Verda Özerİnsan insanca hayvan hayvanca yaşamalı

HABERİ PAYLAŞ

İnsan insanca hayvan hayvanca yaşamalı

Nasıl ki biz insanların insanca yaşama hakkı varsa, hayvanların da ‘hayvanca’ yaşama hakkı var. Her canlı temel ihtiyaçlarını karşılayabilmeli. Yediğimiz ve ürünlerinden (yumurta, süt, yün gibi) faydalandığımız hayvanlar dahil, hepsi ömrü boyunca nefes almalı, eziyet çekmemeli, hareket edebilmeli, gökyüzünü görmeli. Bu anlayışa tüm dünyada ‘hayvan refahı’ (animal welfare) deniyor. Bundan kasıt ise şu: Yün kazak giymesine giyelim ama yününden yararlandığımız koyunu tıraş ederken kan revan içinde bırakmayalım. Et yiyelim ama o kuzu yaşamını açık merada otlayarak, özgürce nefes alarak geçirsin. Yani her hayvan kendi doğasına uygun şekilde yaşasın.

Haberin Devamı

EZİYETE SON

Oysaki bugün bir hayvana bu hak verilmiyor. Mesela bizler yumurta yiyelim diye Türkiye’de yumurtası için yetiştirilen 120 milyon tavuktan sadece 20 milyonu kafessiz (kümeste veya açık alanda) yaşıyor. Kafesteki bir tavuk ise A4 kağıdından daha küçük bir alana hapsediliyor ve ömrü boyunca o kafesten hiç çıkarılmıyor. Güneşi ve gökyüzünü hiç görmüyor. Toprağa hiç basmıyor. Kanatlarını bir kez olsun açamıyor. Kafeste çevrili olduğu tellere sürekli takılıp kan revan içinde yaşıyor. Hadi hayvanı düşünmüyoruz… O zaman kendinizi düşünün. Zira bu şartlarda yetişen bir hayvanın salgıladığı stres hormonları tabii ki biz tükettiğimizde bizim vücudumuza da giriyor. Dolayısıyla hayvan hayvanca yaşamayınca, insan da insanca yaşayamıyor. Tüm bu toplu eziyete bir son vermek için ise; ihtiyaçlarımızı karşılamak adına yarattığımız, hayvanların doğal yaşam hakkını gasp eden kitlesel/endüstriyel hayvancılığı sonlandırmak, hayvanların “hayvanca” yaşamalarına imkân veren hayvancılık modeline geçmekten başka çaremiz yok.

HAYVAN REFAHI İÇİN

Bugün her ne kadar bu anlayıştan çok uzak olsak da ve sadece kendimizi düşünerek yemeye-içmeye, tüketmeye alıştıysak da… Çok şükür ki Türkiye’de hayvan refahı konusunda üreticilerde ve tüketicilerde farkındalık yaratmaya çalışan çok önemli bir kampanya yürütülüyor: ‘Patiye El Ver’. Hem de bunu, pandemide hiçbir şeye erişimimiz olmayan o zor günlerimizde bize el veren Getir yapıyor. Kurulduğu 2015’ten bu yana her yıl Getir’in ve kullanıcılarının destekleriyle toplanan mamalar, 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü’nde Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) aracılığıyla Türkiye’nin dört bir yanındaki barınaklarına gönderiliyor. Düşünün ki sadece bu yıl 1.5 milyon kaba denk gelen 225 ton mama toplamışlar. Başından bu yana, yani 9 yılda ise 650 ton mama dağıtılmış.

Haberin Devamı

HER ALIŞVERİŞE MAMA

Peki sistem nasıl işliyor? Bir kere Getir, GetirBüyük, GetirYemek, GetirSu, GetirÇarşı, GetirAraç, GetirBiTaksi ve n11 gibi; kendi platformlarından verilen siparişler ve yapılan yolculuklar için Getir, kullanıcıları adına mama desteğinde bulunuyor. Kampanyaya bireysel olarak katkıda bulunmak isteyen kullanıcılar da Getir, GetirBüyük ve n11’de satışa sunulan ‘Yardım Maması’nı satın alabiliyor. Alınan her yardım maması karşılığında barınaklardaki hayvanlara 2.5 ila 10 kap arasında mama gönderiliyor. Mesela evcil hayvan kategorisinden alınan indirimli sipariş karşılığında 2 kap, GetirYemek’te seçili restoranlar üzerinden verilen sipariş karşılığında 2 kap, GetirSu’da yapılan 130 TL ve üzeri Kuzeyden alışverişinde 2 kap, BiTaksi pati taksi yolculuklarında (evcil hayvan kabul eden taksi çağırdığınızda) 2 kap ve GetirAraç’ta her ilk kullanıma 2 kap mama desteği veriliyor. Ayrıca n11’de evcil hayvan kategorisinden yapılan 750 TL ve üzeri alışverişlerde yüzde 10 indirim uygulanıyor.

Haberin Devamı

EL VERENLER

“Burada Unilever’e özellikle teşekkür etmek isterim. Marka, tüm ürünlerini sepete ekleyen Getir kullanıcıları adına mama desteğinde bulunuyor. Kampanya sonunda toplanan tüm mamalar da HAYTAP aracılığıyla seçili şehirlerdeki barınaklara gönderiliyor” diyor Getir Market Türkiye CEO’su Batuhan Gültakan. ‘Patiye El Ver’ kampanyasına geçtiğimiz yıldan beri destek veren Unilever Türkiye, bu yıl 1.5 milyon ton mama hedefine ulaşılması için hakikaten elini taşın altına koymuş. Unilever Türkiye Satış ve Müşteri Geliştirmeden Sorumlu Başkan ve Orta Asya Genel Müdürü Bilgehan Çevik, “Getir ile bu yol arkadaşlığımız gezegenimiz ve üzerindeki tüm canlılar için” derken, ‘keşke Getir’de ürünü bulunan tüm markalar canlıları kendileri kadar düşünseler’ diye geçiriyorum içimden.

İnsan insanca hayvan hayvanca yaşamalı

SATIN ALMAYIN, SAHİPLENİN

“Mama yardımı barınaklara da daha fazla dikkat çekiyor, farkındalığı ve duyarlılığı arttırıyor. Hep söylüyoruz: Evcil hayvan satın almayın, sahiplenin. Mamayla başladığımız bu yolculuğumuzda, sırada barınaklardaki hayvanların hastalıklardan korunmaları için aşılanmasına-kısırlaştırılmasına destek vermek var” diyor Batuhan Gültakan. 

En zor günlerimizde ihtiyaçlarımızı 10 dakika içinde bize ulaştırarak hepimizin evine, kalbine giren Getir’in barınaklara girmesi beni bir vatandaş olarak çok rahatlatıyor. Bu dilsiz canlılar belki sipariş vermeyi bilmiyor. Ama birileri onları duyuyor ve ‘getir’iyor.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder