Netflix, Martin Scorsese’nin yeni filmi ‘The Irishman’i tanıtmak için önceki akşam Kanyon’da bir gala düzenledi. Geçtiğimiz günlerde Marvel’in süper kahraman filmlerine saydırıp “Sinema bu değil” diyen Scorsese, sinemanın 30 yıl önce ne olduğunu bizlere göstermiş. Çünkü günümüzde sinema bu da değil. Neyse o işe film eleştirmenleri baksınlar. Gala gecesinde kimi arasanız vardı. Netflix’e işini satmak isteyen tüm yönetmen, yapımcı, oyuncu ve menajerler toplanmıştı. Zaten çoğu da üç buçuk saatlik filme dayanamayıp yarısında çıktı. Beren Saat’in ‘Atiye’ dizisi için aralık ayında düzenlenecek Netflix galasını merakla bekliyorum.
Da Vinci mutfakta
Bu sene Leonardo Da Vinci’nin 500’üncü ölüm yıldönümü. İtalyanlar bu meseleye büyük önem veriyor. Geçen hafta İtalyan Ticaret ve Sanayi Odası Derneği, Tepebaşı’ndaki Casa d’Italia’da çok ilginç bir öğle yemeği düzenlendi.
Şef Giancarlo Gottardo’nun hazırladığı menüde Da Vinci’nin döneminin sevilen yemekleri vardı: Ördek terin ve kuru meyve hoşafı; safranlı risotto eşliğinde orman mantarlarıyla doldurulmuş ve fırınlanmış bıldırcın; badem sütü jölesi ve kestane püresi ile servis edilen ayva confi. Yani Da Vinci krallar gibi besleniyormuş.
İtalya İstanbul Başkonsolosu Elena Sgarbi, İtalyan Ticaret ve Sanayi Odası Derneği Başkan Yardımcısı Stefano Kaslowski yaptıkları konuşmalarda Da Vinci’nin sadece sanat ve bilim alanında değil, mutfakta da çok başarılı olduğunu anlattı.
Hürriyet-Leziz’den Sevin Turan’dan da Da Vinci’nin başta karabiber değirmeni olmak üzere tirbuşondan sarımsak eziciye, makarna makinesinden yumurta dilimleyiciye kadar birçok mutfak aletinin mucidi olduğunu öğrendim.
Bodrum'a esnaf
Şehrin en eğlenilen mekanı demenin abartı sayılmayacağı Esnaf’a uğradım geçende. Yazları Maslak’tan Alaçatı’ya taşınan Esnaf, 2020 tatil sezonunda Bodrum’u da oynatmaya karar vermiş. Yalıkavak’taki ikinci yazlık şube Esnaf severleri tatilde bol bol coşturacak. Maslak’ta ise durum bildiğiniz gibi.
Eller havada, herkes masada. Yalnız o kadar ev gibi olmuş ki artık, neredeyse her akşam ünlü bir şarkıcı misafir, çıkıp şarkı söylüyor. Ben gittiğim akşam İrem Derici vardı. Bir önceki gece de Fatih Ürek. Eğlencesiyle ön plana çıktığı için de yemeklerine biraz haksızlık yapılıyor Esnaf’ın. Şef Mikail Akpınar’ın mezeleri bir harika.
Sıcakları birbirinden lezzetli. Menünün tatlısı ise bin derde deva. Buraya her gittiğimde daha sık gitmediğim için üzülüyorum. O kadar özlenen bir mekan Esnaf.
Makarna aşkına
Nereye dönsem baksam Happymoon’s görüyorum. Boş buldukları yere bir şube açıyorlar diye düşünüyordum. 28 taneymiş. Birkaç tanesini gezme şansı buldum ve maşallah yemeklerdeki aynı kaliteyi hepsinde tutturmayı başarıyorlar.
Dahası, benzerlerine göre fiyatları daha hesaplı geliyor bana. Şu devirde o çok önemli bir ayrıntı. Geçtiğimiz günlerde yolum Akaretler şubesine düştü. Önden gördüğünüz alana aldanmayın arkada dev bir bahçe var, üzeri kapalı ve çok ferah.
Yemeklerden benim favorim ‘Mac and Cheese’. Bakın iddia ediyorum, Amerika’da bile bu kadar iyisini zor bulursunuz. Çünkü üzerinde kıyma var! Şahane bir burger, lokum ve tiramisu deneme şansı buldum. Hepsinde de iyi malzemeler kullanılmış, lezzetleri de dört dörtlüktü. Yazımı yazarken karnım çok açtı, herhalde anlaşılıyordur!