Fransa’nın egelisi

Zorlu’nun pastalarıyla ünlü Fransız’ı Fauchon bu sezon başı büyük değişim geçirdi. Ciddileşip pastane havasından sıyrıldı. Yemek menüsüyle öne çıkmaya başladı. Yeni şefin getirdiği Ege esintileriyle süslü sağlıklı, renkli ve lezzetli yemekleri ben çok sevdim.

Erzincan tulumuyla servis edilen yavaş pişmiş pancar o kadar iyiydi ki ekmek arası yapıp yutmak istedim. Kaburgalı Thai salatası hakkında iki sayfa kompozisyon yazabilirim. Kerevizli salata gibi basit bir şey bile iyi yapıldığında akıldan çıkmayabiliyor.

Denediğim dört peynirli risotto topları, dana kaburga gibi yemeklerin de hakkını vermek lazım. Kısacası Zorlu’ya gittiğinizde bir değişiklik yapıp bu kez Fauchon’a oturun ve yemeklerin bir tadına bakın.

Huzurun adresi

Bu kış günü İstanbul’dan kaçıp kafa dinlemek isteyenler için harika bir alternatiften bahsedeceğim. İzmir’e bağlı Urla özel bir yer. Dar sokaklar, iki katlı eski taş evler, 16. yüzyıldan kalmış camiler, hamamlar...

Urla’nın merkezine üç dakika uzaklıktaki Narımor Otel tam buranın ruhuna uygun. Kabare sanatçısı ve mizah yazarı Şinasi Dikmen ile eşi Ayşe Aktay’ın sahibi olduğu, doğayla ve tarihiyle iç içe olan Narımor’un dokuz odası var.

Yataklar yüzde yüz doğal, nevresimler, havlular, organik pamuktan ve el işi... Sabun ve şampuanlar da zeytinyağı ile nar çekirdeği yağından. Yiyecekler doğal, Urla esnafından. Yolunuz Ege’ye düşerse rotanızı mutlaka Urla’ya çevirin.

Çıtır çıtır lahmacun

Esnaf lokantaları en sürprizli yerlerdir. Beklemediğiniz kadar lezzetli yemekler çıkar karşınıza. Osmanbey’deki Mahir Lokantası da tam bu tarife uyuyor. Güneydoğu mutfağı ağırlıklı Mahir’de iç pilavlı taraklık, antep beyran, mumbar dolması gibi her yerde bulunmayacak lezzetler de mevcut. Ama bir lahmacun yapıyorlar ki benim ilk üçüme girer. Urfa usulü incecik çıtır çıtır hamuru bir harika. Fiyatlar da son derece makul.

Yerel makaron

Fransızların icat ettiği makaronun yapımı çok meşakkatli. Ama biz zoru severiz. Meşhur Görgülü Pastaneleri bu konuda çok iddialı. Görgülü’nün ustası Nebi Yüce zamanında Paris’te ‘Pastanın Picasso’su’ olarak tanınan Pierre Herme’nin eğitimine katılarak sertifika almış. Yıllardır onun tarifiyle bu iddialı makaronları yapıyor. Fransa’ya kadar gitmenize gerek yok. Rengarenk çeşitleriyle de makarondan harika hediye oluyor.