Ben ortaokul ve liseyi Denizli Anadolu Lisesi’nde okudum. Çok şanslıydım. Çünkü sadece en iyi öğretmenlere değil, şehrin en zeki çocuklarına sahiptik. Çetin bir sınavı kazanarak gelmek gerekiyordu. Tabii o kadar yüksek IQ’lü bir ortamda kurtarılmış bir bölgede gibiydik.
İnsan yaş aldıkça o günlerin değerini daha iyi anlıyor. Ben ve ortaokul/lise arkadaşlarıma da öyle oldu. Sadece yurda değil, Amerika ve Avrupa’nın çeşitli yerlerine dağılmış olsak da pandemide düzenlediğimiz Zoom görüşmeleriyle eski günlere döndük. Kimi zengin olmuş, kimi çok başarılı.
Az da olsa okul günlerimizden fotoğraflar ortaya çıktı. Duygulandık falan. Ama bazı fotoğraflarda neden o kadar delirmiş olduğumuzu sorduk kendimize. Sonra bugünkü çocukları düşündük, ellerindeki telefonlarla hayatın her anını kaydediyorlar.
Hemfikir olduğumuz bir konu şu ki iyi ki 80-90’larda büyümüşüz. Kaydedilmesini istemeyeceğimiz, hatırlamaya bile korktuğumuz ne saçma sapan şeyler yapmışız! Geçmişe dair kötü şeyler unutuluyor, çoğunlukla güzel şeyler akılda kalıyor. İnşallah biz de gelecekte 2020’yi koronayla değil de evde kalıp ne güzel şeyler ürettiğimiz yıl olarak hatırlarız. Herkese iyi yıllar!
Bal gibi şarkı
Övünç Dan bugüne dek birçok albüme prodüktör, aranjör olarak imza atmış, jingle’lar yapmış başarılı bir müzisyendir. Solisti olduğu Gaddar grubunun metal ötesi müziği ise bana hiç hitap etmemişti. Valla kafam kaldırmıyor bu yaştan sonra, üzgünüm.
Dan’ın tek kişilik yeni projesi ‘Kana Kana’nın 2021’de ‘Ölüler Hariç’ adında bir albüm çıkaracağını duyunca bu nedenle heyecanlanmadım. Ama ilk single ‘Düğüm’ yayınlanınca kulaklarıma inanamadım! Synth popla alternatif rock arası kendine özgü bir sound yaratmış Övünç Dan.
Çok niş, biraz da avangart. Bir o kadar da karanlık ve karamsar. Ama defalarca dinlemek istiyorsunuz. İşte aradığım şarkı bu dedim. Klibi de çok farklı. Beni çok şaşırtan Kana Kana’nın albümünü merakla bekliyorum. Dan, ağzımıza bir parmak bal çaldı, artık kavanozla yeriz inşallah.
Erciyes'te kayak
Kayseri’deki Erciyes Dağı’nı ilkokulda coğrafya dersinden bilirdim. O zaman bize bir şey ifade etmeyen Erciyes yapılan yatırımlarla Türkiye’nin ve Avrupa’nın gözde kayak merkezi haline gelmiş. Das 3917 diye havalı bir isme sahip, yüksek standartlara sahip bir oteli sosyal medyada çok sık görmeye başladım.
Influencer’lar ve ünlülerimiz burayı hemen keşfetti mesela. Kayseri şehir merkezine 25 km, Erkilet Havalimanı’na 30 km mesafedeki otele ulaşım çok rahat. Uçağa binmekten çekinenler için İstanbul’dan kara yoluyla gitmek de pek mantıksız değil. Otel hijyen tedbirlerini alarak sınıfı da geçmiş. Şu dönemde açık ve temiz havada tatil yapmak bence en iyi seçenek.
Kayıp çoraplar
İyi bir dergici olarak tanıdığım Elif Seyrekbasan Toz, anneliğe el atıp o konuda da uzman olmuştu. Bu uzmanlığını bir çocuk kitabı yazmakta kullanmış. ‘Kayıp Çoraplar Ülkesi’ adlı kitabı “Çamaşır makinesine giren çift çorapların tekleri, yıkandıktan sonra nereye gidiyor?
Neden kayboluyorlar?” sorularına cevap arıyor. Bu tanıtım yazısını okuyunca çok güldüm. Ne kadar evrensel ama konuşulmayan bir sorun değil mi? ‘Kayıp Çoraplar Ülkesi’ merak duygusuyla hayal gücünün nasıl zenginleşebileceğini anlatan, hem de işe yaramaz gibi görünen çorap teklerinden nasıl eğlenceli kuklalar yapılabileceğini gösteren etkinlik sayfasıyla tatlı mı tatlı bir öykü. Eline sağlık Elif.