Birleşmiş Milletler’in her sene yayınladığı dünya mutluluk raporunda Finlandiya üst üste 3 kez en mutlu ülke çıkmış.
156 ülke arasından Afganistan ise sonuncu. Türkiye’yi merak ediyorsunuz tabii ki. 93’üncüyüz. Ben sevindim doğrusu.
Demek ki bizden daha mutsuz şu dünyada 63 ülke var. Oralarda da doğmuş olabilirdik. Çok şükür!
İKİNCİ EL MACERALARI
1.5 yıl Bahçeşehir’de yaşadıktan sonra koşarak şehre geri döndüm. Hem de hayatın kalbinin olduğu bir noktaya, Bomonti’ye geldim. Artık her teklife evet diyor, her çağrıldığım yere gidiyorum.
Şehir içinde her yere yakın oturmanın keyfini bir süre çıkaracağım sanırım. Son 20 yılda 26 kez taşınmayı başarmış biri olarak bu işin profesyoneli olduğumu söyleyebilirim. Ama ilk kez farklı bir şeye kalkıştım.
Bazı eksiklerimi ikinci el aldım. Artık bu iş için internet siteleri, akıllı telefon uygulamaları var. Benim kullandığım site, ürünleri kendisi inceleyip satışa uygun olup olmadığına karar veriyor. Siz ilanı beğenirseniz sipariş veriyorsunuz ve aldığınız ürün evinize kadar geliyor.
350 liraya bir orta sehpa aldım mesela. Tamam üzerinde dikkatli bakınca görülen ufak tefek çizikler var ama o sehpanın yenisi en az 1.500 TL! Bence çok iyi bir alışveriş oldu.
Başka bir siteden de servisinin elinden geçmiş, 1 yıl garantili bir buzdolabı aldım. Hem de dörtte bir fiyatına! Tabii eve gelir gelmez deterjanlarla sildim, araba yıkar gibi yıkadım. Bu ikinci el alışverişi hem kesenize yararlı hem de dünyaya.
Karbon ayak izimiz ne kadar az tüketirsek o kadar azalıyor, dünyayı kaybetme riskimiz düşüyor. Sırada veganlık var.
GÖRSEL ŞÖLEN
Ryan Murphy son 10 yılda ABD’de televizyonun çehresini değiştiren bir yapımcı. ‘Glee’ dizisiyle adını duyurduktan sonra kurduğu şirketle onlarca yapıma imza attı.
Ve her işinde çıtayı biraz daha yükseltiyor. Bir dijital platformda yayınlanmaya başlayan başrolünde SaraH Paulson’ın oynadığı ‘Ratched’ artık Murphy’nin olgunluk ve ustalık döneminin ötesinde, görsel bir başyapıta dönüşmüş. 1975’te filme de çekilen ‘Guguk Kuşu’ romanındaki Hemşire Mildred Ratched’ın kitabın öncesindeki hayatını anlatan dizinin görüntüleri nefes kesiyor.
O renkler, mekanlar, kostümler Konuyu falan unutup bunlara dalıp gidiyorsunuz. Detaylara dikkat etmekten ne izlediğinizi unutuyorsunuz. Son dönemde ekranda görülmüş en iyi sanat yönetimi. Hatta bu dizi bir film olsa Oscar’ı bu kategoride kimseye bırakmazdı.
Konu, senaryo ve akıcılık olarak aynı etkiyi yaratmayı ne yazık ki başaramayan dizi buna rağmen kendini izlettiriyor. Ben sürekli bu dekor, bu kıyafet, bu otomobil ne kadara mal olmuştur diye kafa yormaktan yoruldum izlerken. Ama emin olun her sahnesine bizim bir bölüm dizi bütçemiz gitmiştir.
400 YILLIK AĞAÇLAR
Özel zeytinyağlarıyla karşılaştıkça yazıyorum. Artık bu da şarap ya da kahve uzmanlığı gibi bir noktaya geldi.
Uzman değilim ama o kadar çok zeytinyağı tattım ki kalitelisini kokusundan bile anlıyorum. Komili’nin yeni çıkardığı 400+ işte o iyi zeytinyağlarından. 400 yaş ve üzeri zeytin ağaçlarından elde edilmiş. Yoğun meyvemsi tadıyla buram buram zeytin kokuyor.
Bu 400 ağaç Komili’nin anıt zeytin ağaçları için başlattığı projenin içinde yer alıyormuş. Ne güzel bir hareket. Zeytin bu toprakların en kıymetli varlıklarından. Sahip çıkmak lazım.