Yıllarca Eurovision şarkı yarışmasında zafer kazanmak için yırtındık. Avrupa’ya kendimizi en azından müzik alanında kabul ettirmek, belki de bir takdir görmek için çok uğraştık. Ne zaman ki 90’larla birlikte patlayan Türk popu dünya standartlarına yakın bir müzik yapmaya başladı işte o zaman ilk 3’e girmeye başladık ve sonunda Sertab Erener ile birinciliği aldık.
Tabii halkın devreye girdiği yeni oylama sisteminin de bunda etkisi oldu. O günden beri de bir türlü Avrupa’ya girememiştik. Ta ki dizi sektöründe güçlenene kadar! Bugün dizilerimiz yüzün üzerinde ülkeye ihraç edilirken, yıldızlarımız da Avrupa’da çok popüler.
Can Yaman’ın İtalya ve İspanya çıkarmalarını biraz da inanmayarak izlemedik mi? 2018’e dönersek Fransa’da ‘Fatmagül’ün Suçu Ne?’ o kadar sevilmişti ki ülkenin en önemli gazetelerinden Le Figaro, Beren Saat ile röportaj yapmıştı.
Şimdi de ‘Sadakatsiz’ ile İspanya’yı kasıp kavuran Cansu Dere ülkenin köklü ödül törenlerinden birinde boy gösterdi. Kırmızı halıda ve sokakta insanlar kendisiyle fotoğraf çektirmek için birbiriyle yarıştı. Türk yıldızların Dubai’de, Lübnan’da ödül almasına alışığız. Nedense onları çok büyütmedik. Ama konu Avrupa olunca tüm ülke zafer kazanmış kadar seviniyoruz, değil mi?
TÜRKÇE DERS ALIYORLAR
Madrid’de yaşayan Türk arkadaşımı aradım. Sosyal medyanın ödül töreninden karelerle dolu olduğunu söyledi. Cansu Dere de en az ‘Le Casa De Papel’ciler kadar çok paylaşılmış. İspanya’nın en çok izlenen kanallarından Antenna 3’te yayınlanan ‘Sadakatsiz’i kimse kaçırmıyormuş.
Arkadaşıma İspanyol dostlarından o kadar çok soru geliyormuş ki diziyle alakalı. Diyor ki “Bu Türk dizileri 5 yıldır gösteriliyor. Son birkaç senedir ise çok daha fazla ilgi görmeye başladı. Hatta ekranda gördüğü bir Türk oyuncuya aşık olup benden Türkçe ders almaya başlayan bir öğrencim var!” Evet, İspanyolları Türk aşkı sarmış, orası kesin!
Can Yaman nasıl İtalya’da bir dizide başrolü kaptıysa Cansu Dere’den de aynı başarıyı bekliyorum. Ufak ufak İspanyolca konuşmaya da başlamış. Kendisindeki bu azimle İspanyolların dilini birkaç ayda çözeceğine eminim.
ÇİLİNGİR SOFRASI
Ahmet Rıfat Şungar ve Barış Gönenen’in başrollerinde oynadığı ‘Çilingir Sofrası’ filminin ilk gösterimi 41. İstanbul Film Festivali’nde, 16 Nisan Cumartesi akşamı 21.30’da Atlas Sineması’nda gerçekleşecek. Günüyle saatiyle veriyorum ki bu şahane filmi kaçırmayın.
Merakla beklediğim ‘Çilingir Sofrası’nın konusu şöyle: Okul arkadaşı olan Emir Can ve Yusuf Efe, farklı yollara savrulduktan yıllar sonra Beyoğlu’nda bir çilingir sofrasında yeniden bir araya gelir. İki eski dost birbirlerinin hayatına girdikçe, özgür ve toksik maskülenliğin olmadığı bir yerde, bambaşka hikâyelerinin olabileceğini fark eder.
YAZA GELİYOR
2019 Şubat ayında Zorlu PSM’de İngiliz şarkıcı Tom Odell’in konserini izlemiştim. Unutamayacağım sahne performanslarından biriydi. Ve Odell bu yaz yine İstanbul’a geliyor. 1 Temmuz’da Küçükçiftlik Park’ta konser verecek olan Tom 3 yıl daha yaşlanmış, biraz daha olgunlaşmış olacak. Ben ve birçok hayranı kendisini görmek için sabırsızlanıyoruz.
ROBOT MÜZESİ
Anadolu yakasındaki Emaar AVM’de Robotlar Şehri adlı bir müze açıldı. Bugüne dek Las Vegas, Pekin, Berlin, Milano ve Tokyo’da açılan sergilerden sonra İstanbul’a gelen müzede en son modeller olmak üzere dünyanın her yerinden 85 farklı robot yer alıyor.
Robotlar izleyicilere 30 dakikada bir, 4 teknik performans gösteriyor. Kendinizi bilim kurgu filmlerinde hissedeceğiniz bu müzeyi, yani sergiyi kaçırmayın. Özellikle çocukların hayal gücüne çok katkısı olacağına eminim.