Perşembe günkü gazetemizi okuyan değerli okuyucularıma birinci sayfayı hatırlatayım, okumayanlar için de bilgi vereyim istedim. Öğretmen Devrim Kaynar kızımız, ne yazık ki trafik kazasında vefat etti, toprağa verildi. Ve köpeği Teo mezarında, cenazesine eşlik ediyor, mezarından ayrılmıyor, herkesi de mezara yaklaştırmıyor. İşte vefa budur. Geleyim Japonya’ya. Haçiko her gün sahibini tren istasyonunda karşılayan bir köpekti. Ancak sahibi vefat etti. Haçiko sahibini tam dokuz yıl tren istasyonunda bekledi ve o da orada hayatını kaybetti. Haçiko’nun heykeli oraya dikildi.
* * * * *
Peki biz ne yapıyoruz? Bizim de varlık nedenimiz olan hayvan nesline düşmanlık yapıyoruz. Ya spor adı altında avlayıp öldürüyoruz, ya da kanun bize izin veriyor deyip sevgili hayvanlarımızı poşetlere koyup çöpe atıyoruz. Yani sevgi ve dostluğu hayvanlardan görüyoruz ama onlar kadar olamıyoruz, onları yok ediyoruz. Ancak uyuşturucu mu aranacak, gelsin arama köpekleri, ceset mi aranacak gelsin ceset arama köpekleri, kamyon kasalarında kaçak sığınmacı mı götürülüyor gelsin arama köpekleri… Bunları besleyip bakalım, diğerlerini öldürelim. Hiçbir ilişkide bulamayacağınız sevgi ve bağlılığı, mezarını terk etmeyecek kadar sevgi dolu, sahibini dokuz sene bekleyecek kadar fedakar bu hayvanları öldürelim. Bunun adı insanlık olabilir mi? Keşke köpeklik diyerek fedakarlık ve sevgi ibaresi diye kullansak.