Verda Özerİşte bu yüzyılın hikayesi

HABERİ PAYLAŞ

İşte bu yüzyılın hikayesi

200 yıldır içinde yaşadığımız düzen tamamen ‘bozmak’ üzerine kurulu. Dünya’nın bize verdiği öz malzemeleri alıp, onları istediğimiz ‘şeyleri’ üretmek için kullanıp, sonra da o ‘şeyleri’ atmamız üzerine tasarlanmış. Küçük bir çocuğun oyuncaklarla ilişkisi gibi: Al-kullan-at. Yani tek yönlü bir sistem içindeyiz. Ekonomi de arkamızdan sürekli “endişe etme, nasıl olsa büyüyoruz, daha fazlasını üretiriz” diye sufle yapıp duruyor. İşte bu düzen toplumlarda eşitsizlikleri tavan yaptı. Dünyanın en zengin 8 insanının servetinin, en fakir 3.6 milyar kişinin toplam servetinden daha fazla olması gibi. Bu da şu an içinde olduğumuz ekolojik çöküşü beraberinde getirdi. Çünkü kısıtlı olan Dünya kaynakları, sonsuz tüketime asla yetemezdi.

Haberin Devamı

İşte bu yüzyılın hikayesi

SONSUZ DÖNGÜSELLİK

Bu adil olmayan düzene alternatif olarak uzun yıllardır farklı ekonomik modellemeler öne sürülüyor. Ki ‘adil olmayan’ derken, sadece ‘insanlara karşı adil olmayan’ gibi algılıyoruz. Oysaki taşa toprağa, havaya suya, kurda kuşa, yani her varlığa karşı adaletsiz olan bir düzenin içindeyiz. “Aslında çözüm için doğaya bakmamız yeterli. Dünyada hiçbir şey sadece almak veya sadece vermek üzerine kurulu değil ve olamaz. Her şey tüketirken üretir, üretirken tüketir. Hiçbir varlık salt tüketici ya da salt üretici değildir, sonsuz bir döngüsellik içindedir. Bir ağaç bunun en güzel örneği. Topraktan su ve mineraller alırken, karşılığında yapraklarını toprağa dökerek onu besler” diyor Good4Trust’ın Kurucusu, Kadir Has Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Uygar Özesmi. “Dolayısıyla insan olarak ne Dünya’nın doğasına, ne de kendi doğamıza uygun yaşıyoruz çünkü insan aslında değer üreten ve bu Dünya’ya katkıda bulunmak üzere gelmiş bir canlıdır” diyerek devam ediyor.

TÜRETİM EKONOMİSİ

Tam da bu felsefeden yola çıkarak ‘türetim ekonomisi’ kavramını yarattıklarını anlatıyor. ‘Üretim’ ve ‘tüketim’ kelimelerini birleştirerek ortaya çıkardıkları bu kelimenin, dünyada bir ilk olduğunu ekliyor. 29-30-31 Mayıs tarihlerinde Kadir Has Üniversitesi’nde Türkiye’deki ilk ‘Türetim Ekonomisi Konferansı’nı düzenleyerek, alternatif ekonomi ve sürdürülebilirlik alanında dünyanın en önde gelen uzmanlarını ağırlamışlar. Akbank ve Greco Sigorta’nın sponsor olduğu konferansın ortakları arasında Ashoka Türkiye, Atölye, Doughnut Türkiye, Good4Trust.org, Good Money Lab, İmece, inogar. coop, Mikado, Onarım Atölyesi, PlumeMag, Sosyal Ekonomi, World Fair Trade Organization, Yekpare, Yeşil Düşünce Derneği, Vegan Sofralar gibi önemli kurumlar var. Konferansın devamı ise önümüzdeki yıllarda elbette gelecek.

Haberin Devamı

İşte bu yüzyılın hikayesi

EN GÜÇLÜ EKONOMİ AMAZONLAR

“Düşünün ki; Amazon ormanlarının bir yılda insanlığa sağladığı fayda, dünyanın en kârlı 20 şirketinin sağladığı faydanın 4 katı. Yani dünyanın en güçlü, en kârlı, en üretken ekonomisi Amazonlar! İnsanın ürettiği ekonomi de neden böyle olmasın?” diyerek felsefesini çok çarpıcı bir örnekle ortaya koyuyor Özesmi. Bunun için de büyüme ekonomisinin terk edilip; sosyal dayanışmaya ve eşitlikçi paylaşıma, tüm canlılarla adil yaşama dayalı bir ekonomik modelleme öne sürdüklerini anlatıyor. Bunu da tüm dünyaya duyurmak ve aynı bilinçteki kurum-kuruluşlarla etkileşime geçmek, onlarla işbirliği yapmak için bu konferans dizisini başlattıklarını söylüyor. Ancak her ne kadar benzer fikirde insanlar bir araya gelse de, devletlerin mutlaka desteklemeleri gerektiğini vurguluyor.

Haberin Devamı

BÜYÜYEN KİM?

Aslında pandemiden 2 yıl önce bu ekonomik düzene çekidüzen vermeyi hedefleyen bir kitap çıkmış, tüm dünyayı sarsmıştı. Oxford Üniversitesi’nde Ekonomi Profesörü olan Kate Rawort’un ‘Donut Ekonomisi’ kitabının tezi özetle şuydu: “Böyle gidersek, yani öz kaynakları sürekli tüketmeye devam edersek dünyayı batıracağız. Önümüzdeki 50 yıl içinde farklı bir düzen kurmazsak, dünyanın kendini toparlaması 10 bin yıl alacak!” Bunun için de insanın doğaya hükmetmeye çalışan değil, ona derinden bağlı olduğunu kabul eden, herkesin ihtiyaçlarını karşılamayı hedefleyen ve yukarıda bahsettiğim ‘kullan-at’ yerine ‘sonsuz kullan’ modeline geçilmesini savunuyor. Mesela atıkların tekrar kullanılması, yenilenebilir enerjiye geçilmesi gibi.

* * * * *

Aslında Dünya her insanın gereksinimini doyuracak kadar veriyor. Yağmacı davranmayı bırakır, yenilenemez olan maddeleri (fosil yakıtlar gibi) sadece başka seçenek olmadığı zaman kullanır, kullanıldığı zaman da azami dikkat ve tutumlulukla harcarsak, hiçbir sorun kalmaz. Tam da bu yüzden bugünün ekonomistlerine çok iş düşüyor. Finans dünyasının ve devletin çıkarlarını insanın çıkarlarıyla ve doğasıyla harmanlamaları, bu yüzyılın yeni hikayesini acilen ortaya koymaları gerekiyor.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder