Efsane kavgalar

Yeni nesil araştırma ve pazarlama platformu Pollective, magazinin efsane kavgalarını anket yapmış. 1500 kişiye “Kim haklıydı?” diye sormuş. Yıllar süren ve yakın geçmişte tatlıya bağlanan Hande Yener-Demet Akalın savaşlarında katılımcıların yüzde 70’i Yener’i haklı bulmuş. Bu kavga o kadar eski ki neden çıktığını zaten kendileri bile hatırlamıyordur. Sevda Demirel’in, Hande Ataizi’ni tokatlamasıyla başlayan ve aslında orada biten “Ne dedin sen?” adlı kavgada halkımızın yüzde 59’u Ataizi’den yana olmuş.

Mağdur olduğu için sempati duymuş olabilirler. Sezen Aksu ve Yıldız Tilbe’nin 25 yıl süren efsane küslüğü de üç sene önce bitmişti. Uzay Heparı nedeniyle çıkan bu kavgada yüzde 70 Sezen Aksu’yu haklı bulmuş.. Seda Sayan’ın, Erol Köse’ye canlı yayında çok fena saydırdığı unutulmaz monoloğa videoklip bile yapılmıştı.

Katılımcıların yüzde 91’i Seda Sayan’ı haklı bularak bacılarının yanında olmuş. Allah rahmet eylesin, Oya Aydoğan ile Banu Alkan arasında “Güzellik yarışmasında kim birinci oldu” tartışması bir ömür sürmüştü. Oya Aydoğan yüzde 89 oranında haklı bulunmuş.

UMUT İSTANBUL’DA

Vogue dergisi, 26 ülkedeki edisyonların iş birliğiyle Ağustos/ Eylül sayısını ‘Umut’ sayısı olarak çıkardı. 19 dilde piyasaya çıkan dergi, tüm dünyayı etkileyen olaylara karşı, umut dolu bir gelecek ifade etme amacıyla hazırlandı. Tüm Vogue genel yayın yönetmenleri, kendileri için konunun ne anlama geldiğini temsil eden bir portfolyo ile katkıda bulundu.

Vogue Türkiye, proje için Kapalı Çarşı temalı bir çalışma yaparak, yapının asırlardır dimdik ayakta duran tarihini ve işlevselliğini ‘Umut’ teması ile bağdaştırdı. Vogue Amerika Genel Yayın Yönetmeni Anna Wintour da kendi edisyonunda bu çalışmayı kullandı. Fotoğrafı ise Osman Özel çekti. Karenin yanında ise “Bu harika şehrin kalp atışlarını hissedin ve bırakın güneş sizi umut ile şarj etsin” sözleriyle umut mesajı verilmiş.

DİBİMİZDEKİ CENNET

İstanbul’da çok bunaldıysanız, aslında huzur o kadar uzakta değil. Kadıköy’den çıktıktan sonra sadece 1.5 saat süren Sapanca var mesela. Geçen hafta gölün biraz ötesinde, ormanın içine adeta gizlenmiş Elite World Sapanca adlı otelde iki dolu dolu gün geçirdim. Havayı içinize çektiğinizde ciğerleriniz bayram ediyor. O kadar ağacın arasında bu kadar oksijen normal. Enerjiniz yerindeyse otelin yanı başındaki yürüyüş parkurunda kendinizi deneyebilirsiniz. Doğayla bütünleşebilirsiniz. Hatta dört tekerlekli motosiklet, yani ATV kiralayıp safariye bile çıkabilirsiniz.

Neredeyse el değmemiş bir doğa parçasının ortasında her türlü lükse sahip bir tesis bulunmasıysa bir nimet. O ağaçların arasında çadır kurup kamp yapacak yaşı geçtik çoktan. Yeni otel düzenindeki ‘kontrollü açık büfe’ burada da mevcut. Artık uzaktan seçtiğiniz yemekleri, görevliler tabağınızadolduruyor.Dahaşıkbiryemek isterseniz de otelin The Grill Ocakbaşı adlı restoranını seçebilirsiniz. Spa, havuz, sohbet derken ben Sapanca’dan huzur içinde ve dinlenmiş biri olarak adeta yenilenerek çıktım.

MEKSİKA HAFTASI

Meksika mutfağı deyince akla sadece acılı kuru fasulye ile taco geliyor ve Meksikalılara haksızlık ediliyor. Çünkü bu renkli mutfağın müthiş yemekleri var. Şef Norberto Ruiz Castro, 14-20 Eylül arasında Fairmont Quasar İstanbul’da düzenlenecek Meksika Gastronomi Haftası kapsamında ülkemize geliyor. İstanbul Meksika Konsolosluğu iş birliğiyle hazırlanan festivalde degüstasyon menüsünden, yemek kursuna, Mariachi Trio eşliğindeki gala yemeğinden, havuz başında brunch tepsisine kadar pek çok şey olup bitecek. Bir yerinden yakalayın.

ÖZLENENTAT: BİBUÇUK

Eskiden Taksim’deki BiBuçuk’a gider Amerika’nın ‘diner’ denen restoranlarına benzeyen bu mekanın menüsünde ne varsa yerdik. Tavuk kanatları, burgerleri pek meşhurdu. Çeşit çeşit bira bulunurdu. Taksim’in müşteri profili değişince BiBuçuk da gitti. Ama çok şükür karşıdaki şubeler duruyor. Üşenmeden kalktım Caddebostan’a gittim. Başlangıçlardaki çıtır patlıcan çok başarılı.

Sebze yiyorsunuz ama sanki değil gibi de. Çeşit çeşit patates kızartması mevcut. Nachos, çeşit çeşit tavuk derken en iyisi karışık sepetlerden ya da menülerden almak lazım. Burgerler ve kanatlar kömür ateşinde pişiyor. Bu da büyük fark yaratıyor. Menüye yeni giren dana kaburga burger ise efsane. Köfteler, şişler, sosisler gibi seçenekleri ise artık bir dahaki ziyaretimde tadacağım.