Giriş
Hande Yener, Gülşen’in transparan kıyafetiyle ilgili “Dünya starları bunu yapıyor. Herkes özgürlüğünü yaşasın” diyerek konuyu kapadı. Benim de hemen aklım Hande’nin en iyi şarkılarından ‘Biraz Özgürlük’e gitti.
Hande Yener hem yeni şarkısı ‘Sahte’, hem popçulardan farklı tarzı hem de şahane fikirleriyle tekrar zirveye oturdu. Tadından yenmiyor bu günlerde.
BEYAZ ATLETLİ
Ferzan Özpetek efsane filmi ‘Cahil Periler’i bir dijital platforma dizi olarak çekiyor malum. Bu yapımda yer alacak olan Burak Deniz önceki gün İtalya’da Ferzan Özpetek ile buluştu. Ama ne buluşma! Özpetek, Deniz’in beyaz atletli fotoğraflarını Instagram’da paylaşmaya doyamadı.
Üstüne bir de Nazım Hikmet şiiri patlatarak “Hoş geldin” dedi. Hem Türkçe hem İtalyanca. Valla Can Yaman bile İtalya’da bu kadar coşkuyla karşılanmamıştır! Didem Soydan hâlâ beraber olsa Burak Deniz’i çok kıskanırdı. Bu arada filmi hatırlarsanız, Türkiye’den gelen yakışıklı ziyaretçi rolünde Koray Candemir vardı.
O dönem sette çalışanlar Ferzan Özpetek’in Koray Candemir’i de böyle coşkuyla, törenle karşıladığını anlatmışlardı. O zaman Instagram olsa Özpetek onu da kesin beyaz atletle çeker paylaşırdı! NOT: Yazıyı lütfen Ayşe Hatun Önal’ın ‘Beyaz Atletli’ şarkısı eşliğinde okuyunuz.
HADİSE’DEN KALAN
Kaan Yıldırım Hadise ile birlikte olduğu dönemde kendisinden poz verme konusunda çok şey öğrenmiş. Instagram’da 100 binden fazla beğeni alan pozunda öncelikle oturuşu çekici ama aşırı seksi değil. Yani anneler kızları için bir tehdit olarak görmeyecek kendisini.
Şortuyla aynı tondaki şapkayı elinde tutuşu ve oturduğu koltuğun da bu renk ahenkline ortak olması bilinçli seçimler. Hele üzerindeki kimono benzeri, rastgele açılmış gibi durarak göğüs kaslarını gösteren gömlek... Yani moda danışmanı ve profesyonel fotoğrafçı tutsa ancak bu kadar kusursuz bir iş ortaya çıkar. İki günde bir moda çekimi yaptırıp Instagram’a koyan Hadise’den elbet bir şeyler kapacaktı Kaan Yıldırım, değil mi?
TAZE TAZE
Uzun zamandır yeme içme sektörüyle ilgilendiğim için restoran operasyonunun en önemli kısımlarından birinin tedarik olduğunu biliyorum. İstanbul’da iyi meyve sebze bulmak da en zoru. Birçok mekan Ege ya da Çanakkale bölgesinden getirtiyor.
Dragos’taki Plant Factory bu konuya taze ve lezzetli bir çözüm getirmiş. Kapalı alanda topraksız dikey tarımı, sanayi tipinde yapan ilk firma. Tamamen ilaçsız tarım yapılıyor, yüzde 95 daha az su kullanımı var. Birçok restoranla çalışıyorlar ve İstanbul’un ünlü şefleri sebzelerini onlardan alıyor. Ve şefler bu ürünlerden çok mutlu. Yakında biz faniler de bu ürünlere internet satışı aracılığıyla ulaşabileceğiz.
Plant Factory’nin hastane kadar temiz, asker tugayı kadar düzenli ortamı beni etkiledi açıkçası. Şefler de memnunsa lezzetleri de yerinde demektir.
