Giriş
Liderin 16 puan gerisindeki sarı-kırmızılı takımda artık her şey bir sonraki sezon için tasarlanmaya başlamış bile. Hagi'nin kadro seçimi ve maç içinde yaptığı değişiklikler Galatasaray'ın 2011-2012 sezonu hazırlıklarına epey önce başladığını gösteriyor. Çağlar, Serdar Özkan, Gökhan Zan gibi taraftarın bile hafızasından kazınmış isimler, gelecek planlamasında yer alacak mı yoksa almayacak mı, sezonun geri kalan bölümlerinde belli olacak.
Gerçekçi olmak gerekirse, içinde bulunulan tabloda Galatasaray'ın Ziraat Türkiye Kupası dışında Avrupa kupalarına gidebilme şansı yok denecek kadar az. O yüzden de Hagi-Tugay ikilisi, bundan böyle her maçı test mahiyetinde geçirecekler oyuncular için. Kara kaplı deftere, yola kiminle devam edileceğini yazacaklardır.
PİNO SAYI SAYMAYI UNUTTURDU
Galatasaray 4 hafta sonunda galibiyetle tanışırken, aslında geride kalan 15 haftanın bir özetini izledik. Baros'suz haftalarda Galatasaray'ın içinde bulunduğu durum, 3-0'lık Kasımpaşa galibiyeti ile gözler önüne serildi. Pino'nun, insana saymayı unutturan gol kaçırma çabası, hedef takımlar açısından golcünün ne demek olduğunu hatırlattı. Tabii burada sezon başı planlamasının da ne denli başarısız bir biçimde yönetildiği görülüyor.
YILMAZ VURAL FELSEFESİ, GALATASARAY'IN İŞİNE GELDİ
3-0'lık net galibiyet ve hatırı sayılır derecede kaçan gol adetine rağmen Galatasaray'ın iyi bir performans sergilediğini söylemek mümkün değil. Öncelikle rakip Galatasaray açısından elverişli durumdaydı. Her Yılmaz Vural takımında olduğu gibi oyunu geride kabul etmek, çirkinleştirmek, kapanmak gibi numaralara girmedi Kasımpaşa. Böyle olunca da, sarı-kırmızılılar rahat bir oyun sergiledi. Elbette birbirine yakın oynamaları, rakibe daha maçın başında pres yapmaları da artı hanesine yazıldı.
YAP-BOZA BİR YIL DAHA KATLANMAYA DEVAM
Her sezon yap-boz oyununa çevrilen, geleceğe dair planlar yaptığını söyleyip, geleceği pek kısa tutulan bir takımın başarılı olmasını beklemek hayalcilikten başka bir şey değil. O yüzden yine ve yeniden ama bu kez ciddi anlamda geleceğe yönelik adımlar atmak şart. Galatasaraylılar için daha 14. haftada, şampiyonluk yarışına havlu atmak kolay değil. Ancak zararın neresinden dönülse kârdır hesabı, bir şeyleri değiştirebilmek için de 19 haftaya katlanmak gerekiyor.
SEVGİLİ MELİH ŞENDİL, TOLGA DEĞİL UFUK
Birkaç satır da, yayıncı kuruluşa ayırmak gerek. Çok büyük rakamlar ödenerek alınan bir lig ihalesi sonrası yayın anlamında olumlu değişiklikler olduğu bir gerçek. Fakat spiker seçimleri son derece kötü. Bu isimler arasında tecrübeli isim (!) Melih Şendil'in karşılaşmayı anlatma biçimi, yorumları izleyeni iğreti ediyor. Nedendir bilinmez, kendisinde Lorik Cana takıntısı var. Cana'nın kaybettiği topların çetelesini özel olarak tutuyor, yaptığı her hatada "İşte ben söylemiştim" edasında yorumlar yapıyor. Cana tavuğuna 'kışt' dedi mi bilmiyorum ama cidden rahatsız edici bir boyuta erişmeye başladı. Cana'yı eleştirme gayreti yerine Galatasaray'ın kalecisinin isminin 'Tolga' değil, Ufuk olduğunu bilmeye yorsa, daha olumlu bir iş yapmış olur.
SERDAR ÖZKAN'I PARÇALI FORMA İÇİNDE İZLEMEK
Ve Serdar Özkan. Kimse kusura bakmasın ama bu arkadaşın forma giymesi, Galatasaray gibi 'ahlâk, değer' gibi ifadelerin sürekli yer aldığı bir kulüpte kimseyi rahatsız etmiyorsa, benim de söyleyebilecek sözüm yok. İstediği kadar yetenekli olabilir ama o formayı giymek için başka parametrelerin daha ön planda olması gerekir. ABD'li ünlü romancı Hemingway ne demiş; "Ahlak konusunda inandığım ilke şudur; bir şeyi yaptıktan sonra kendini iyi hissediyorsan o ahlakidir; eğer kendini kötü hissediyorsan o gayri ahlakidir." Ama Serdar yaptıklarından sonra kendini iyi hissediyorsa da, bize söylenecek laf düşmez.
FUTBOLCU GÜNLÜĞÜ
Ufuk: Ben de inanmıyorum ama gol yemedim.
Sabri: İki asist yaptım, hem de ortayla, şahane de oynadım. Daha ne yapayım?
Gökhan Zan: Ayda bir bu formayı giymeyi seviyorum.
Neill: Yeni transfer Gökhan'la iyi anlaştık. Hadi canım, iki yıldır mı bu takımda?
Hakan Balta: Kademe yapmayı öğrenmeyi çok istiyorum.
Cana: Melih'in tavuğuna 'kış' dedim.
Barış Özbek: Benim kadar koşan adam yoktur.
Ayhan: Var ya, kavga etmediğim kimse kalmayacak. Galatasaray tarihine geçeceğim.
Kewell: Her hareketimden kalite akıyor.
Aydın: Etna gibiyim. Her an patlayıp, sönebilirim.
Pino: Gol kaçırma krallığında açık ara öndeyim.
Serdar Özkan: Menajerlik faaliyetlerinden kalan zamanlarımda Galatasaray forması giyiyorum.
Insua: Yanlış takıma gelmişim, herkes sol bek bu takımda.
Çağlar: En sonunda sahaya çıktım.
