Giriş
Geçen hafta Klein Garten’da Klein grubunun ortaklarından İsmail Alper’le görüştüm. Bir dokundum bin ah işittim. Hayır, müşterilerden değil, ünlülerden yakındı.
Hesap ödemek istemeyenler, kafasına göre sadece bir kısmını ödemeyi uygun görenler, iki kere televizyona çıktı ya da Instagram’da 100 bin takipçisi var diye özel muamele görmeyi bekleyenler pek bir sıkıntı çıkarmaya başlamışlar.
İsmail diyor ki “Artık bu egolardan bıktım. Kaprisleri bitmiyor. Bu kulüpler bana ait değil, hizmet ettiğim kitleye ait. Onlar da bu tiplerden zaten hoşlanmıyor.”
Mekanlardaki bu ‘şöhret terörü’ yıllardır süregeliyor ama egolu ünlü de var, tatlı şirin ünlü de var.
Gördüğüm kadarıyla kimse onlardan rahatsız olmuyor.
Bir gün ünlü bir kadın pop şarkıcı, arkadaşı olan bir işletmeciyi, sevmediği başka bir ünlüyle Instagram’da yan yana görüyor.
Hemen arıyor ve “Onunla ne işin var?” diye saydırmaya başlıyor.
Yanındakiler duysun diye telefonun hoparlörünü açan işletmeci de aynen şöyle cevap veriyor:
“Hayatım sen benim mekanlarıma gelip bedava yiyip içip gidiyorsun.
Garsonlara bahşiş bile vermiyorsun. O her geldiğinde hesabı fazlasıyla ödüyor ama!”
Hamurun tadı, böreğin adı
Geçtiğimiz günlerde Börekçi İş Adamları Derneği’nin gecesine katıldım. Nereden çıktı demeyin, gecenin sunucusu, ülkenin en iyi kadın şefi Özlem Mekik davet edince gitmemek olmazdı.
Hayır, ne yazık ki gecede börek yoktu. Aklımda börekçilere son dönemde Kürt böreğinin ‘sakıncalı’ bulunup küt böreği diye adının değiştirilmesiyle ilgili bir soru sormak vardı.
Sormama gerek kalmadı çünkü sahneye çıkıp konuşan börekçilerden biri sağ olsun duruma isyan etti. Bu böreğin Bingöl’de yaşayan Kürtlere has bir börek olduğunu, adının oradan geldiğini açıkladı.
KAHVE FESTİVALİ
Artık her şeyin festivalinin yapıldığı İstanbul’da diğerlerine göre öne çıkan kahve festivali İstanbul Coffee Festival’in 3’üncüsü bu yıl 19-22 Eylül’de yapılacak.
100’den fazla marka ve işletmenin katıldığı festival sadece kahve meraklılarına değil, iyi vakit geçirmek isteyenlere aynı zamanda eğlence de sunuyor.
Organizasyonu yapan şirket Dream Sales Machine’den İlker Akar, 3 yıl önce ilk başladıklarında, yeni nesil kahvecilerin atası sayılan, Amerika Portland’daki Stumptown kahvecisine gitmiş.
Sahibi ilk festivalde kullandıkları kahve tarihine dair inanılmaz video ve fotoğrafları karşılık beklemeden organizasyonda kullanmaları için vermiş.
Festivalde atölye çalışmaları, söyleşiler de oluyor. Konu hakkında bilgilenmek isteyenler için bulunmaz bir fırsat.
Cuma cumartesi 23.00’e kadar süren festival, perşembe ve pazar 20.00’de sona eriyor.
SERTAB’IN MÜZİKALİ
Sertab Erener’in bugüne kadar yaptığı en güzel şey bence ‘Sertab’ın Müzikali’. Bu gösteride Sertab’ın kariyerinin en iyi şarkılarını, harika bir şov eşliğinde dinliyorsunuz. Koreografi, kostümler ve danslar gerçekten 10 numara.
Broadway müzikallerinin havasını yakalamayı başaran bu gösteri, Maslak’taki UNIQ’ten Zorlu PSM’ye taşınıyor. Dahası, Broadway şovlarında yıllarca çalışmış bir ışık tasarımcısı müzikali elden geçirecek.
Muhtemelen çok daha iyi bir sahne izleyeceğiz. Zaten bu iş de Zorlu PSM’ye yakışırdı. İlk gösteri 11 Eylül’de.
Bu arada Cem Yılmaz’ın yeni gösterisi de TİM Show Center’dan Zorlu PSM’ye taşındı. Zorlu, bu sezon sadece yabancı isimlerin konserleriyle değil, yerli starların işleriyle de sık sık gündeme gelecek gibi görünüyor.
