Verda ÖzerBu kadar bedel ödetmeden yaşamak mümkün

HABERİ PAYLAŞ

Bu kadar bedel ödetmeden yaşamak mümkün

Ne kadar farkında yaşıyorsunuz?

Ne yediğinizin, ne içtiğinizin, ne giydiğinizin, dinlediğinizin, izlediğinizin, söylediğinizin ne kadar farkındasınız? Yaptığınız seçimlerle birilerine, dünyaya, toprağa, havaya, suya, canlılara ne bedeller ödettiğinizin farkında mısınız?

Mesela ya satın aldığınız tişörtü dokuyan kişi, Bangladeş’te bir günde 10 kuruşa çalışan bir çocuk işçiyse? Ya da giydiğimiz kazağın o yumuşacık yünlerini elde edebilmek için bir koyunu yara bere, kan revan içinde can çekişerek bırakıyorlarsa?

Haberin Devamı

Peki tüm bu bedelleri kendi gözlerinizle görseniz, yine de aynı kazağı ya da tişörtü alır mıydınız?

Bu kadar bedel ödetmeden yaşamak mümkün

BAŞKA BİR MODA MÜMKÜN

Haklı olarak soruyorsunuz: İyi de peki ne yapabiliriz? Tişört almayalım ya da yün kazak giymeyelim mi? Elbette çözüm bu değil. Ama tercihlerimizi bilinçli yapabiliriz. Bu tüketim zincirinin her halkasını oluşturan bizler; yani üretici, tedarikçi, yatırımcı, tüketici, reklamcı... Hepimiz tükettiğimiz şeyler için ne bedeller ödettiğimizi sorgulayarak hareket edebiliriz. Yani koyuna zarar vermeden kazak üreten ya da çocuk işçi çalıştırmayan bir markayı tercih edebiliriz.

İşte bugün köşemde de; üretim aşamasında çevreye en büyük bedelleri ödeten sektörlerin başında gelen tekstil dünyasından bir markaylayız: Koton’la.

Koton'un Kurucusu ve Yönetim Kurulu Üyesi olan Gülden Yılmaz, kendi markasını dünyaya en az zarar verecek şekilde dönüştürmeye başlamış ve çok yol almış bile. Sürdürülebilir bir dünya fikrini kalbinde hisseden ve maddi-manevi tüm sermayesini “sürdürülebilir tekstil/moda” için kullanan bir kadın girişimci Gülden Hanım. Tıpkı 1988 yılında İstanbul’un Kuzguncuk semtinde 25 metrekarelik bir dükkanla yola çıkarak bugünkü 526 mağazalı Koton markasını yarattıysa, şimdi de aynı heyecanla ve ruhla sürdürülebilir dönüşümü destekliyor.

Bu kadar bedel ödetmeden yaşamak mümkün

SÜRDÜRÜLEBİLİR TEKSTİL

Koton’un ürünlerini üretirken ne kadar daha az su ve ne kadar çok geri dönüştürülmüş kumaş kullandığını, en ilerici teknolojileri ne kadar yakından takip ettiğini geçen sene yayınladıkları “Sürdürülebilirlik Raporu”nda görmek mümkün. Marka, 2020 sonunda yayınladığı “Yaşama Saygı” manifestosunda da sürdürülebilirliği işin merkezine koyduğunu ilan etmiş. Geçtiğimiz yılın sonunda “sürdürülebilir ürünler” tüm Koton içinde yüzde 25 pay almış bile.

Haberin Devamı

Hedefleri ise 2040’ta “karbon nötr” olmak. 2030’a kadar da kendi operasyonlarında yüzde 100 yenilenebilir enerji kullanmayı ve sürdürülebilir ürünler üzerine çalışacak bir Ar-Ge departmanı kurmayı amaçlıyorlar. 2026’ya kadar geri dönüştürülmüş ambalaj oranını yüzde 50 artırmak, tek kullanımlık plastik malzeme oranını yüzde 50 azaltmak ve de viskon-liyosel kullanımının yüzde 50’sini “sorumlu kaynaklardan” gerçekleştirmek de hedefleri arasında.

DAHA İYİ PAMUK

Tekstil sektöründeki dönüşüm ise gerçekten yaşamsal önemde. Zira bir adet tişört için tam 2 bin 700 litre su harcanıyor. Bu, bir insanın 900 günlük su ihtiyacı demek. O tişört için kullanılan pamuk tarlaları da cabası. Tüm dünyada 1 yılda böcek ilaçlarının yüzde 25’i, zirai ilaçların da yüzde 10’u pamuk tarlalarında kullanılıyor. Kısacası artık ‘deri ve kürk giymeyin’ demek yetmiyor. Pamuklu, yünlü kıyafet alırken de diğer canlılara ve havaya, suya, toprağa verdiğimiz muazzam zararın farkına varmak gerekiyor.

Haberin Devamı

İşte Koton da tam da bu nedenle dünyadaki “Better Cotton” (Daha İyi Pamuk) girişimini destekleyen Türkiye’deki ilk marka olmuş. “Bu sayede hem doğal kaynağımız olan pamuğun doğru zirai şartlar altında yetiştirilmesini sağlıyoruz. Hem de pamuk üretiminin su, elektrik, kimyasal kullanımını azaltarak verimli yapılmasına destek oluyoruz. 2025’te pamuk içeren ürünlerimizin yüzde 50’sini Better Cotton şartlarına uygun olarak üretilen pamuktan tedarik ediyor olacağız” diyor Gülden Yılmaz.

Ki bu da; 8 milyon metreküp su tasarrufu, yani 25 bin hanenin 1 yıllık su tüketimi demek. Aynı zamanda 5 ton daha az kimyasal ilaç (pestisit), 750 ton daha az kimyasal gübre kullanımı demek.

Bu kadar bedel ödetmeden yaşamak mümkün

GERİ DÖNÜŞÜMLÜ KUMAŞ

Pamuğun yanı sıra, geri dönüştürülmüş materyal kullanımını da çok arttırmışlar. Döngüselliği benimsemiş olan Gülden Hanım balık pulundan, kahve telvesinden kumaş üreten yeni bir tekstil sektörü olduğunu söylüyor. Tekstilde geri dönüşümde en çok pet şişelerden geri dönüştürülen polyester iplikleri kullanılıyor.

Ancak Koton sadece malzemede değil; boyamadan yıkama tekniklerine, üretimde her aşamada olabildiğince “sürdürülebilir üretim” yapıyor. Bu kapsamda da “Yaşama Saygı” ürünlerinin ciro içindeki payını her sene yüzde 10 arttırmayı amaçlıyorlar.

Bu kadar bedel ödetmeden yaşamak mümkün

SUYA SAYGI!

Milli sporcumuz olan, serbest dalgıç ve dünya rekortmeni Şahika Ercümen’in yüzü olduğu “Suya Saygı” ürünleriyle de su tasarrufunu destekliyorlar. Bu koleksiyondaki doğa dostu üretim teknikleri sayesinde sadece 4 sezonda tam 160 milyon 530 bin litre su tasarrufu sağlanmış. 721 bin 430 adet pet şişe de geri dönüştürülmüş.

Marmara Denizi’ndeki müsilajla birlikte de kıyı temizliği etkinliklerini arttırmışlar. Şahika Ercümen de sembolik bir dalış yaparak dip temizliğine katkı sağlamış.

*

“Koton olarak biz kendi dönüşümümüzü başlattık ve içselleştirdik. Ancak bu, tek bir markanın tek başına başarabileceği bir konu değil. Bu çok büyük bir endüstri ve çok paydaşlı. Topyekün eylem ve güçlü liderlik gerekiyor” diyor Gülden Hanım. Çok doğru söylüyor. Zincirdeki her halkanın, bir zincirin parçası olduğunu anlaması gerekiyor.

Zinciri hatırlatanlara sonsuz teşekkürler.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder