Artık Aleyna Tilki’nin ilgi çekmek için yapıldığı aşırı aşikar, altı bomboş felsefi fışkırtmalarından çok sıkıldım. Tabii Twitter’da aldığı kalpler kendisini takdir eden kitlenin seviyesi hakkında da bir ipucu veriyor. En son felsefi aforizmalar eşliğinde yağmur altında dans ettiği bir video yayınladı starcık.
Ama o kadar kötü bir dans ki. Aleyna dünya starı olacağım diye tutturdu ya. Bunu başarmışların nasıl dans ettiğine baksın. Sosyal medyada harcadığı vakti de bir stüdyoda dans hocasıyla geçirsin. Zira o videoya baktıkça kendisi adına utandım.
Olmadı
Aslı Bekiroğlu YouTube’da konuk olduğu ‘Kutsal Motor’ kanalında “Oyuncu olmak için illa okumaya gerek yok. Kendim eğitim almadan bir yere geldim. Bana saygı göstermeleri lazım” demiş. Tamam yetenek güzel şey. Oyunculuk, müzik gibi alanlarda yettiği yerler de oluyor.
Ama kalkıp eğitim almamayı böyle canla başla savunmak insanın seviyesini biraz düşürüyor. Ayrıca kendisi neden konservatuvara gidip müzik okumuş? Evinde blok flütünü üfleyip saygı bekleyebilirdi. Eğitimsiz oyuncu, bir zanaatkar olarak dizilerde boy gösterir, ekmeğini çıkarır. Eğitimliler de ödülleri toplar.
Silahlı kampanya
Evet bu hafta hiçbir şeyi beğenmiyorum. Sıra fotoğrafçı Nihat Odabaşı’nda. HIV virüsü ile ilgili farkındalık yaratma amaçlı ‘En Büyük Hastalığım’ temasıyla ünlülerin fotoğrafını çekmiş. Nereden tutsan elinden kalıyor. Öncelikle HIV ile ‘hastalık’ sözcüğünü eşleştirmek hem yanlış hem tehlikeli.
Bu kampanyayı kim düşünmüş, kim onaylamış gerçekten merak ediyorum. Önce onları eğitip konuyu anlatmak lazım. Bu ünlülerin hastalıkları da o kadar komik kalıyor ki HIV gerçeğinin karşısında. Bade İşçil’in en büyük hastalığı su, Danla Biliç’inki porselen tabaklarmış. Hay Allahım! HIV pozitif tanısı alan birçok kişi büyük panik halinde hayatının nasıl süreceğini, dışlanıp dışlanmayacağını, tedavisini sürdürüp sürdüremeyeceğini düşünürken porselen tabaklarla duruma dikkat çekmeye çalışmak çoook dahiyane!
Bu zorlama kampanya, Reynmen’in eline bir silah olan bıçakları verip fotoğrafını çekerek üzerine mum dikiyor. Yahu silah diyorum, tehlike diyorum. Toplum bilinci böyle mi yükselecek? Tamam ortalık eğitimsizliği savunan oyuncularla dolu, bilinç düzeyi yerlerde olabilir ama buna katkıda bulunan herkes suça ortaktır.
ABD'de gibi
Etiler’deki Rustyfork, İstanbul’a tam bir Amerikan restoranı deneyimi taşımayı başarıyor. Murat Bozok danışmanlığında hazırlanan menüde şef Batu Başaran harikalar yaratıyor. İçinde ‘potato skins’ denen kabuklu çıtır patates, Buffalo wings (acılı tavuk kanatları), soğan halkası, mozarella kızartması ve tütsülenmiş etli sigara böreği diyebileceğim ‘brisket spring rolls’ olan kombo tabağı başlangıç için ideal.
Sonra gelsin burgerler, gitsin ‘steak’ler. Neredeyse hiçbir şeyi hazır almadan kendileri mutfakta yapıyorlar. Özellikle tütsülenmiş etlerde çok iddialılar. Mekanın sahibi Koray Kıymacı menüyü her sayfasını okuduğu ciltlerce kitaplardan toparlamış. Tarifleri değiştirmeden yaptıkları için orijinal yemeklerle tatları da aynı. Yemeğin sonunda ise mutlaka tadılması gereken şey pikan cevizli turta.
İlk şarkı
Bu yıl ikincisi düzenlenen ‘Vodafone FreeZone Son Ses Online Müzik Yarışması’nda Baran Sertkaya, finale birlikte kaldığı tümü kadın rakiplerini eleyerek birinci gelmişti. Kazanan halk oylamasıyla belirlendiği için oy veren genç kızlar için rakipsizdi! Baran’ın ilk single’ı ‘Hiç Kalma’ bugün yayınlanıyor. Umarım oy veren kızlar aynı ilgiyi şarkısına da gösterir.
Bir konser
En sevdiğim rock’çı Aylin Aslım uzun bir aradan sonra şehirde konser veriyor. Hem de akustik. Aylin Aslım, piyanoda Dengin Ceyhan, çelloda Firuze Rustali Önder’in eşliğinde farklı bir müzik ziyafeti vaat ediyor. Konser 14 Aralık Cumartesi Saat 22.00’de Kadıköy’deki The Wall’da.