Geçenlerde açılışı pandemiye denk geldiği halde ertelenmeyen ve çok önemli bir yatırımla faaliyete geçen Teknopark İstanbul’daki BASF İnovasyon Merkezi’ni gezdim. Merkezin yöneticisi, uzun yıllardır BASF’de çeşitli görevler üstlenmiş bir bilim insanı, Sn. Mübahat Akın, Kimya Mühendisi. İlaveten laboratuvarların çoğunun yöneticileri, mühendisleri, kimyagerleri ve stajyerleri de kadın.
Hemen buradan başladım, çünkü beni en mutlu eden gözlemlerimden biri de bu oldu. Eh! Yıl 2021 ve artık tüm dünya nihayet hemfikir ki bilim ve teknolojide kadın-erkek eşitliği ne kadar sağlanabilirse, gelecek o kadar güzel gelecek. Sevincimin sebebi budur.
BASF dünyanın kimya devlerinden biri. İstanbul’daki inovasyon merkezinde özellikle gıda, kişisel bakım, ev bakım ve temizlik ürünleri, iç-dış cephe inşaat boyaları, yalıtım&performans malzemeleri, oto tamir boyaları, tarım gibi birbirinden farklı sayısız sektöre dönük araştırmalar ve deneyler yapılıyor. Yeni ürün ve çözümler tasarlanıyor. Her birinde de ileri teknoloji, uzmanlık ve gelişmiş dijital uygulamalar kullanılıyor.
KİMYASAL DENEYLERİ ARTIK SÜPER BİLGİSAYARLAR YAPIYOR
Bizim coğrafyamıza has ürünler geliştirilmesi için yaptıkları bazı ilginç araştırma ve denemelerden ve sonuçlarından da bahsettiler.
Türkler, çamaşırlarını hâlâ minimum 60 derecede mümkünse kaynama ısısında (çoğu kez max. 30 derece yetiyorken) yıkamak istiyorlarmış.
Her türlü giysi ve ev temizliğinde çamaşır suyu etkisi, kokusu alamazlarsa tam temizlik konusunda ikna olmuyorlarmış.
Köpüğün temizliğe etkisi olmamasına rağmen, çok köpürmeyen deterjana, şampuana güvenmiyor, “Temizlemez bu” diyorlarmış.
Türkiye’de iç mekan boyaları, bizim duvarları silme alışkanlığımızdan dolayı Avrupa’daki boyalardan çok daha farklı olarak ve dayanıklı üretilecek şekilde formüle ediliyormuş. Boya performans testlerinde Türk boyalarını geçmek çok zormuş.
Islak mendilde Türkiye dünyanın en fazla ihracat ve inovasyon yapan ülkeleri arasında imiş ve bu ürünlere ait pek çok formül İnovasyon Merkezi’nde yer alan kişisel bakım laboratuvarından çıkıyormuş. Sık sık el, vücut silme, çocuklarımızın temizliği gibi konusundaki titizliğimiz bu tür inovasyonları biraz da zorunlu kılıyormuş.
Ayrıca bebekler için içeriği tamamen doğal ham maddelerle üretilen saç şampuanlarının formülleri yine bu laboratuvarda yaratılıyormuş.
Oto tamir boyası konusunda da çok iddialıyız dediler. Sebep, trafik sıkışıklığı, fazlaca olan irili ufaklı kazalar nedeniyle sık sık boya yaptırma gereği, boya rengini bire bir tutturma konusundaki hassasiyetlerimizmiş. Hem yüksek teknolojiden yararlanan hem de müthiş deneyimleri ile Türk bir renk uzmanlarının becerisi hayli yüksekmiş.
2030’A KADAR KARBON AYAK İZİNİ DÜŞÜRMEYEN YANDI!
Tüm inovasyon çalışmalarında hedef; en düşük ‘karbon ayak izine’ sahip ürünleri geliştirmek. Çünkü yakın gelecekte herhangi bir ürün, ham madde, yarı mamul almak-satmak-yapmak isteyenler, özellikle Avrupa’nın çok katı biçimde uygulayacağını her fırsatta açıkladığı ‘karbon ayak izi’ seviyelerine inmek zorunda kalacak. Yani gelecekte, sadece 10 yıl içinde ürünlerin performans ve fiyatından öte bakılacak en önemli kriter ‘karbon ayak izi’ olacak. BASF İnvasyon Merkezi’nde şu anda inanması zor olan ve “Yok artık, hadi canım!” dediğim, onların da gelecekte bu formlarda kullanacaksınız dedikleri ezber bozan ürünlerin örneklerini gördüm, hatta denedim.
HAZIR OLUN GELİYORLAR
Katı şampuan, pudra şeklinde duş jeli ve stick şeklindeki maske ve peeling ürünleri, tablet ağız bakım kapsülü ve daha neler neler... Evet bunlar ve diğer sektörlere ait pek çok şaşırtıcı, ezber bozan inovatif, fütüristik yenilik geliyor! Tüm yaşamsal alışkanlıklarımızı değiştirecek, şaşırtıcı ürünler yolda. Çalışmalar harıl harıl sürüyor… Üstelik hepsinin de geliştirme, test çalışmaları BASF İnovasyon Merkezi’nde, Teknopark İstanbul’da yapılıyor. Burada yerim dar yazamıyorum.
Diğer sektörlerdeki yeni gelişme ve trendleri blog’umda aktaracağım. Oradan takip edersiniz. Dünyanın sürdürülebilirlik hedefleri ve çevreci, yeşil mutabakat uygulamaları kapsamında insanoğlunun beslenmek, temizlenmek, süslenmek, giyinmek, eğlenmek, kısacası yaşamak için kullandığı ürünler, baştan aşağı yeniden dizayn ediliyor.
Formülleri, içerikleri üretim, taşıma-saklamadepolama- lojistik, su ve enerji kullanımı minimuma indirgenecek şekilde sil baştan yeniden geliştiriliyor. En önemli trend, kuru, katı ürünler yani üretimlerinde ve tüketimlerinde minimum su, doğal kaynak ve enerji kullanacak, daha sağlıklı çözümler bulmak…
BASF, suyu bir bileşen olarak kullanmadığı formüllerle hazırladığı ürünlerde hem ambalaj atığı yaratılmaması hem de konsantre oldukları içini aynı miktardaki geleneksel bir ürüne göre daha uzun süre kullanılmasını gözetiyor.