 TL ödeyerek bankaya olan borcu kapattı. Ben de bu defa 200.000 TL’lik ipoteği amcaoğlu lehine çevirdim. Şimdi 100.000 TL’yi ödemek istediğimde ‘Senin borcun 200.000 TL’ diyor. Bu durumda bankaya mı başvurmalıyım, yoksa dava mı açmalıyım? H.A.
* * * * *
Önce banka ile olan ilişkiye bir bakalım. Banka ile olan ilişki kullanılan kredi ile ilgili. Banka kullandırdığı krediyi faizi ile birlikte geri aldığında ipoteği kaldırır ve ilişkiyi sonlandırır. Anlatılan olayda kredi kapatıldığına göre banka ile ilişki son bulmuştur. Dolayısıyla amcaoğlu ile ilgili bir borçta bankanın yapabileceği bir şey yoktur. Bugün mesele amcaoğlu ile ilgilidir. Amcaoğlu bankaya kredi borcunu ödemekle şimdi alacaklı duruma geçti. Bu alacağının teminatı da gayrimenkul ipoteği. Yani borç ödenene kadar bu teminat geçerli olarak duracak. Ancak burada tartışılan konu, okuyucumun borcu 100.000 TL mi yoksa 200.000 TL mi?
Amcaoğlu bankaya olan borcu ödemiş. Bankadan 100.000 TL kredi kullanıldı ise geri ödemesi de 100.000 TL değildir. Bunun faizi vardır ve bu rakam ödeme tarihi itibariyle belli edilir. Yani amcaoğlu ödeme tarihindeki borcu ödemiştir. Dolayısıyla okuyucumun borcu kredi geri ödemesi olarak bankaya ödenen paradır. Bu ödeme rakamı bankadan öğrenilebilir ve borç netleşir. Ödenen borcun üzerinde borç yoktur. Bu nedenle bakıldığında amcaoğlu bankaya 200.000 TL geri ödeme yaptı ise okuyucumun borcu gerçekten 200.000 TL’dir. Yok daha az ödeme yaptı ise borç 200.000 TL değildir. Bu halde bir meslektaşımla işbirliği yapıp borcunun tamamını ödedikten sonra borcunun bulunmadığına dair bir dava açabilir. Buna da menfi tespit davası diyoruz. Borcun ödendiği tespit olunursa ipoteğin de kaldırılması söz konusu olabilecektir.