Verda Özerİnelim artık dünyanın sırtından

HABERİ PAYLAŞ

İnelim artık dünyanın sırtından

“Adamın sırtına oturmuşum, boğarcasına kendimi taşıtıyorum. Ama hem kendimi hem başkalarını temin ederim ki, haline çok üzülüyorum ve yükünü hafifletmek için elimden geleni yapmak istiyorum. Sırtından kalkmak hariç” diye yazmış bir kitabında Tolstoy, içinde yaşadığımız sisteme gönderme yaparak. Tam da bugün, “5 Haziran Dünya Çevre Günü” bana bu cümleleri hatırlattı. Zira sürekli “iklim krizi, çevre kirliliği” falan deyip diyoruz. Güya doğaya, havaya, suya, toprağa, diğer canlılara verdiğimiz zarara üzülüyoruz. Göstermelik “sıfır atık, geri dönüşüm, sürdürülebilirlik, karbon ayak izi” gibi kelimeler kullanıp dünya için bir şeyler yapıyormuş havası veriyoruz kendimize ve etrafımıza. Ama işte bir türlü doğanın sırtından inmiyoruz. İnmeye bile yeltenmiyoruz. O ise gürül gürül, tüm bolluğuyla bereketiyle bize akmaya devam ediyor. Suyuyla, toprağıyla, havasıyla karşılıksız ve sonsuz veriyor. Ama ne yazık ki bizim kurduğumuz yağmacı, hoyrat sistemle gitgide tükeniyor. Yok oluyor.

Haberin Devamı

İnelim artık dünyanın sırtından

FOSİL YAKIT ARTIŞTA

Artık ya gerçekten, samimiyetle bir şeyler yapalım. Ya da bu göstermelik çabaları bırakalım! Beni bu isyana sürükleyen, bu hafta okuduğum bir rapor oldu. Biliyorsunuz, dünyanın dört bir yanından ülkeler 2015’te Paris Anlaşması’nı imzaladılar ve 2030’a kadar küresel sıcaklık artışını 1.5 dereceye düşürmeyi taahhüt ettiler. Ancak meğerse aynı ülkeler attıkları bu imzaya ve verdikleri bu söze rağmen, harıl harıl belirlenen sınırdan çok daha fazla fosil yakıt üretmeye devam ediyorlarmış. Hem de yüzde 120 daha fazla! Bunu ortaya koyan, Birleşmiş Milletler Çevre Programı ile dünyanın önde gelen birkaç düşünce kuruluşunun birlikte hazırladıkları “Üretim Açığı Raporu” (The Production Gap report). Oysaki bu ülkelerin 1.5 derece hedefini tutturmak için 10 yıl içinde fosil yakıt üretimini yılda yüzde 6 azaltmaları gerekiyor. Suudi Arabistan, Rusya ve ABD gibi önde gelen fosil yakıt ihracatçılarının ise üretimi daha da hızlı azaltması elzem. Ne var ki bunun yerine fosil yakıt üretiminde yıllık yüzde 2 artışa doğru hızla ilerliyorlar!

Haberin Devamı

AŞAMALI GEÇİŞ SÜRECİ

Peki, ne mi yapmak gerekiyor? Kömür, petrol ve doğal gazın aşamalı olarak kullanımdan kaldırılması konusunda ciddi adımlar atmak gerekiyor. Fosil yakıt aramayı ve çıkarmayı kısıtlayan politikalar benimsenmesi şart. Bunun için de devletin teşviklerini durdurması ve yakıt üretim planlarını iklim hedefleriyle uyumlu kılması lazım. Zira 20 yıldır belirlenen tüm iklim politikalarına rağmen fosil yakıt üretim seviyeleri şu an her zamankinden daha da yüksek. Tabii düşük karbonlu bir geleceğe geçiş yaparken, toplumsal açıdan yıkıcı olmamak yaşamsal önemde, hele ki bu zor ekonomik şartlar altında. Bu süreçten etkilenecek olan insanlara iş olanağı sağlamak olmazsa olmaz. Ama unutmayın ki yenilenebilir/temiz/yeşil enerjiye geçiş de yeni istihdam alanları yaratacak.

İnelim artık dünyanın sırtından

KÜÇÜK GÜZELDİR

Aslında bu gidişata karşı belki de ilk uyarıyı İngiliz-Alman ekonomist Ernst Friedrich Schumacher yapmıştı. 1973’te yayımladığı ve Times dergisi tarafından 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana çıkmış en etkili 100 kitap arasında gösterilen “Küçük Güzeldir: Önceliği İnsana Veren Bir Ekonomi Anlayışı” kitabı dünyayı resmen sallamıştı. Kitap sanki bugün yerini, anlamını, önemini çok daha iyi buluyor. Schumacher sayfalarında en çok da doğal kaynaklara vurgu yapıyor. Yeryüzünün aslında her insanın gereksinimini doyuracak kadar verdiğini, fakat herkesin açgözlülüğünü doyuracak kadar veremeyeceğini hatırlatıyor. Dünyaya yağmacı davrandığımızı söyleyip, “Yenilenemez olan maddeler sadece başka seçenek olmadığı zaman kullanılmalı. Kullanıldığı zaman da azami dikkat ve tutumlulukla harcanmalı. Rastgele veya bol keseden harcamak bir zorbalık eylemidir” diyor.

Haberin Devamı

İnelim artık dünyanın sırtından

ALTERNATİFİNİ KULLAN

Bundan kastı elbette petrol-doğal gaz gibi doğal kaynaklar, toprak, hava, su, bitkiler, hayvanlar. Yani tüm doğal döngü. Ana tezi, hepsinin de ancak alternatifi olmayan durumlarda tüketilmesi gerektiği. İnsanın bilimle-teknolojiyle-bilgiyle ürettiği sermayenin doğanın sağladığı sermayeden çok daha küçük olduğunu, oysa bizim doğal kaynakları sermayeden bile saymadığımızı vurguluyor. Onun dediği gibi: Fosil yakıtları insan yaratmamıştır; o yüzden devreye sokulamazlar. Bir kez tükendiler mi, sonsuza dek tükenmişler demektir. Korkarım bizim dışımızdaki canlıların, tabiatın tükenmesinin bizim de tükenmemiz demek olduğunu anlayana dek böyle devam edeceğiz. Anladığımızda ise iş işten geçmiş olaca

Sıradaki haber yükleniyor...
holder