Cumhuriyet’imizin 100’üncü yılına girdiğimiz 2023 yılında ülkemizde kadınların yüzde 70’i çalışmıyor. Yani kadınlarımız ağırlıklı olarak işgücünün, ekonomik-sosyal hayatın dışında.
*
Dahası; 15 yaş ve üstünde işgücüne katılım oranı erkeklerde yüzde 70 iken, kadınlarda sadece yüzde 33. İstanbul’da her 3 genç kadından biri ne istihdamda ne eğitimde yer alıyor. Son 10 yılda yüksek nitelikli işlerde ise kadın istihdamı azalmış, düşük nitelikli işlerde artmış.
Pandemi, doğal afetler gibi olağandışı durumların ise işgücüne katılımda erkeklere nazaran kadınları çok daha olumsuz etkilediği görülüyor. Hatta eğitim seviyesi arttıkça bu olumsuz etki daha da artıyor.
Tek tesellim ise kadınların eğitim düzeyinin artmış olması. Ancak yine de yüksekokul mezunu kadınların istihdamında sektörel farklılıklar var.
*
Bu verileri Sabancı Üniversitesi ve Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) işbirliği ile hazırlanan “Türkiye’de Kadınların İşgücüne Katılımı: Genel Eğilimler, Bölgesel ve Demografik Farklar, Tutumlar” raporundan aldım. Rapor; Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Hane halkı İşgücü Anketi ve Dünya Değerler Anketi’nin 2018 yılı sonuçlarına dayanarak hazırlanmış. Şimdi bu önemli rapora ve bu sonuçların nedenlerine daha dikkatli bakalım.
Esra Kaygusuz
NİTELİKSİZ İŞLERDE
2004-2021 yılları arasında niteliksiz işlerde kadın istihdamı yüzde 3 artmış. Nitelik gerektiren işlerde ise yüzde 21’den yüzde 11’e gerilemiş. “Kadınların işgücüne katılım oranı aslında çok değişkenlik göstermiş. 1988’de yüzde 34 seviyesindeyken, 2006’da yüzde 23 ile en düşük seviyesine gerilemiş. Daha sonra tekrar artarak 2019’da eski seviyesine ulaşmış. İşgücüne katılımları genel olarak ise 2008 itibariyle artmaya başlamış. Bu değişimde tarımın etkisi çok büyük. Tarımın Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) içindeki payının düşmesiyle, eğitim seviyesi düşük kadınların iş olanakları ortadan kalkmış. İstihdamda görülen azalmanın başlıca sebebi bu” diyor görüştüğüm Sabancı Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Esra Kaygusuz. Aynı şekilde erkeklerin de bu sebeple istihdamdaki payı aynı süreçte azalmış ancak kadınlara oranla çok daha az etkilenmişler.
Diğer yandan sevindirici bir gelişme de var: Yönetici pozisyonundaki kadınların oranı 2004’te yüzde 7 iken, 2021’de yüzde 20’ye çıkmış. Ancak yine de bu oran OECD ülkelerinin 2021 ortalamasının (yüzde 34) çok altında.
MÜHENDİS SAYISI AZ
“Bu arada 2008 sonrasında kadın istihdamındaki artış sevindirici iken, bunun çok büyük bir kısmının niteliksiz işlerde olduğunu vurgulamak lazım. 2004-2021 arasında nitelik istemeyen işlerde yüzde 21’den yüzde 11’e bir düşüş olmuş” diyor aynı zamanda Sabancı Üniversitesi-TÜSİAD Rekabet Forumu Direktörü olan Esra Kaygusuz. Zaten tam da bu nedenle genç kadınlar eğitimde tercihlerini buna göre yapıyorlar belli ki. Kadın üniversite mezunlarının sadece yüzde 9’u mühendislik okumuşken, bu oran erkeklerde yüzde 30. Yani hem nitelikli iş bulamayacaklarını düşündükleri, hem de iş yerlerinde nitelikli kadın eleman talebi düştüğü için belli ki genç kadınlar ona göre seçim yapıyor.
15-24 YAŞ NE EĞİTİMDE NE İŞTE
2006 sonrasında üniversite mezunu kadınların oranındaki artış da sevindirici. Bunda zorunlu eğitim seviyesinin uzadığı bir dönem olması ve açılan yüksekokulların ve üniversitelerin sayılarının çok artması elbette etkili. Ne var ki 15-24 yaş arasının eğitime ve işgücüne katılımı endişe verici boyutlarda. Bu yaş aralığındaki genç kadınların yüzde 40’ı ne eğitimdeler ne de iş arıyorlar. Son 10 yıl ortalamasına göre bu yaş aralığında iş arayanların oranı yüzde 40. Bölgesel farklılıklar ise bu konuda çarpıcı. Doğu Anadolu’da bu oran yüzde 60 iken, İstanbul’da yüzde 30.
*
Kadınların iş hayatında yer almasıyla ilgili kadınların tutumu da çok daha eşitlikçi, erkekler ağırlıklı olarak ataerkil bakış açısında. Beni şaşırtan ise, erkeğin eğitim seviyesinin yükselmesinin bu tutumunu pek değiştirmemesi oldu.
*
“Kadınların işgücüne dahil olmama nedenleri arasında birçok engel olduğunu biliyoruz. Ancak toplumsal cinsiyet eşitsizliği, cinsiyet rolleri ve kalıplar kadınların iş yaşamına girmesinin önündeki en önemli engel. Kadınların işgücüne katılması ve eşit fırsatlara ulaşmaları hem toplumda hem şirketlerde fakirliği azaltacaktır, çok daha zengin bir dünya yaratacaktır. Güçlü, sürdürülebilir ve kapsayıcı kalkınma için kadınlarla erkeklerin toplumsal yaşamın tüm alanlarına tam ve eşit olarak katılması, kadının çalışma hayatında hak ettiği yeri alması, işgücüne aktif bir biçimde katılması ve üretimde söz sahibi olması kilit önemde. Biz de KAGİDER olarak değişim için çalışmaya canla başla devam edeceğiz. Cumhuriyetimizin 2’nci yüzyılında ARTIK EŞİTLEYELİM diyoruz!” diyerek raporun üzerine son sözü söylüyor KAGİDER Başkanı Emine Erdem.
Emine Erdem
Bu toplum eşitlenmeden, ülkemize eş olan seviyeye gelmemiz mümkün değil. Bunu bilelim.