‘Hakan: Muhafız’ın galasında muhabirlere büyük ayıp edilince bizimkiler protesto edip çekmemişti.
Aynı protestoya devam edip diziden bahsetmeyecektim ama 2 sezon daha çekileceğini duyunca, yazmam şart oldu.
Çağatay Ulusoy’u izlemek arabayla yolda giderken bir kazaya şahit olmak gibi. Hem bakamıyorsunuz, hem de durum ne kadar kötü diye öğrenmeye çalışıp gözlerinizi kaçıramıyorsunuz.
Senaristler umarım bu karakteri sevilebilir hale getirmek için bir şey yapar. Kapalıçarşı delikanlısı Hakan’ın Zeynep’in akademik çalışmalarını küçümseyip “Bize hayat okulunda bunları öğretmiyorlar” demesi ne Allah aşkına?
Zaten gençlerin gözlerini üniversiteye değil, kolay para kazanma yollarına diktiği günümüzde eğitimi bir de siz mi aşağılıyorsunuz?
Hikayenin patronu yabancı bir senarist, biliyoruz. Ama lütfen kendisine ülke gerçeklerinden bahsedin.
Ayrıca hatırlatın ki dijital platform üyeliklerine para verenler Muhafız’ın beğenmediği eğitimli kesim.
BURASI FLORYA
Florya sahilinde boylu boyunca uzanan çok ilginç restoranlar var. Bazıları Dubai’den ışınlanmış gibi. O kadar çok altın görünümlü pirinç malzeme kullanılmış ki parıltıdan gözlerinizi kısıp bakıyorsunuz.
Bu restoranlarda en moda şey alkışlanmak. Şaşırmayın! Mesela doğum gününüz. Masanıza pasta geliyor. Ama yalnız gelmiyor, yedi-sekiz garson da pastaya eşlik ediyor. Ve siz mumu üflerken alkışlıyorlar.
Çevredeki diğer müşteriler de katılınca tezahürat büyüyor. Ağzım açık izledim, çözemedim. Bir de gelinler var. Düğünden kaçmışçasına damadı alıp buralara geliyorlar. Aile büyükleriyle falan yemek yiyorlar.
Ha, bu arada tüm restoran onları da alkışlıyor tabii ki. Çocuk alanları ise en maceralı yer. Oğlunu kızını buradaki oyun ablalarına bırakıp altı-yedi saat restoranda oturanlar var.
Yani bir yemek parasına, bakıcı masrafını da hallediyorlar.
Dahası çocuklarını almadan yandaki Aqua Florya’ya alışverişe gidenler oluyor. Ne rahatlık değil mi?
Geçenlerde oyun ablası, bırakılan çocuklardan birinin anne babasını restoranda bir türlü bulamamış.
Saatler sonra çocuğu almaya gelen Arap turiste restoran yönetimi “Bir daha aynı şey olursa çocuğunuzu yabancılar şubesine teslim edeceğiz” deyince gelen cevap müthiş: “Orası uzak mı?”
MÜZİK ANLAYIŞIM
‘Yüzyüzeyken Konuşuruz’, ‘Büyük Ev Ablukada’, ‘Son Feci Bisiklet’e tam alışmışken geçende tuhaf isimli başka bir grup çıktı karşıma: ‘Dolu Kadehi Ters Tut’.
Onu unutmuşken bu kez YouTube sağ olsun ‘Ansızın Bir İnfilak’ isimli grupla karşı karşıya kaldım.
Neden ben de grup ismi bulmayayım deyip masamda gördüğüm ilk iki şeyden ilham alıverdim: Güneş Gözlüklü Haşlanmış Yumurta (Yumurtayı kahvaltı için getirdim.
Rejimdeyim) Alternatif rock ve indie müzik arasında gidip gelen, yer yer hip hoptan etkilenen bir türümüz olacak. İlk single yakında dijital platformlarda!
ERİYORUM İNŞALLAH
Rejim demişken, Fatih Erdemci’nin muhteşem parçası ‘Ben Ölmeden Önce’yi Emrah Karaduman baştan düzenleyip Buray’a söyletmiş. Harika olmuş.
Rejimle ilgisi ne derseniz “Her şeye rağmen pişman değilim” kısmını yıllardır “Şişman değilim” diye söylerim.
Bu zayıflama motivasyonu dolu şarkı zaten “Eriyorum yavaş yavaş” diye bitiyor. İnşallah canım, inşallah.