Güzellik endüstrisi dünyanın en büyük endüstrilerinden biri. Ameliyatsız, medikal estetik denilen kısım hariç, saç-cilt bakımını, makyajı, kokuyu parfümü içine alan küresel güzellik ve kişisel bakım pazarı 2020 yılında 472 milyar dolara ulaşmış durumda.
2026 yılına kadar da 560 milyar dolar seviyesine çıkması bekleniyor. Pazarda en büyük pay yüzde 20 ile Amerika’nın. Onu yüzde 13’le Çin ve yüzde 8’le Japonya izliyor.
Dikkatinizi çekmek isterim bu rakamlara kişisel güzellik cihazları, son yıllarda patlama gösteren ameliyatsız estetik müdahaleler ya da wellness’la ilgili alanlar dahil değil. Onları da eklesek insanların güzelleşmek ve iyi hissetmek için harcadıkları, harcamaya hazır oldukları paraların küresel büyüklüğünün trilyon dolarlara ulaşacağını kolayca anlayabiliriz.
ÇİRKİN İNSAN YOKTUR FİLTRE KULLANAMAYAN İNSAN VARDIR!
Tabii ki yukarıda özetlediğim müthiş büyüklükleri mümkün kılan en önemli faktörlerden biri genetik, nano ve dijital teknolojilerdeki çığır açan buluşlar sayesinde cilde, yüze, vücuda, saçlara yapılabilen müdahaleler.
İnsanların bitmek, doymak bilmez güzelleşme, farklılaşma, göz kamaştırma, iyi veya genç görünme arzuları, sosyal medyanın bu istekleri daha da kışkırtan aşırı görselleşmiş yapısı…
NELER DEĞİŞTİ?
Önceki yıllarda estetik müdahaleler, yoğun kozmetik kullanımı pahalı ve zor erişilebilir durumdaydı. Ve neredeyse sadece kadınları ilgilendirdi... Erkekler için basit krem, sabun, koku, şampuan dışında bir şey üretmeye çabalanmazdı bile. Oysa şimdi bu sektörü yoğunlukla kadınlar domine etse de artık güzellik alanında erkeklerin de ciddi oranda ilgisi ve etkisi söz konusu.
Malzeme ve medikal müdahale ile güzelleşemeyenler içinse akıllı telefonların ve görsel teknolojilerin sağladığı filtreler tüm engelleri sonuna kadar yıktı. “Çirkin insan yoktur, filtre kullanamayan insan vardır” özdeyişi durumu en iyi özetleyen espri olarak özellikle gençler arasında büyük taraftar topladı. Her yanımız güzel, şahane, pırıl pırıl ışıldayan, yaşlanmayan ve bir de giderek birbirine benzeyen güzel insanlarla doldu. Kısacası bu yüzyılda dünya, güzelliğini anasına, babasına, yaşına, cinsiyetine, genlerine değil; teknolojiye borçlu yepyeni bir nesille tanıştı...
GÜZELLİK İŞLERİNDE BUNDAN SONRA NELER VAR?
İnsanların bir uzmana gitmeksizin kendi kendilerine kullanabilecekleri saç, cilt, analizleri yapan; uygun yöntemi, malzemeyi belirleyen hatta gönderen, içinde bol bol da yapay zeka barındıran akıllı, becerikli cihazlar aşırı çoğalacak ve yaygınlaşacak.
Ruj, göz farı, fondöten, saç modeli denemek tarihe karışacak. Mobil telefonlara bu tür kullanım alanları için sıra dışı özellikler ve minik aparatlar eklenecek. Herkesin stilisti, imaj danışmanı akıllı telefonunda yani avucunun içinde olacak.
Gelecek 10-20 yılda sürdürülebilirlik ilkeleri, çevreci dekarbonizasyon kuralları gereği katı şampuan, krem, jöle, sabun gibi susuz kozmetik ürünleri ve tamamen doğaya karışabilen ambalajlar ile refill (yeniden doldurulabilen) içerikler sektör standardı haline gelecek.