Uğur AlkaparKimse başa çıkamaz

HABERİ PAYLAŞ

Kimse başa çıkamaz

Bir sanatçının kişiliği, duruşu, politik görüşü, özel hayatıyla ilgili karşılaştığı eleştirilere karşı vereceği en güzel cevap yapacağı bomba gibi işlerdir. Eğer kariyeri yolunda gitmiyorsa kendini savunması da güçleşiyor o sanatçının. Evet, konumuz Aleyna Tilki. Genç popstarımız aklındakini saklamadan, sansürsüz söylemesiyle ünlü. Zaman zaman başına dert açan bu durum yüzünden sık sık eleştirilere maruz kalıyor. Tabii hiçbir lafın altında kalmadan kendi tarzında cevap veriyor. Ama bence vermesin. Her krizde bir şarkı çıkarsın. Hele son single’ı ‘Tanırım İntiharı’ gibi mükemmel bir şarkı olursa kimse diğer meselelerle ilgilenmez. ‘Tanırım İntiharı’ Aleyna’nın kendi yaşadıklarından yola çıkarak yazdığı ve kendi nesline damardan hitap eden bir şarkı. Sözleri, düzenlemesi ve klibi bizi alıp götürüyor. Evet Aleyna, sen böyle işler yaptıkça kimse seninle başa çıkamaz.

Haberin Devamı

Kimse başa çıkamaz

DEV ESER

Murat Cem Orhan, 2018 yılında Nazım Hikmet’in ‘Kuva-yi Milliye Destanı’nı ‘Kuva-yi Milliye’nin İnsan Manzaraları’ adlı bir sahne eseri olarak bestelemişti. Eser, senfoni orkestrası ve koronun seslendirdiği görkemli bir oratoryo olarak 30 Ağustos’ta seyirci karşısına çıkmıştı. ‘Kuva-yi Milliye’nin İnsan Manzaraları’ 16 Kasım gecesi bu kez Süreyya Operası'nda sahnelenecek. Orkestra ve koroya Kutay Can Doğan’ın çizdiği illüstrasyonlar da eşlik edecek.

M&M

Mabel Matiz müziğe alternatif uçlarda başlayıp git gide merkezdeki popa yaklaşmış, sonunda kendi tarzını oluşturarak kitlelere ulaşmayı başarmıştı. Kendine niş bir dinleyici kitlesi edinen Mert Demir de alternatif müziğin popüler isimlerinden biri. İki müzisyen tarzını ‘indie pop’ (bağımsız pop) olarak tanımladıkları ‘Antidepresan’ şarkısında bir araya geldi. Sözü Mert Demir ile Mabel Matiz’e müziği ve prodüksiyonu Mert Demir’e ait olan ’Antidepresan’ retro synth sesleriyle beraber makam müziğinden de referanslar içeriyor. Başkası yapsa çorba olurdu ama bu ikili yapınca şahane bir iş ortaya çıkmış. Bu arada Mabel Matiz ilk Londra konserini 9 Kasım’da Barbican adlı mekanda veriyor.

Haberin Devamı

Kimse başa çıkamaz

KALİTE KOKAN BİR İŞ

Cem Yenel 4 yıl önce o dönem okuduğu Boğaziçi Üniversitesi’nde çektiği ‘Aşk Bu Biter mi’ klibiyle dikkatimi çekmişti. Yıllar önce kaldığım yurt, ders gördüğüm sınıflar ve yayıldığım çimleri görünce tabii ki bende sağlam bir yer edindi. Üretmeye devam eden Cem, geçtiğimiz günlerde ‘Pusula’ adlı yeni bir şarkı çıkardı. Aradan geçen sürede tarzı biraz daha olgunlaşmış, müzik trendleriyle kendi yazdığı şarkısını bir araya getirerek şahane bir sound yakalamış. Klipte de Londra sokaklarını arşınlamış. Son dönemin en kaliteli işlerinden.

Kimse başa çıkamaz

YENİ NERO ŞUBELERİ

Trump Towers’da çalıştığımız dönemde en uğrak mekanımız Caffè Nero’ydu. Çalışanlarla arkadaş gibi olmuştuk. Hepimizin kahve seçimlerini biliyorlardı. Markaya karşı o günlerden kalan bir sempatim var zaten. Caffè Nero son dönemde şubelerini yenileyip şahane ortamlar yaratınca daha da sevmeye başlamıştım. Feriköy’de oturduğum için bana en yakın olan Valikonağı’ndaki şubeydi. Geçtiğimiz günlerde hem Pangaltı’da hem de Lotus Nişantaşı’nda iki yeni şube açıldı. İkisi de birbirinden şık. Pangaltı’daki bahçe ise tam keyif yapmak için. Özellikle Pangaltı’da yiyecekler de harika. Caffè Nero Pangaltı’nın da aralarında olduğu seçili mağazalarda, yenilenen Nero Deli artizan sandviç seçenekleri, özenle seçilmiş malzemelerle, günlük olarak hazırlanıyor ve lezzetli öğünler olarak misafirlere sunuluyor.

Haberin Devamı

Kimse başa çıkamaz

BODRUM’DA KIŞ TATİLİ

Bodrum’a bu aylarda gidilmez mi? Tabii ki gidilir. Bodrum artık kışın da birçok imkan sunuyor. Türk ve yabancı konukların yoğun ilgi gösterdiği, Bodrum Kalesi ve Bodrum Marina'nın muhteşem atmosferine sahip Manzara Hotel, sonbahar ve kış aylarında da hizmet vermeye devam ediyor. Modern tasarımı, deniz manzaralı lüks odaları ve iddialı mutfağıyla Manzara Hotel, misafirlerine ev konforu tadında bir tatil vaat ediyor.

Kimse başa çıkamaz

BİR DENİZLİ EFSANESİ

SIRRI TEVAZU

Geride bıraktığımız hafta özel sebeplerden memleketim Denizli’deydim. Gazeteden ekip arkadaşlarım da ‘Posta Gazetesi Kentlerle Buluşuyor’ serisi kapsamında şehrimize iki gün misafir oldu. Denizli için hazırlanan ek için kentin yeme içme geleneklerini, lokantalarını yazıyorum. Ama bir yer var ki, tam bir Denizli efsanesi, onu yazmak için bekleyemedim. Garson Şükrü’den bahsediyorum. Şükrü Serinkan 2006’da 6 masalık küçük bir kulübede açtığı mekanını bugün yazın 500, kışın 250 kişiyi ağırlayabildiği, Denizli’nin sembolü haline gelen bir restorana dönüştürdü. Başarısının sırrı ise gösterdiği büyük tevazu. Hala konuklarına servis yapıyor, kadehlerini dolduruyor. Bundan da keyif alıyor.

Kimse başa çıkamaz

KUSURSUZ SERVİS

Garson Şükrü’nün bu günlere gelmesinde iki neden var. Birincisi yemek kalitesi. Denizli gibi bir Anadolu şehrinde kaliteli malzemeye ulaşmak İstanbul’a göre daha kolay olsa da o malzemeyi hakkıyla işleyip yemeğe dönüştürmek bir usta işi. Süzme yoğurda bandırılmış kızartılmış kuru biberlerden oluşan ‘Tatar’ buranın imza yemeği. Paçanga böreği pek meşhur. Salatanızın doğranmamış yeşillikler halinde gelmesi ise çok orijinal.

Ana yemek menüsü kebap ağırlıklı olan Garson Şükrü’de ben müthiş bir ciğer tava, közlenmiş patlıcan ve kaşara Adana kebap sarılarak yapılan ‘Nuriş’ yedim. Zaten mekana özel birkaç yemek en çok tercih edilen seçeneklerden. İkinci neden ise kusursuz servis. İster müdavim olun ister ilk kez gelin, garsonlar etrafınızda fır dönüyor. Nadiren seslenip çağırmak zorunda kalıyorsunuz çünkü masanız sürekli takipte.

Birkaç kere geldikten sonra garsonlar size adınızla hitap etmeye başlıyor ve masadaki tercihlerinizi ezberlediklerinden kadehinizi size sormadan dolduruyor. İyi yemek, kusursuz servis ve hoş bir ortam varsa müşteri de mutlu oluyor. Bu nedenle haftanın her günü dolu olduğu gibi, Denizli’ye şehir dışından misafiriniz geliyorsa mutlaka Şükrü’ye götürüyorsunuz.

ESNAFA ANNE YEMEĞİ

Hazır Denizli’ye başlamışken bir yeri daha tavsiye etmeden geçemeyeceğim. Bilirsiniz, bir şehrin gastronomi haritasının en önemli noktalarından biridir esnaf lokantaları. Doktorlar Caddesi’nde 9 yıl önce açılan Lokanta Pamir bu çevrenin en lezzetli yemeklerini sunarak kendine iyi bir yer edinmiş. Girişimci Hikmet Atıcı’nın hayata geçirdiği Pamir’in yemekleri evde annelerimizin yaptıkları kadar sağlıklı ve lezzetli. İyi yağ ve iyi malzeme kullanıldığında ortaya çıkan sonuç da başarılı oluyor. Günde en az 12 çeşit çıkaran Pamir’in nohut yemeği bir ömre bedel.

Pilavı ise tam kıvamında. Yanına bir de bizim meşhur Zafer gazozundan bir şişe açtınız mı! Bir esnaf lokantası, iyi yemek çıkarmıyorsa ömrü çok uzun olmaz. Dokuz yıldır istikrarla devam etmesi buranın Denizli esnafından çok yüksek not aldığının ispatı. Anadolu’da bir şehrin en iyi lezzetleri hep ara sokaklardaki pek reklamı yapılmayan, şova değil yemeğe önem veren lokantalardan çıkar. Pamir de bunların en iyi örneği.

Kimse başa çıkamaz

YILDIZLI BİR MENÜ

EN GENÇ ŞEF

Araya Cumhuriyet Bayramı ve bir sürü iş girdiği için ancak paylaşabiliyorum; yaklaşık 10 gün önce Metro’nun Güneşli’deki gastronomi merkezi Gastronometro’da müthiş bir yemek davetine katıldım. Almanya’nın en genç Michelin yıldızlı şefi Julia Komp, İstanbul Alman Başkonsolosluğu ve Metro Türkiye işbirliği ile İstanbul’daydı. Biliyorsunuz Michelin ülkemize geldikten sonra artık sektörden olmayanların bile bu yıldız meselesinden haberi oldu. Julia Komp bize İtalya’dan Tunus’a, Meksika’dan Kore’ye, Hindistan’dan Almanya’ya kadar gezdiği ülkelerin mutfak örneklerinden oluşan çok özel bir menü hazırladı.

Kimse başa çıkamaz

SUMAK SEVİYOR

Komp, gezdiği 45‘ten fazla ülkeden topladığı çok çeşitli ürünlerle, özellikle baharatlarla sunduğu yemeklere kendi dokunuşunu katıyor. Şefin favori baharatlarından biri de Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden sumak. O akşam güzel bir konuşma yapan Metro Türkiye CEO’su Sinem Türüng, “Gastronomi dünyası için bir eğitim, Ar-Ge ve sektörün buluşma merkezi olarak konumlandırdığımız Gastronometro’da 7 yılı aşan yolculuğumuzda sayısız çalışmaya imza attık. Türk mutfağının dünya gastronomi arenasında hak ettiği değeri görebilmesi vizyonuyla Michelin Rehberi’nin partneri olduk. Yıldızlı şeflerle işbirlikleri yaptık. Julia Komp, Gastronometro’da ağırladığımız son ‘yıldızlı isim’ oldu” dedi.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder